Prof. Dr. Yankı Yazgan'a göre; minik yavrunuzun okula hazır olup olmadığını bazı küçük gözlemlerle anlayabilirsiniz. Oynarken mızıkçılık yapması, oyundan atılınca kös kös yanınıza gelmesi bile ipuçları verir.

Çocuğunuz ilkokula başlamaya psikolojik olarak hazır mı?' sorusunun ayrıntılı yanıtlarını, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yankı Yazgan verdi:

Hazırlık ya da ana sınıfı için okula hazır olma ölçütleri var mı? Çocuklarımızdan ne bekleyebiliriz?

Basit yönergeleri anlayıp, uygulayabilmeli, ihtiyacını, derdini anlaşılır biçimde ifade edebilmeli, eşyasını, oyuncağını diğer çocuklarla paylaşabilmeli (her zaman değil elbette!) ve grup olarak oynanan oyunlara katılabilmeli. Çocuğunuzun bu ölçütlere ne kadar uyduğunu, öğretmenlerine sorarak öğrenebilirsiniz. Ayrıca kendiniz de gözleyin. Oyun alanlarında, misafirliklerde, alışveriş yerlerinde, çocuğunuzla birlikteyken yaptığınız gözlemlere dayanarak, kendi görüşünüzü oluşturabilirsiniz. Onun okul alışverişini birlikte yapmaya özen gösterin, bu sırada davranışlarını gözlemleyebilirsiniz. Çocuğunuz ilk karşılaşmada nasıl ilişki kuruyor, ne kadar rahat, ne kadar ölçülü, büyükler onun konuşmasını izleyebiliyor ve anlayabiliyor mu, başkalarının söylediklerini sözlerini kesmeksizin dinleyebiliyor mu, arkadaşlarınızın çocukları ile oynarken mızıkçılık yapıyor mu; bunların hepsi önemli kriterlerdir. Örneğin, oyundan atılınca kös kös yanınıza geliyor mu? Bunlara dikkat etmek gerekir.

Birinci sınıfa hazır olmanın ölçütleri ne?

Çapraşık yönergeleri anlayıp, uygulayabilmeli. Birden çok basamak içeren, akılda tutma becerisi gerektiren yönergeler okulda her gün birçok kez karşısına çıkacaktır. Masa başında uzunca sürelerle oturabilmeli. Küçük aralar verdikten sonra tekrar işinin başına (hevesli olmasa bile) öğretmenin teşviki ile dönebilmeli. Bir işi (destekle de olsa) kendi başına tamamlayabilmeli. Ona yol gösterdiğinizde uygulayabilmeli. Her aklına geleni yapmak istese de, kendini tutabilmeli. Bu özellik, oyun oynamak yerine yazma-okuma gibi ilk başta zor gelen işleri yapabilmek için bir ön şart. Bu alanlarda zorluklar var ise 'kesinlikle çocuğunuz hazır değildir' anlamına gelmez. Onu okula hazırlıksız göndermek yerine onu nasıl güçlendirebileceğinizi öğrenmek, nasıl destekleyebileceğinizi bilmeniz açısından gerekebilir. Belki bir uzman görüşü almanın zamanıdır. İLK ADIMLAR...

İlkokula gidecek çocukta ne gibi akademik yetenekler olmalı?

Hazırlık sınıfına gittiyse bu becerilerin daha 'tam' olması beklenir. Görsel koordinasyonu bulunmalı. Makasla şekiller kesebilmeli, kalemi tutarak şekilleri çizebilmeli, harfleri kabaca kopya edebilmeli. Okuma öncesi becerileri olmalı. Harflerin bazılarını tanımalı. Aritmetik becerileri sayma, kümeleme, benzerleri tanıma olmalı. Çocuğunuzun, bu alanlardaki gelişiminin hiç olmazsa ilk adımlarını atmış olması beklenir. Gelişmenin başladığı noktaları mükemmelleştirmek okulun işi olacaktır.

Okulun ilk 3 yılında akademik olarak ne beklemeliyiz?

Okuma-yazma ve dört işlem mükemmelleşmeli. Ötesine geçen her beceri ve bilgi, hoş geldi, safa geldi... Okuma; sesler ve simgeleri olan harfler arasındaki ilişkiyi kavramaya dayanır. Okumayı öğretme yöntemleri dönem dönem değişkenlik gösterse de, amaç; hem okumak, hem de okuduğunu anlamaktır.

SİSTEM KURUN

Okumayı nasıl kolaylaştırabiliriz?

