Profesör sınıfa girip, karşısında duran öğrencilere kısa bir süre baktıktan sonra kürsüye doğru yürüdü. Kürsünün altına eğilerek, büyük bir kavanoz ve yumruk büyüklüğünde bir düzine taş çıkardı. Taşları kavanozun içine yerleştirdi. Kavanozun başka taş almayacağına emin olduktan sonra ‘Bu kavanoz doldu mu?’ diye öğrencilerine sordu. Öğrenciler, ‘Hayır!’ cevabını verdiler.

Profesör, kürsünün altından bu defa da bir kavanoz mıcır çıkardı. Ve mıcırı kavanoza döktü. Daha sonra kavanozu sallayarak mıcırın yerleşmesini sağladı. Öğrencilerine dönerek, ‘Bu kavanoz doldu mu?’ diye sordu. Bir öğrenci ‘Dolmadı herhalde’ cevabını verdi. ‘Doğru’ dedi profesör.

Profesör, kürsünün altına yeniden eğildi ve bir kavanoz kum aldı. Kumu, kavanozun içine döktü. Yeniden öğrencilerine döndü ve tekrar ‘Bu kavanoz doldu mu?’ diye sordu. Öğrenciler hep bir ağızdan ‘Hayır!’ cevabını verdiler. ‘Güzel!’ dedi profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su aldı. Kavanoz dolana dek suyu boşalttı.

Daha sonra öğrencilerine dönerek ‘Bu deneyin amacı nedir?’ diye sordu. Bir öğrenci ‘Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, mutlaka daha ayırabileceğimiz zamanımız vardır.’ diye haykırdı. ‘Hayır!’ dedi profesör ve konuşmaya devam etti: ‘Deneyin asıl anlatmak istediği şudur. Büyük taşları önce koymazsanız, küçükleri koyacak yeri, hiçbir zaman bulamazsınız.’

Profesör, öğrencilerine bu defa ‘Peki nedir büyük taşlar?’ diye sordu.

Bu sorunun cevabını hikâyeden beklemeden cevaplayalım. Hayatımızın her döneminde kavanozun içine koyacak taşlar olacaktır. Bu taşların -belki de- en fazla önem kazandığı dönem, ÖSS’ye hazırlanılan dönemdir.

Üniversite sınavını kazanmak isteyen bir öğrencini zaman kavanozuna koyacağı büyük taşlar, ders çalışmaktır. Küçük taşlar ise; boş zaman etkinlikleri olarak da adlandırılan etkinliklerdir. Bu etkinlikler; gezmek, televizyon seyretmek, uyumak, müzik dinlemek ya da resim yapmak şeklinde özetlenebilir ve adaylara göre faklılık gösterir.

Kavanoza, önce küçük taşları yerleştiren aday; sınav yaklaştıkça ‘Keşke’ ifadesiyle başlayan cümleleri, daha sık kullanmaya başlar. Büyük taşları önce yerleştirerek, kalan boşluklara küçük taşları koyan aday ise; sabrının meyvesini alacaktır. Sınava kadar planlı bir şekilde çalışan aday isterse, daha sonra bu kavanozu kırarak, yaz tatilini gönlünce değerlendirebilir. Bu şekilde çalışmayan adayın yaz tatili ise, kavanoza bakarak iç çekmekle geçecektir. Üstelik gelecek yıl, o kavanozu yeni baştan doldurması gerekecektir. Bu konudaki tercihi adaylara bırakalım.

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Ebru Kodak / Psikolojik Danışman, Eğitim
Kaynak: