Sınav maratonu bitti, puanlar belli oldu; ancak şimdi de öğrenciler için en az ÖSS kadar önemli olan tercih süreci başlıyor. Gençlerin merak ettiği sorulara cevaplar bu dosyada.

Her isteyen istediği üniversiteye yerleşebilse ne güzel olurdu değil mi? Ancak dünyanın hiçbir yerinde ölçüsüz ve belli kriterlere tabi olmadan üniversiteye girilemiyor; girilse bile okuyabilmenin, eğitime devam etmenin belli şartlarını yerine getirmek icap ediyor. Bu yıl Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) 1 milyon 350 bin öğrenci girdi. Bunlar arasında çok yüksek puanlar alıp üniversite beğenmediği için tercih yapmakta zorlananlar da, çok yetersiz puan aldığı için puanına uygun üniversite veya bölüm bulmak zorunda kalanlar da var.

Öğrenciler için en az ÖSS kadar önemli olan tercihler, 22 Temmuz ile 3 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Şimdi kafalarda çok sayıda soru işareti var. Hangi mesleği seçersem gelecekte işsiz kalmam? Üniversite mi, yoksa bölüm mü seçsem? Ailemin oturduğu ilde üniversite okumak avantaj mı olur, yoksa sosyalleşme ve kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrenme adına şehir dışına mı çıksam? Bu yıl bölümlerin taban puanları düşer mi? Bu sene istediğim üniversiteyi kazanma şansım yok ama aile ve çevre baskısından dolayı da rastgele bir üniversiteyi kazanıp seneye sınava hazırlansam puan kaybım ne olur? Sorular… Sorular… Devam ettirmek mümkün.

Biz de tercih döneminde karar aşamasına gelmiş gençlerin sorularına cevap bulma adına uzmanlara sorduk, araştırdık ve tavsiyeler aldık. Büyük oranda FEM Dershanesi rehberlik uzmanlarının hazırladığı tercih dokümanlarından faydalanarak hazırladığımız bu yazının tercih döneminde faydalı olacağını düşünüyoruz.

Önce üniversite kavramı üzerinde durmak gerekiyor. Öğrenci, üniversitenin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bilsin ki ona göre tercih yapsın. Aslında üniversiteler doğrudan ve sadece meslek edindirme amacıyla kurulmuş olan eğitim kuruluşları değil. Üniversite eğitimi, gence bakış açısı, kültürel birikim, meslekî bilgi, kendine güven vb. özellikleri kazandırmayı amaçlıyor. Dolaylı yoldan meslek edindirme de amaçları arasında üniversitenin; ama doğrudan ve sadece meslek edindirme gayesi yok. O nedenle bir bölümden mezun olduğunuz takdirde illa ki o bölümle ilgili mesleği yapmak zorunda değilsiniz. Bunu ifade ederken ileride yapmayı düşündüğünüz mesleği ilgilendiren bir bölümü bitirmenin çok yönden size avantaj sağlayacağını da göz ardı etmiyoruz.

Seçme arifesinde olduğunuz bölüm, gerçekten sizin karakterinize, ilgilerinize, yeteneklerinize uygun mu? Sağlık koşullarınız ne derece seçeceğiniz mesleği yapmaya elveriyor? Sizin için meslek sahibi olmaktaki amaç nedir? Acaba seçtiğiniz bölümde göreceğiniz dersler, hoşlanacağınız ve başarılı olabileceğiniz dersler mi? Çalışma ortamı sizin isteklerinize uygun mu? Meslekte ilerleme olanağı var mı? Bunun gibi onlarca soruyu kendinize sormadan, kulaktan dolma bilgilerle veya yakın çevrenizin zorlamasıyla tercih yaptığınızda sükût-u hayale uğrayabilirsiniz. O nedenle ince eleyip sık dokumak zorundasınız.

