Neyi, nasıl öğreneceğimizi, hangi metodu kullanırsak daha verimli olacağımızı çoğunlukla bilemeyiz. Hâlbuki uygulayacağımız minik taktikler, bizim öğrenmemizi kolaylaştıracaktır.

Sınava hazırlanan adayların birçoğu çalıştıkları halde verim alamadıklarından şikâyet ederler. Üniversite sınavına girmiş ve başarılı olmuş öğrencilerin en belirgin özelliği, bilinçli çalışmalarıdır. Eğitim psikologlarının verimli çalışma teknikleri konusunda tespit ettikleri kriterleri, beş başlık altında toplayabiliriz.

1) ARALIKLI YA DA TOPLU ÖĞRENME

Bir konunun bir günde öğrenilmesi yerine parçalara bölerek öğrenilmesi, hatırlamayı artıracaktır. Çünkü son güne bırakılmış öğrenmelerde, adayın kaygı seviyesi yüksektir. Bu da öğrenmeyi olumsuz etkiler. Daha önceden hiç çalışılmamış konuların son güne bırakılmasının yanı sıra, tekrara ihtiyaç olan konuların da son günlere bırakılması yanlıştır. Başarılı olmuş adayların ortak yanı, günlük tekrara önem vermeleridir.

2) BÜTÜN YA DA PARÇALARA BÖLEREK ÖĞRENME

Kısa ve anlam bütünlüğü olan konular; bütün olarak, uzun ve belli başlıklarla sistemleştirilmiş konular ise, parçalara bölerek öğrenilmelidir.

3) TEKRARA YER VERME

Tekrar, bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılmasını sağladığından faydalıdır. Konuların hafızaya yerleşene kadar düzenli tekrara ihtiyacı vardır.

4) ELDE EDİLEN SONUCUN BİLİNMESİ

Aday; çalıştığı konuyla ilgili test çözdükten sonra yanıtlarını kontrol ederse, eksik konularını tespit edeceğinden çalışmalarını bilinçli bir şekilde yönlendirebilir.

5) OKUMA YA DA ANLATMA

Özellikle sözel dersler çalışılırken sesli bir şekilde anlatılması, öğrenmeyi artırır. Birey, konuyu okurken pasiftir. Ancak anlatma sırasında, aktif hale gelir. Anlattığı konuyu aynı zamanda dinleyeceği için, iki kere okumuş gibi olur.

Zor konuların okunduktan sonra özet çıkartılması ve bu şekilde çalışılması faydalıdır.

Sayısal dersler, okuma ya da anlatma yöntemiyle çalışılamaz. Bu nedenle sayısal derslerde konuların pekişmesi için önce örnek sorular ve çözümleri incelenmeli, daha sonra konuyla ilgili farklı sorular çözülmelidir. Öğrencilerin bu konuda yaptıkları en büyük hata, sorular üzerinde yeterince kalem oynatmamalarıdır. Öğrenciler, anlamadıkları konularda bir öğretmenden ya da arkadaşlarından yardım almanın gerekli olduğuna inanırlar. Yardım almak gereklidir; ancak konuların pekiştirilmesi için yeterli değildir. Bunun için öğrenciler, sorular üzerinde kalem oynatmalıdır.

Verimli çalışma konusunda vurgulamamız gereken bir başka önemli nokta, öncelikli olarak dersin aktif bir şekilde dinlenilmesidir. Yukarıda sıralanan yöntemleri kullanan bir aday, istikrarlı bir çalışma göstereceği için düzenli bir yaşam sürer. Gece geç saatlere kadar çalışmak yerine, aralıklı çalışmayı tercih eder. Böylece derste anlatılanları dikkatli bir şekilde dinleyecek fizyolojik yapıya sahip olur. On yedinci yüzyıl felsefesine damgasını vurmuş olan düşünür Descartes, verimli çalışmanın dört temel prensibi olduğunu vurgular:

1) Önyargısız olmak

2) Bütünü parçalarına ayırmak

3)En kolay olandan başlamak

4) Tekrar yapmak

Ron Fry’ın sözü bu konuda söylenmiş en güzel sözlerden biridir:

‘Nasıl çalışmak gerektiğini bilmek, öğrenmeyi öğrenmektir. Bence bu, bir insanın kendine verebileceği en güzel hediyedir.’

SOKRATES’E GÖRE AKTİF ÖĞRENİMİN YOLLARI

1) Bilgiyi kendi kelimeleriyle yeniden ifadelendirmek (not alma, özet çıkarma, vb.)

2)Örneklendirmek

3)Çeşitli biçimlerinin ve durumlarının neler olduğunu ayırt etmek (çalışılan konunun önemli yanlarını tespit etmek)

4)Bilgi ile diğer faktörler ve fikirler arasında bağlantı kurmak (konuyu bütünlük içerisinde öğrenerek, diğer konularla bağlantı kurarak belleğe kaydetmek)

5)Bilgiyi çeşitli biçimlerde kullanmak (soru çözmek, tekrar etmek)

6)Bazı sonuçlarını önceden görmek (teorik olarak zihne yerleştirilen konunun pratik olarak da uygulanır hale gelmesi)

7) Bilginin karşıtını veya tersini ifadelendirmek (çalışılan konuyu şifrelemek)

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Ebru Kodak / Psikolojik Danışman, Eğitim
Kaynak: