Birinci dönemin ortalarına geldik. Sınav sonuçlarını değerlendirmek adına okullar veli toplantıları gerçekleştiriyor. Toplantıdan kimi anne-baba memnun ayrılırken kimi de çocuklarının okul başarısı için endişeye kapılmış durumda. Velilerin ilk toplantılara katılması kadar sonuçların öğrencilerle birlikte değerlendirilmesi de başarıyı olumlu şekilde etkiliyor. Öğrenci gayreti için takdir edilmeli, güzel sonuçlar karşısında da memnuniyet dile getirilmeli. Birkaç başarısızlık karşısında hemen paniğe kapılmak ne kadar yanlış ise "Bunlar daha ilk sınavlar, nasıl olsa düzeltir" şeklinde düşünmek de bir o kadar yanlış.

Anne-babalar, veli toplantısı sonucu önce yorum yapmadan öğrenciyi dinlemeli. Dinlerken de şu sorulara bir yandan cevap aranmalı: Öğrenci okula neden gidiyor? Amaç okulu bitirmek, diploma almak mı, yoksa bir meslek sahibi olmak mı? Belli bir meslek tercihi var mı? Bu tercih kişisel tercihi midir yoksa farkında olmadan üzerinde yakın çevresinden gelen bir baskı hissetmekte mi? Öğrenci hedefine doğru giderken bir yandan da öğrenmekten zevk alıyor mu? Derslere hangi duygu ve düşüncelerle giriyor? Sınavlar onun için ne ifade diyor? Bu sorular doğrudan sorulmamalı sohbet içinde cevapları aranmalı, öğrenci bu konularda düşünmeye ve kendi benimsediği yolunu çizmeye yönlendirilmelidir.

Öğretmen ve dersle ilgili sorunların doğru yaklaşımlarla çözülmesiyle de ders başarısı artmaktadır. Öğrenciler bazen derse bazen de o dersi anlatan öğretmene karşı önyargı geliştirip öğrenme ve çalışma isteklerini kaybeder. Böyle bir durum varsa genellikle çocuğun düşük not aldığı dersin öğretmeni ile tanıştıktan sonra öğrenciyle konuşarak nedenlerini anlamak mümkün olmaktadır. Çocuk, öğretmen ve ders hakkında olumsuz bir yorum yapsa da sözünü kesmeden dinlenmelidir. Bir süre sonra öğretmenin olumsuz davranışları kadar kendi hatalı davranışlarını da söylemeye başlayacaktır. Sorun öğretmenin davranışlarıyla değil de dersle ilgiliyse dersteki başarısını artırmak için destek olunmalı. O dersi daha iyi anlayan bir arkadaşla çalışmak, özel ders almak gibi yöntemler başarıyı artıracağından dersle ilgili önyargıyı kırmak hususunda yararlı sonuç vermektedir.

onda sürekli eksiklik görmeyin

Öğrencinin okula bir vazife gibi gitmesi, öğrenmekten zevk almaması da başarısızlık nedenlerindendir. Bu durumda bazı dönemlerde yüksek başarı görünse de bir zaman sonra başarı düşmektedir. Anne- babaların çocuğun başarılarını takdir etmemesi, sürekli eksikliklerini görmesi çocuğun bir zaman sonra motivasyonunun kırılıp ders başarısının düşmesine yol açmaktadır. Öğrenci derslerde başarı ile ilgili aşırı kaygılıdır ve umursamaz görünerek, olumsuz duygularını bastırmaya çalışmaktadır. Bilgisayar, telefon, internet oyunları ve dizilere düşkünlük gibi kaçışla birlikte görülen sorunlar başarıyı daha da düşürür. Benzer durumlar yaşanan streslere ve gelişim süreçlerine bağlı olarak bütün öğrencilerde kısa süreler içinde görünse de bir zaman sonra normale dönülür. Aşırı baskıcı ve mükemmeliyetçi anne-baba çocuklarında ise normale dönüş, tutumların yeniden gözden geçirilmesi ve doğru yaklaşımlarla mümkün olmaktadır.

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Farika Teymur Artır
Kaynak: Zaman