Olayın ciddiyetini daha iyi anlayabilmeniz için yapılan bir araştırma sonucunu nakledelim. Sabancı Üniversitesi, sayısal puan türünde ilk bine giren öğrenciler arasında bir araştırma yaptı. Öğrencilerden yaklaşık yüzde 40'ının seçtiği bölümden memnun olmadığı görüldü. Bu, büyük bir rakam. Bu rakam, öğrencilerin bilinçsiz bir seçim yaptığını gösteriyor. Bir diğer çalışma da, öğrencilerin neredeyse üçte ikisinin okuduğu bölümden hoşlanmadığını ortaya koyuyor. Peki, suç sadece öğrencilerin mi? Tabii ki değil… Eğitim sistemimizdeki problemlerden üniversitelerin kendilerini tanıtmadaki yetersizliğine, ailelerin bilinçsizliğinden meslek kuruluşlarımızın bu konudaki ilgisizliğine kadar bir sürü neden ileri sürülebilir. Bütün bunlar bölüm tercihi yaparken çok dikkatli olunması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Seçeceğiniz bölüm -dolayısıyla meslek-, hayatınızda yaşayacağınız arkadaş grubunu, iş bulma zorluk veya kolaylığını, ailenizin ve sizin yaşayacağınız ortamı, çalışacağınız işten zevk alıp almayacağınızı, sağlık durumunuzu, maddi durumunuzu, sosyal haklarınızı ve kültürel kimliğinizi, nelerden ödün vermeniz gerektiğini, toplumda göreceğiniz saygıyı, kısaca genel yaşam biçiminizi etkileyecek. Öğrenci, bütün bu unsurları dikkate alarak bölüm ve meslek seçmek durumunda. Şunu da hiçbir zaman unutmamak gerekir ki, üniversite sınavını kazanıp herhangi bir bölümde okuma hakkı elde etmek her şeyi çözmüyor. Kazandığınız bölümü bitirip diplomasına sahip olmanın yanında, kendinizi geleceğe hazırlamanız başarılı bir kariyer için şart. “Bu bölümü bitireyim de nasıl olsa iş bulurum” zihniyetindeki öğrenciler, dışarıda işsiz gezen yüz binlerce üniversite mezununu göz ardı etmiş oluyorlar. O nedenle kendinizi kalifiye ve aranan bir eleman olarak yetiştirmeyi amaçlamalısınız.

İŞ BULMA ŞANSI NELERE BAĞLI?

Üniversiteden mezun olup iş bulma şansını artırmak isteyen birinin şu nitelikleri taşıması gerekir: Kaliteli bir eğitim (mezun olunan üniversitenin ismi, işe alımlarda etkili olan referanslardan biridir), çalışacağınız alanla ilgili yabancı dil, iş hayatında kullanabileceğiniz bilgisayar programlarını biliyor ve kullanıyor olmak, çalışma disiplini ve iş ahlakı, üniversitede okurken ileride meslek edinmeyi düşündüğünüz sektörde staj niteliğinde de olsa çalışmak, çeşitli sosyal projelerde aktif yer almak, çalışacağınız alanla ilgili çevre edinmek, alanınızla ilgili yenilikleri, gelişmeleri ve yayınları takip ederek kendinizi sürekli güncellemek, çevreyle sağlıklı iletişim kurabilmek, giyiminiz ve konuşmanızla kendinizi ifade edebilmek, Türkiye'de ve dünyada olup biten olayları yorumlayabilecek bir birikime ve alt yapıya sahip olmak. Sayılan bu niteliklerin yanı sıra mesleğin gerektirdiği birtakım farklı özellikler de istenebilir kişiden. Bu niteliklerin tamamını üniversitede okurken edinebilirseniz, iş hayatına atıldığınızda alternatifler arasında seçim yapma şansınız da söz konusu olur.

Öğrenciler tarafından çokça yöneltilen sorulardan biri, geleceğin mesleklerinin ne olduğudur. Birçok kitapta bu konuda farklı meslekler görebilirsiniz. Hatta bazı kaynaklarda Türkiye'de adı duyulmayan bir sürü meslek çeşidinin isimleri karşınıza çıkar. Aslında burada sorulması gereken, geleceğin mesleklerinin ne olacağının ötesinde, geleceğin insanının taşıması gereken özelliklerin ne olacağı sorusudur. Biraz önce sayılan özellikler aynı zamanda bu soruya da cevap verir nitelikte. Şimdi gelelim öğrencilerin merak ettiği diğer soru ve cevaplarına:

- Tercih yaparken şehir ve üniversite seçimi ne derece önemlidir?

