Hayatımızdaki bu değişimler, insanın yakın arkadaşlarındaki değişimi incelememe imkân verdi. Arkadaşlarla kardeşler arasındaki en önemli fark, insanın arkadaşını seçebilirken kardeşini seçememesidir. Ancak konuşulmayan başka bir önemli fark da, arkadaşlar değişirken kardeşlerin ya da diğer aile üyelerinin hayatımızdaki konumunu korumasıdır.

Dolayısıyla arkadaşlar değişebilir ve hatta değişmesi de iyidir. Arkadaşlık üstüne daha önce birkaç defa yazdım; insanın arkadaşları kaderini tayin ediyor. Dolayısıyla doğru insanlarla arkadaşlık kurmak, insanı hayatında iyi şeylere, iyi okullara, iyi işlere, iyi alışkanlıklara taşırken, yanlış insanlarla arkadaşlık kurmak insanı olumsuz şeylere taşıyor. İnsanın okul arkadaşları çoğunlukla okuldaki sıra arkadaşıdır. Kiminle yan yana oturursanız o sizin arkadaşınız olur. Okulda ya da mahallede arkadaş seçimi, birazcık piyango bileti almaya benzer. Arkadaş gibi yaşamınızdaki önemli bir kişiyi piyangoya bırakmak yerine arkadaş edinmede sistemli bir gayret daha yerinde olacaktır. Ancak daha önce bu konuları yazdığım için, yazmak istediğim konu bu değil.

En çok bağlı olduğumuz, birlikte zaman geçirmeye bayıldığımız, acımızı ve sevincimizi paylaştığımız, içtiğimiz suyun ayrı gitmediği arkadaşların bir süre sonra hayatımızdan çıkması bize hem endişe verir hem de oldukça üzer. Bunun bir nedeni de, bir daha bu kadar iyi arkadaş bulamayacağımıza ilişkin inançtır. Kolayca arkadaş edinilemediğini gözlemlediğimiz geçmişimiz de bu inancı destekler. Arkadaşlar hayatımızdan istesek de istemesek de çıkıyorlar. İş değiştiriyoruz, taşınıyoruz, bekarlar evleniyor ve bütün bunlar arkadaşlık sürecini etkiliyor. Evli arkadaşlarımızın çocuklarının dahi olması, arkadaşlık sürecimizi etkiliyor. Çünkü insanlar artık eşlerine, çocuklarına ve eşlerinin ailelerine daha fazla zaman ayırıyorlar. Durum bu olunca da ilişkimiz süren arkadaşlarımızla bile daha az görüşebiliyoruz.

Bir arkadaş hayatımızdan çıkınca ne yapmalıyız? İçimizi bir hüzün kaplasa da hayatımıza devam edeceğiz. Daha da ötesi, hayatımızdan çıkan her şey, bir yenisi için yer açar. Önemli olan, hayatımızdan çıkan şeylerin yerine daha iyi olanını koyabilmektir. Dolayısıyla bir arkadaş hayatımızdan çıktığında yerine bir arkadaş koyabilmek için sistemli bir arayış içine girmeliyiz. Tabii bunu yapabilmek için öncelikle durumu sakin bir şekilde kucaklamamız gereklidir.

İnsanın hayatı tekdüze bir şekilde ilerlemez. Yani sürekli olarak her şey yolunda gitmez; ancak her şeyin yolunda gittiği dönemler de vardır. Hayat bir makara ipliğe benzer; makaralar bir taşıma aracıyla götürülürken araç devrilmiş makaraların hepsi yoldaki çamura içine düşmüştür. Birçoğu çamura yarı yarıya batmıştır. Bu olay sonrasında makaralar açıldığında makaradan gelen hayat ipinin bir kısmı çamurlu, bir kısmı da temiz olur. Makaranın yapısı gereği, ipin her temiz bölümünü, bir kirli bölüm izler. Her kirli bölümü de, temiz bölümü izler. Sabır ve teslimiyet, hayat makarasının ipinin zorluk içeren bölümünü huzur ile geçmemize yardım eder. Her gecenin ardından güneş doğacaktır.