Aile çocuğu okula göndermekle, onun ihtiyaçlarını karşılamakla, cebine harçlık koymakla görevinin bittiğini düşünmemeli. Çocuğuna ayrıca zaman da ayırarak onu takip etmelidir.

Ülkemizde pek çok öğrenci okula gidemiyor. Devlet, bu öğrencileri okula kazandırmak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Çocuklarını okula göndermeleri için aileleri ikna etmeye çalışıyor. Bu çabalar sonucunda binlerce öğrenci okulla tanışıyor. Diğer taraftan ailelerin ezici çoğunluğu çocuklarını okula büyük beklentilerle ve isteyerek gönderiyor. Her ne şekilde olursa olsun, çocuğun okula başlamasıyla ailelerin görevleri bitmiyor. Aslında ailenin asıl görevi, çocuğun okula gitmesiyle başlıyor.

Her aile, çocuğunun iyi ve başarılı bir insan olarak toplumda yer almasını ister. Aslında okul da bu amaçları gerçekleştirmenin bir aracıdır. Çocuğun istenen davranışları gerçekleştirmesi için okul, aile ve öğretmenlerin işbirliği yapması gerekir. Bu nedenle aile çocuğu okula göndermekle, onun ihtiyaçlarını karşılamakla, cebine harçlık koymakla görevinin bittiğini düşünmemelidir.

Çocuğuna gerekli ortamı sağlayan, onun ihtiyaçlarını gideren aile, ona zaman da ayırmalıdır. Onu takip etmelidir. Bunun için de okuldan geldiğinde onunla konuşmalı, gününün nasıl geçtiğini ona sormalı, onun yaşadıklarına önem verdiğini göstermelidir. Bu iletişim, polisin suçluyu sorgulaması üslubunda değil de ebeveyn-çocuk ilişkinin sıcaklığı içinde gerçekleştirilmelidir. Veli ayrıca öğretmenlerle belli periyotlarla görüşmeli, öğrencinin daha iyiye gitmesi adına yapılması gerekenleri ve kendi üzerine düşen sorumlulukların neler olduğunu öğrenmelidir. Bu doğrultuda öğrencinin evde neler yapması gerektiğini, evde ona nasıl yardımcı olması gerektiğini öğretmenlerle istişare etmelidir. Aile çocuğun sorunlarıyla da ilgilenmeli, arkadaş çevresini tanımalı, kimlerle ne zaman, ne yaptığını iyi bilmelidir. Aile çocuğun his dünyasına girebilmeli, duygu ve düşüncelerini öğrenebilmeli; çocuğun her şeyini kendileriyle paylaşmasını sağlamalıdır. Bunun yolu da çocukla sağlıklı bir iletişim kurmak, ona karşı şeffaf olmak, onu ailenin sözü dinlenen bir bireyi olarak görmek, onunla her şeyi belli sınırlar içinde paylaşmaktan geçer. Bu şekilde iletişim kurulan çocuklar çevrenin olumsuz etkilerine kolay kolay kapılmaz. Dolayısıyla başarılı olma ihtimalleri de yüksek olur.