Öğrencilerin birçoğunda yaşadığı ildeki üniversiteyi kazanma düşüncesi var. Hâlbuki öğrencinin kapasitesi, daha kaliteli bir üniversiteyi kazanmaya elverişli olabiliyor. Ailesiyle beraber olma düşüncesi, öğrenciyi bu seçiminden alıkoyuyor. Bazı meslekler vardır ki, mezun olunan üniversitenin ismi, iş yaşamına geçildiğinde bir referans oluşturur. Elbette her meslek için bu durum geçerli değil. Örneğin eczacılık. Herhalde hiç kimse, ilaç alırken eczacının hangi üniversiteden mezun olduğuna bakarak ilaç almıyordur. Bu yüzden ailenin bulunduğu ilde okuma fikri eğer çok özel bir neden yoksa vazgeçilmez bir amaç haline gelmemeli. Bazı öğrencilerde “Şu üniversite olsun da hangi bölüm olursa olsun” düşüncesi yerleşmiş olabiliyor. Hâlbuki esas olan, bölüm seçimi olmalıdır. Çünkü üniversite 4 ya da 5 yılı geçireceğiniz bir yer. Seçeceğiniz bölüm -dolayısıyla meslek- ise bütün bir hayatınızı etkileyecek bir tercih. O halde yapılması gereken şey, okumak istediğiniz bölümün en iyi hangi üniversitede eğitim verdiğini öğrenerek öncelikle orayı hedeflemek.

- Tek bir tercih yapmak mantıklı mı?

Tercih yaparken alternatifli düşünmek gerekir. Tek bir üniversite veya fakülteye takılıp kalmayın. Gelecek sene, tekrar şansını denemek isteyenler ya da o imkana sahip olanlar, bu noktada idealist davranabilirler. Diğerleri ise, kazandığında pişmanlık duymayacağı bölümleri içeren bir tercih listesi oluşturmalı. İstemediğiniz bir bölümü tercih listenize yazıp kazandığınızda, bir sonraki sene AOBP'nizin puan getirisinin yarı yarıya düşeceğini unutmayın.

- Bölümler ve üniversiteler hakkında nasıl bilgi edinilebilir? Seçim yapılırken hangi noktalara dikkat edilmeli?

Tercihleri sıralamadan önce hedeflediğiniz meslekler ve üniversiteler hakkında bilgi edinmelisiniz. Bu konuda elinizdeki yazılı kaynaklardan, internetten yararlanabileceğiniz gibi, eğitim almak istediğiniz bölümde ve üniversitede okuyan birkaç öğrenciyle, o bölüm ve üniversiteden mezun olanlarla görüşüp bilgi sahibi olabilirsiniz. Şunu unutmamak gerekir ki özellikle üniversitelerin sitelerinde bulunan bilgiler makyajlıdır. O nedenle diğer kaynaklardan da bilgi edinme yoluna gidilmeli. Bunun yanı sıra eğer imkanınız varsa okumak istediğiniz üniversiteyi ziyaret edin ve öğretim üyeleriyle görüşmeye çalışın. Okurken görülecek dersler nelerdir? Bu dersler hoşlanacağınız nitelikte mi? Bu bölümü bitirdiğinizde iş imkânı ne ölçüde var? Okumayı düşündüğünüz üniversitenin fiziksel koşulları ve sosyal ortamı nasıl? Barınma ve burs imkanı sağlanabiliyor mu? Teorik verilen eğitimle iş hayatındaki pratiği birleştirebilmiş mi? Mezunlarına iş imkânı sağlamada ne derece etkili? Bütün bu soruların cevabını öğrenmeye çalışıp ondan sonra tercihlerinizi şekillendirmeniz gerekir. Aksi takdirde kazanıp gittiğiniz bölüm ve üniversite sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bazı şeyleri de yaşamadan anlamak tam da mümkün değil. Kazandığınız bölümde okurken zevk almadan okuyabilir ya da bölümünüzden memnun olmayabilirsiniz. Ancak okulu bitirip iş hayatına atıldığınızda her açıdan tatmin edici bir meslek sahibi olabilirsiniz. Ya da okurken zevk aldığınız bir bölümü bitirdikten sonra çalışma hayatına girdiğinizde hoşlanmadığınız bir işle karşı karşıya kalabilirsiniz. Dolayısıyla eğitim hayatındaki tatminle iş hayatındaki tatmin birebir örtüşmeyebilir. Buna karşı hazırlıklı olun. Elinizden geldiğince yeteneklerinizle, ilgilerinizle ve gelecek adına kurduğunuz planlarınızla örtüşen bölümlere yönelmeye gayret edin.

