Sevgi (11. Sınıf)
Etkinliğin Adı: |
SEVGİ |
Sınıf: |
11 |
Yeterlik Alanı: |
Kişiler arası ilişkiler |
Kazanım: |
Sevginin insan hayatındaki önemini belirtir. (Kazanım Numarası 142 ) |
Öğrenci Sayısı: |
Tüm Sınıf |
Süre: |
40 Dakika |
Ortam: |
Sınıf |
Sınıf Düzeni |
Oturma Düzeni |
Araç-Gereç: |
Form (Şiirler) |
Kaynak: |
MEB-Rehberlik Etkinlikleri, 11-2002, |
SÜREÇ 1) Öğrencilere aşağıdaki sorular sorulur ve düşüncelerini ifade etmeleri sağlanır. a. Sevginizi nasıl dışa vurursunuz? Örneğin kardeşinize, arkadaşınıza, evcil hayvanlara, derslere sevginizi nasıl açığa vurursunuz? b. Birilerinin sevgisini nasıl anlarsınız? 2) Paylaşımlardan sonra ekteki şiirlerin istekli öğrenciler tarafından sınıfa okunması sağlanır. 3) Sınıf beş gruba ayrılır ve her bir gruba ekteki şiirlerden biri verilir. 4) Her gruptan kendi şiirini aralarında okuyarak anlatılmak istenenleri tartışıp ulaştıkları sonuçları yazmaları istenir. 5) Yazma işlemi bittikten sonra her gruptan bir öğrencinin şiiri ve bir başkasının da çıkardıkları sonuçlara ilişkin metni sınıfta okuması istenir. (Bu sırada sınıfın diğer öğrencilerinin soru sorabilecekleri ya da kendi yorum ve katkılarını ifade edebilecekleri belirtilir). 6) Bu etkinliğin sonunda öğrencilere neler kazandıkları sorulur ve paylaşımlar alınır. 7) Sevgi kavramının önemi vurgulanarak etkinlik sonlandırılır. Değerlendirme : |
FORM
(Şiirin Düşündürdükleri)
-Şiirler-
YAŞADIKLARIMDAN Ö?RENDİ?İM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğince
Hem de tüm benliği seslerle ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi, olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,
Bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana
Ataol BEHRAMO?LU
Selam
Yola çıkınca her sabah,
Bulutlara selam ver.
Taşlara, kuşlara, atlara, otlara
İnsanlara selam ver.
Ne görürsen selam ver.
Sonra çıkarıp cebinden aynanı
Bir selam da kendine ver.
Hatırın kalmasın el gün yanında
Bu dünyada sen de varsın!
Üleştir dostluğunu varlığınla,
Bir kısmı seni de sarsın.
Üstün DÖKMEN
TÜRKİYE
Türkiye bir sıcak bir ülke
Güneşi kocaman bir nar.
Dağı dağ, denizi deniz
İnsanı insanca bakar.
Ayca konuşur, yıldızca
Bozkırda telli kavaklar.
Uzak yanık türkülerle
Yayla kokuşlu ırmaklar.
Suskun bir sızı gibidir
Güz sonu tüten ocaklar.
Türkiye sonsuz mu sonsuz
İçimdeki özlem kadar.
Türkiye bir uzak pınar
Her gece uykuma akar.
Tahsin SARAÇ
(Ataol Behramoğlu, Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi, 2. Cilt, s. 684-685, Sosyal Yayınlar, 1987)
EKMEK
Dilimin ucunda bir eski arkadaş adı,
Unutulmuş şekilleri taşıyan bulutlar;
Bir gökyüzü genişliğiyle ruhuma dolar
Otların üstünde sırtüstü yatmanın tadı.
Avucumda sıcaklığını duyduğum emek;
Üstünde hatırası kadar güzel sonbahar;
O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar
Düşünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek.
Orhan VELİ
(Ataol Behramoğlu, Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi, 1. Cilt, s. 322, Sosyal Yayınlar, 1987)
NEFES ALMAK
Nefes almak, içten içe, derin derin,
Taze, ılık, serin,
Duymak havayı bağrında.
Nefes almak, her sabah uyanıp,
Ağaran güne penceren açık,
Bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.
Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı
Senin her yer: Caddeler, meydanlar, çarşı?
Kardeşim nefes alıyorsun ya!
Koklar gibi maviliği, rüzgarı öper gibi,
Ananın sütünü emer gibi,
Kana kana,doya doya?
Nefes almak, kolunda bir sevgili,
Kırlarda bütün bir Pazar tatili.
Bahar, yaz, kış.
Nefes almak, akşam iş bitince,
Çoluk çocuğunla artık bütün gece
Nefesin nefeslerine karışmış.
Yatakta rahat, unutmuş, uykulu,
Yanında karına uzatıp bir kolu,
Nefes almak.
O dolup boşalan göğse?
Uyumak, sevmek nefes nefese,
Kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.
Sürahide ışıl ışıl içilecek su.
Deniz kokusu, toprak kokusu, çiçek kokusu
Yüzüme vuran ışık, kulağıma gelen ses.
Ah bütün sevdiklerim, her şey herkes?
Anlıyorum birbirinden mukaddes,
Alıp verdiğim her nefes.
Ziya Osman SABA
(Ataol Behramoğlu, Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi, 1. Cilt, s. 322, Sosyal Yayınlar, 1987)