Okuldan çok önceki yıllardan başlayarak, ona kitap okuyun. Sınıfta neler yapıldığını yakından izleyin, öğretmenden günlük haber alın (deftere yazılı notlara bakmak bile yetebilir). Yazma için gereken beceriler, parmakların beyin tarafından etkili kullanımına dayanır. Oturması zaman alan bir beceridir. Matematik öğretimi bizim çocukluğumuzdakinden çok farklı gibi gözükse de, merak etmeyin, en azından ilkokul matematiğinde 2 kere 2 hala 4 ediyor. Resim, müzik, beden eğitimi gibi dersler sadece bir dinlenmeden ibaret değildir; ana dersler için gerekli becerilere destek olurken, hayatın tadını almayı sağlayacak donanımı çocuklara kazandırır.

Ödev sorun olmaktan ne zaman çıkar?

İlk yılın ödevleri, okulda öğrenilenlerin tekrarlanmasını sağlar. Bundan fazlasını bekleyen okullar moralinizi bozmasın, ama sizi seçiminiz hakkında düşündürsün. Çocuğunuzun nasıl çalıştığını görmek için de bir fırsat oluşturur. Ödevlerini belli bir zamanda, belli bir sistemle yapmasını sağlamanızı öneririz. Ödevi onun adına yapmayın, masaya birlikte oturmanız da gerekmez. Sadece danışabilmesi için el altında olun. Ödevlerin okulda kontrol edilmesi, her yaş çocuk için teşvik edicidir.

Yaş gruplarına göre her çocuk benzer bir gelişim mi gösterir?

Her çocuğun gelişimi eşit hızda olmaz. Bazı çocuklar sınıf içi kurallara uyumda, arkadaşlar ile karşılıklı ilişkilerde, davranışlarını denetlemekte zorlanabilirler. Bazıları için okumak neredeyse imkansız bir iştir. Bazıları dersi izlemeyi bir türlü beceremez. Ödev yapmak hemen her çocuk için bir eziyettir; ama bazı çocuklar ödev yapmamak için her şeyi göze alabilirler. Sorunları ne abartın, ne de azımsayın. Öğrenmeyi, sosyal uyumu engelleyebilecek değişik sorunlar, ilkokulun ilk yıllarında belirginleşir. Çalışma ve sorumluluk alışkanlıklarını olumsuz etkileyecek bu sorunların bir kısmı, yakın takip ve teşvik ile aşılabilir. Bir kısım çocuk için ise kendilerini giderek işe yaramaz ve değersiz hissettiren, öfkelendiren, üzen (ve sizinle arasını bozan) meselelere dönüşürler. Okuyarak, danışarak, nasıl bir yaklaşım göstereceğinizi öğrenin.

Okul korkusu 4 haftadan uzun sürmemeli

Okula başlarken en sık görülen zorluk, 'ayrılma' kaygısıdır. Kaygılar, hem sizlerden uzak olmaktan, hem de yeni koşullara alışmanın olası zorluklarından kaynaklanır. Çocuklar kendi başlarına kalmayı dert etmekle yetinmez; sizin ne olduğunuzu, iyi olup olmadığınızı da merak ederler. Bu kaygının okulun ilk birkaç haftası boyunca olmasını fazla dert etmeyin; ama kaygılar dördüncü haftada da sürmekteyse, bir bilene danışmanın zamanı gelmiştir. Beklerken, sizin de yapabileceğiniz şeyler var:

·          Sabırlı olun. Kolay değil ama yapılacak en doğru hareket de bu.

·          Kaygısını giderici, doğru ve küçük vaatler içeren şeyler söyleyin, 'Akşam okul çıkışı geleceğim', 'Eve geldiğinde parka gidebiliriz' gibi.

·          Sabah okulun, hatta sınıfın kapısına kadar gelebilirsiniz.

·          Sizi hatırlatacak herhangi bir şeyi yanında bulundursun. Örneğin, birlikte çekilmiş bir fotoğraf.

·          Kaygısını, işin içine kendi kaygınızı katarak artırmayın.

·          Okulda olun ama giderek kısalan sürelerle, program çerçevesinde yavaşça uzaklaşın.

·          Zaman verin; ayrılığa hem onun hem de sizin alışabilmeniz için.

Bilinçli veli olmak için uzmanlara kulak verin...

Minik yavrunuz artık büyüdü ve akademik kariyerinin ilk basamağına adım attı. Okul yolunda onu zor ve uzun bir yol bekliyor. Çocuğun iyi bir eğitim ve öğretim görebilmesi için anne-baba olarak bizler neler yapabiliriz? İşte bu soruların yanıtını uzmanlar veriyor. Artık aileler çocuklarının okul başarısını onları zorlamadan artırabilmek için işin uzmanı pedagog, psikolog hatta psikiyatristlerden destek alıyorlar. Kaygıları bir kenara bırakıp bilinçli bir veli olmak için sağlıklı ve başarılı çocuk yetiştirme rehberi dizisini okuyun...