- Taban puanlar nasıl oluşuyor? Bu sene taban puanlarda ne kadar değişiklik olabilir?

Taban puanlar, bölümlere en son sırada giren öğrencilerin puanlarına göre oluşmakta. Bilindiği üzere her bölümün kontenjanı var. ÖSYM, ilgili bölümü tercihlerine yazmış olan öğrenciler içerisinde bir sıralama yapar. Diyelim ki bölümün kontenjanı 100 ise bu bölüme 100. sırada yerleştirilen öğrencinin puanını da taban puan olarak açıklar. Taban puanların değişmesine neden olan temel faktör arz-talep arasındaki ilişkidir. Dolayısıyla şimdiden arz-talep oranını bilemeyeceğimiz için taban puanlarda ne şekilde bir değişim olacağını kimse kestiremez. Zaten tercih yaparken kullanılması gereken temel veri ÖSS taban puanı değil, en son yerleşen öğrencinin başarı sırası olmalıdır.

- Yeni açılan bölümlerin taban puanları belli değil. Onları tercih ederken neyi kıstas alalım? Tercihlerimizi sıralarken o bölümleri nereye yerleştirelim?

Yeni açılan bölümleri tercih ederken bölümün bulunduğu üniversitenin eşdeğeri niteliğindeki üniversitelerde, aynı bölümün taban puanına ve başarı sırasına bakarak tahmin yürütülebilir. Örneğin Ege Üniversitesi'nde açılan bir bölüm için Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki eşdeğer bölümün taban puanına ve başarı sırasına bakılabilir.

- İkinci öğretimin ne gibi farkları var? İkinci öğretimden mezun olunduğunda iş bulma açısından bir sıkıntı yaşanır mı?

Bazı yükseköğretim kurumlarında normal-örgün, önlisans ve lisans programlarının bir kısmının eşdeğeri programlar açılmakta ve bu programlar örgün eğitim saatleri dışındaki zamanlarda (akşam saatlerinde, hafta sonunda) yürütülmekte. İkinci öğretim adı verilen bu programları kazanan öğrenciler, normal öğretim öğrencilerinden daha yüksek öğrenim harcı ödüyor. Örneğin 2008-2009 öğretim yılında mühendislik fakültesi normal öğretim 358 TL iken ikinci öğretim ücreti 1.416 TL idi. İktisadi ve idari bilimler fakültesi normal öğretim katkı payı 290 TL iken ikinci öğretim ücreti 1.070 TL olarak belirlenmişti. Bu rakamlar senelik ödenecek ücreti gösteriyor ve her yıl zam geliyor. İkinci öğretimin iş bulma ya da diploma açısından normal öğretimden bir farkı yoktur.

- Tercih sırası, bölümlere yerleştirmede etkili midir?

Merkezi yerleştirme işleminde bir programa kayıt hakkı kazananların belirlenmesinde tercihi hangi sırada olursa olsun bu programa tercihleri arasında yer vermiş olan adaylardan, yerleştirmede kullanılan Y-ÖSS puanı ve varsa ek puan toplamı büyük olana öncelik tanınmakta. Diyelim ki aldığınız yerleştirme puanınız (Y-ÖSS) 345,112 ve A bölümüne tercihlerinizde 24. sırada (son tercih olarak) yer verdiniz. A bölümünü tercih eden bir başka öğrencinin de yerleştirme puanı olarak (Y-ÖSS) 345,111 aldığını ve bu bölümü ilk tercih olarak yazdığını düşünelim. Böyle bir durumda, diğer öğrenciden bindelikte oluşan bir farkla daha fazla puan aldığınız için A bölümüne siz yerleştirilirsiniz. Tercih sırası bu tür durumlarda etkili değildir.

- Önlisans bölümlerden (2 yıllık) lisans (4 ve daha fazla yıllık) bölümlerine geçiş kolay mı? Ne şekilde geçiş yapılabiliyor?

Önlisanstan lisans bölümlerine geçiş sanıldığı kadar kolay değil. DGS (Dikey Geçiş Sınavı) adı verilen bir sınava girmek gerekiyor. Bu sınavda sayısal ve sözel bölümlerde 80'er soru sorulmakta. Seneden seneye değişmekle birlikte yaklaşık 70 bin öğrencinin girdiği sınavda kontenjan sayısı 10 bine yakın. Her öğrenci istediği bölümü tercih edemiyor. 8 tercihin yapıldığı DGS'de, mezun olunan 2 yıllık bölüme göre devam edilebilecek lisans bölümleri farklı farklı. Örneğin adalet bölümünü bitiren bir öğrenci sadece hukuk fakültelerini tercih edebiliyor.

