Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, Türkiye'de öğrencilerin yüzde 35'inin haftada en az bir kez şiddet içeren söz ve hakarete uğradığını belirterek, ?Okulda şiddetin tetikleyicileri arasında, evde çok otoriter ana-baba tutumu, birinci nedendir? dedi.

Prof. Dr. Yorulmaz, öğrencilere şiddeti uygulayanların yarıdan fazlasının, sınıf arkadaşları olduğunu ifade etti.

Okulda şiddetin çok fazla nedeni bulunduğunu belirten Prof. Dr. Yorulmaz, evde çok otoriter ana-baba tutumunun birinci neden olduğunu söyledi.

Çocuklarda şiddet eğilimi gösteren riskli davranışları ailelerin iyi izlemesi ve bu tür davranışlara rastladıklarında doktordan yardım almaları gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Yorulmaz, ?Çocuklarda saldırgan, kontrolsüz korkusuz davranışlar ve kurallara uymama, nedenli nedensiz öfke nöbetleri, sosyal aktivitede yetersizlik, şiddet içeren televizyon programları ve oyunları tercih etmeleri gibi özellikler çocuktaki şiddet eğilimini göstermektedir? diye konuştu.

Prof. Dr. Yorulmaz, sert fiziksel cezalar uygulanması, anne baba çatışması, aile içinde sevgi bağı olmaması, anne babanın ayrılması, anne babanın alkol, uyuşturucu madde bağımlılığının bulunması ve öğretmenlerin yetersizliğinin de çocukları etkilediğini bildirdi.

TV'NİN ŞİDDETE ETKİSİ

Çocukların televizyon yoluyla da şiddeti yaşayabildiğini ifade eden Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, her üç çocuktan birinin televizyonu ailesinden ayrı, yarısından fazlasının ise kendi seçtiği programı izlediğini söyledi.

Türkiye'de her 3 televizyon programından 2'sinin az ya da çok şiddet içerdiğini öne süren Yorulmaz, Türkiye'de şiddeti en açık haliyle sunan ?reality show?lar olduğunu, bunların 12-19 yaş grubu tarafından sıklıkla izlendiğini söyledi.

Şiddet görüntülerinin yabancı film ve çizgi filmlerde yoğunlaştığını ifade eden Prof. Dr. Yorulmaz, şunları kaydetti:

?Televizyon programlarında çatışma, trafik kazası, ceset, tabut ve yaralılar gösteriliyor. Haber, spor, hatta müzik programlarında bile şiddet var. Gazete ve dergilerde de yoğun biçimde şiddet bulunuyor. Çocuklar televizyondan şiddet içeren tutum ve davranışları gördükçe gerçek yaşamdaki şiddeti olağan algılıyor. Televizyondaki şiddeti seyreden çocuklar, şiddeti uygulayan karakterlerle kendilerini özleştirerek onlar gibi davranmaya başlıyor.?

OKULDA ŞİDDETE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER

Prof. Dr. Yorulmaz, Türkiye'de öğrencilerin yüzde 35'inin haftada en az bir kez şiddet içeren söz ve hakarete maruz kaldığını belirterek, ?Bu olay en fazla sınıfta ve bahçede gerçekleşirken servis araçlarındaki durum bilinmiyor? dedi.

Şiddeti önlemek için aktif çalışan rehber öğretmen ve rehberlik servisleri oluşturarak davranış bozukluğu açısından riskli çocukları belirlemenin faydalı olacağını ifade eden Prof. Dr. Yorulmaz, alınacak tedbirleri şöyle anlattı:

?Okullarda çocukların enerjisini harcayacak sportif ve sosyal aktiviteler olmalı, öğrencilerin bu etkinliklere katılması teşvik edilmelidir. Okulda şiddet açısından riskli yerler kamera ile izlenmelidir. Okul içinde öğretmenler ya da yönetim çok katı, otoriter tutum içinde olmamalı, çocuklara değer vermeli ve onları anlamaya çalışmalılardır. Öğrencilere sık ceza verilmemeli, uygulanan yaptırımlar yapılan hatayla orantılı olmalıdır.?

Çocukların günde 2 saatten fazla televizyon izlemesine izin verilmemesini öneren Prof. Dr. Yorulmaz, ebeveynlerin, izlenecek programları önceden seçmesini, seçilen program bitiminde televizyonu kapatması gerektiğini söyledi.

Çocuğun odasında televizyon bulunmaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yorulmaz, ?Anne-baba, öğretmen ve büyük kardeşler daha küçüklere şiddet uygulamamalıdır? dedi.

Aile bireyleri arasındaki ilişkilere son derece dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yorulmaz, okul çevrelerinde zarar verebilecek kişilerin ya da zararlı maddeler satan kişilerin bulunmasının sıkı biçimde denetlenerek engellenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.