- Ek yerleştirme nedir? Hangi adaylar ek yerleştirme hakkından yararlanabilir?

Yükseköğretim programlarının 2009-ÖSYS sonuçlarına göre (Sınavsız Geçiş dahil) genel yerleştirme sonunda boş kalan, kaydolmama nedeniyle boşalan veya 2009-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu basıldıktan sonra açılan programların kontenjanlarına ÖSYM tarafından ek bir yerleştirme yapılmakta. Ek yerleştirme başvuruları Ekim ayının birinci ya da ikinci haftası yapılır ve öğrencilerin 8 tercih hakkı vardır. Ek yerleştirme sonuçları başvuru bitiminden birkaç gün sonra açıklanır. Sınavsız Geçiş de dahil merkezi yerleştirme sonunda Açık Öğretim'in kontenjansız programları dışında bir yükseköğretim programına yerleştirilen adaylar ek yerleştirme için başvuramazlar. Özel yetenek sınavıyla yerleşmiş öğrenciler ek yerleştirmeden yararlanabilir. Y-ÖSS puanlarına göre öğrenci alan programların ek kontenjanlarına, ilk yerleştirme sonunda her yükseköğretim programı için oluşan en küçük puanların altında aday yerleştirilmez.

- Tercih yaparken dikkat edilecek noktalar neler?

1- Aday için bu yıl esas olan bilgiler, 2009-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'nda olan bilgilerdir. O nedenle tercihleri belirlerken diğer kaynakların dışında mutlaka 2009-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'nu inceleyin.

2- Kılavuzda, tercih ettiğiniz bölüm ve üniversiteyle ilgili özel koşulları mutlaka, ama mutlaka okuyun. Çünkü kılavuzda yer alan en küçük bir bilgi öğrenciyi çok derinden etkileyebiliyor. Mesela bu yıl Hakkâri Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde açılan bazı bölümler öğrencilerini yer sıkıntısı ve öğretim elemanı yokluğundan dolayı 2 yıl Adana Çukurova Üniversitesi'nde okutacak. Yine kılavuzda yer alan özel şartlar bölümünde Ambulans ve Acil Bakım Teknikerliği için tam teşekküllü resmi bir hastaneden sürücü belgesi almaya engel olmayan bir beden yapısı ve ruh sağlığına sahip olduklarını belgeleyen rapor almaları; kurtarma, taşıma işlerinde yeterli vücut yapısı ve gücüne sahip olmaları; öğretim programı gereği ikinci sınıfta araç kullanmalarının zorunlu olması nedeniyle kayıt tarihinde 17 yaşını tamamlamış olmaları gibi şart aranıyor. Bazen de aynı bölüm olmasına rağmen üniversiteler arasında farklı uygulama olabiliyor. Mesela Almanca öğretmenliği bölümüne yerleştirme için Anadolu Üniversitesi yabancı dilden İngilizce, Fransızca dahil ayrım yapmadan hangi sınava girmiş olursa olsun kabul ederken, Hacettepe Üniversitesi sadece Almanca'dan sınava girmeyi kabul edebiliyor.

3- Seçtiğiniz üniversitenin vakıf üniversitesi mi ya da devlet üniversitesi mi olduğuna dikkat edin. Çünkü çoğu zaman bu duruma dikkat etmeden tercih yapan öğrenci vakıf üniversitelerinin ücretini ödeyemeyeceği için üniversiteyi bırakıyor ve üstelik o yıl tekrar sınava girmeye kalksa puanı yarı yarıya kesiliyor.

4- Eğer meslek lisesinin ilgili bölümünden mezun değilseniz, önlisans (2 yıllık) bölümleri tercih ederken girmek istediğiniz 2 yıllık bölümün puan türündeki 0,3 AOBP'li yerleştirme puanınızı ve başarı sıranızı kullanmalısınız. Tablo 3A'daki bölümlerde önceliğin meslek lisesinin ilgili bölümlerinden mezun olanlara ait olduğunu unutmayın. Eğer onlardan kontenjan artarsa tercih edenler arasındaki diğer mezunlar yerleştirilecek.

5- Okumayı düşünmediğiniz bölümleri (önlisans ya da lisans) tercihlerinize yazmayın. Çünkü bu bölüme (Açıköğretim Fakültesi'nin kontenjansız bölümleri hariç) kayıt yaptırsanız da yaptırmasanız da bir sonraki sene AOBP'nizden gelecek puan yarı yarıya düşecektir. Sınavsız geçişle yapılan yerleştirmelerde bir sonraki sene için puan kaybı olmamakta.

6- Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne bağlı olan kontenjansız bölümlere yerleşebilmek için ÖSS-SAY-1, ÖSS-SÖZ-1, ÖSS-EA-1, ÖSS-DİL puanlarından birinden 145 almak yeterli olmaktadır.

7- Tercih etmek istediğiniz bölümün hangi puan türünde öğrenci aldığına dikkat edin. Tercih yaparken yerleşmek istediğiniz bölümün verileriyle sınav sonuç belgenizdeki verileri kıyaslarken bölümün puan türünü esas alın. Örneğin, Kimya öğretmenliğine girmek istiyorsanız SAY-1 puanınızla ilgili verileri, Kimya bölümüne girmek istiyorsanız SAY-2 puanınızla ilgili verileri kıyaslamalısınız.







Sosyal Bilimler mezunlarının EA-2 puanı ile tercih edebilecekleri ortak bölümler



Arkeoloji Avrupa Birliği İlişkileri Bilgi ve Belge Yönetimi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Ekonomi Ekonomi-Yönetim Bilimleri Programları Eşit Ağırlıklı Programlar Felsefe Felsefe Grubu Öğretmenliği (*) İktisat İnsan Kaynakları Yönetimi İşletme İşletme-Ekonomi Küresel ve Uluslararası İlişkiler Pazarlama Psikoloji Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Sanat ve Sosyal Bilimler Programları Sınıf Öğretmenliği (*) Siyaset Bilimi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Sosyal Hizmet Sosyal Hizmetler Sosyoloji Uluslararası İlişkiler Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği



(*): Öğretmen ve Anadolu Öğretmen Liselerinin Türkçe-Matematik alanından mezun olan öğrencilerin tercih ettiklerinde 0.8 + 0.24 = 1.04 ek puan alacakları bölümlerdir



Kılavuzdaki yeni bölümlere dikkat edin



FEM Dersanesi Rehberlik Uzmanı Faruk Ardıç 2009 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlarını inceledi ve Aksiyon için yorumladı. Bu yıl gerek kontenjan artışı gerekse yeni açılan bazı bölümler dikkat çekiyor. İşte kılavuzdaki bilgiler:

Her yıl olduğu gibi bu yıl da üniversite ve kontenjanlar sayıları arttığından dolayı kılavuzun hacmi artmış durumda

Adaylar tercih yaparken tercih ettikleri programın özel şartlarına mutlaka bakmalı. Bu sene lisans ve ön lisans programları için 300, sınavsız geçiş programları için ise 350 özel şart var.

Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim Fakültesi bünyesinde Felsefe, Sosyoloji ve Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri açılmış. Bu bölümler yerleşebilmek için her hangi bir puan türünde 145 baraj puanının aşmak ve tercih etmek yeterli. Yalnız merak konusu olan şu; Bu bölümleri seçmiş olan adaylar 4 yıl sonunda tezsiz yüksek lisans yapıp KPSS kazandıkları takdirde Milli Eğitim tarafından atamaları yapılabilecek mi? Diğer bir konu ise kontenjan sınırlaması olan bölümlere yerleşen adaylar bir sonraki yıl tekrar sınava girdiklerinde OBP leri yarı yarıya kırılıyordu. Aynı şart bu bölümler için de geçerli mi?

Yalova ilinde daha çok Kimya sanayii olduğundan Yalova Üniversitesi bu sene bünyesinde Türkiye'de ilk kez Polimer Mühendisliği'ni açmış. Bölüm Say-2 alanından toplam 50 öğrenci alacak.

Bu sene yeni eğitime başlayan Hakkari Üniversitesi'nin Eğitim Fakültesi, 7 bölüm ile öğrencilerin hizmetinde olacak. Bu programlara kayıt yaptıracak öğrenciler öğrenimlerini 2 yıllık süre ile Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde sürdürecekler.