Bazı arkadaşlarının az bir çalışmayla başarılı olabildiğini gören öğrenciler, kendilerinin niçin çok çalışmak zorunda kaldığını anlayamıyor. Hâlbuki bu farkı eğitim döneminin başındaki bilinçli çalışma ve "öğrenmeyi öğrenmiş olma" oluşturuyor. Bunun için de motivasyon ve neyi niçin öğrendiğini kavramak geliyor.

Yaz tatilinin bu son günlerinde aileleri de tatlı bir heyecan sarmaya başladı. Anne ve babalar çocuklarının yeni eğitim dönemine nasıl uyum sağlayacaklarını ve motivasyonlarını nasıl artıracaklarını düşünüyorlar. Sadece veliler değil aslında öğrencilerin büyük çoğunluğu da kendi ders başarılarını yeterli bulmuyor ve daha çok çalışabilseler daha çok başarılı olacaklarına inanıyorlar.

Öğrencilerin çoğu ders yılı başında çalışmak için istekli iken zamanla bu istek azalıyor, başlangıçta düzgün olan yazılar bozulmaya, defterler kırışmaya başlıyor. Okula geç kalmak, derste dikkati verememek, tekrarları zamanında yapamamak, ödevleri unutmak, daha sonra yazılı tarihlerini karıştırmayı, öğretmenlerle iletişim sorunlarını ve sonuçta da başarı düşüklüğünü getiriyor.

Her öğrencinin başarılı olduğu dersler farklı olup belli derslerden başarılı olup diğerlerinde olamayan öğrenciler var. Bunun için öğrencinin her alanda birden başarılı olmasını beklememek gerekiyor.

Başarının temelini ise her zaman çalışma oluşturuyor. Ancak bazı öğrenciler ise az bir çalışmayla da başarılı olabiliyor. Bunu gören diğer öğrenciler ise kendilerinin niçin daha çok çalışmak zorunda kaldıklarını anlayamıyorlar. Hâlbuki başlangıçtaki bilinçli çalışma sonucunda daha sonra daha az çalışılarak başarı yakalanabiliyor. Bunun için öğrencinin daha küçük yaştan itibaren "öğrenmeyi öğrenmesi" gerekiyor. Bu da öğrencinin farklı konulara ilgisi, merak duygusu taşıması yani derse motivasyonuyla mümkün. Öğrencinin öğrenmeyi sevmesi ve merakı öğrendiği şeylerin aklında kalmasını kolaylaştırıyor. Bunun için geçmiş bilgileri dersten önce gözden geçirmesi, eksiklerini tamamlaması öğrenmeye hazır olmasını sağlıyor. Diğer taraftan öğrencinin derse ilgisini dış etkenlerin ve kişisel nedenlerin olumsuz etkilediği ise akıldan çıkarılmaması gereken hususlar. Bu etkenleri minimuma indirgemek için çalışmak ve öğrencinin öğrenmeye hazır olması için temel eksiklerinin minimuma indirilmesi için kendilerine düşeni yapmak, bu konuda gerekirse profesyonel yardım almak ise ailenin ve öğretmenin görevlerinden.

Öğrencinin uyku, beslenme gibi temel alışkanlıkları yeterince kazanmamış olması, çevresel şartlar, aile içi problemler, sağlık sorunları motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Bununla beraber bir veya birden çok gayesi olan ve bu gayeye ulaşmak için olumsuzluklardan kolay kolay etkilenmeyen öğrenciler de çok. Bu gaye veya gayelerin oluşması, hedefin belirlenmesinde etkili olan nedenler yine kişiye özel. Bazen önemli bir hayat olayı, bir travma güzel bir örnek bir yeteneğin keşfedilmesi, bir büyük tarafından takdir ve destek bütün zorluklara rağmen ulaşılan hedefi oluşturabiliyor.

Öğrenci çalışmaktan zevk almalı

Öğrenciler nasihat ve eksikliklerinin söylenmesinden çok özelliklerinin keşfedilmesi ve bunların kendilerinin de farkında olmalarıyla ve bu özelliklerini nasıl değerlendireceklerine dair güzel örnek görmeleriyle hedef sahibi olabiliyorlar. Hedef sahibi olunca da ilgi ve istek daha çok oluyor. Hedefe giden yolda ise süreçlerden zevk almak ve isteyerek öğrenmek çok önemli. Öğrenmenin kendinden zevk alan çocuk, hedef sahibi olmazsa dikkatinin farklı alanlara dağılmasıyla başarı düşebiliyor. Bunun için onların kapasitelerini ve yeteneklerini iyi tanımaları sağlanmalıdır. Onun, azmetmek ve çalışmakla birçok zorluğun üstesinden gelinebildiğini iyi anladığından emin olunmalı, bu sebeple gençlerin duygu ve düşüncelerini, sıkıntılarını ifade etmelerine fırsat verilmelidir. Kişinin kendisini iyi tanıması ve güzel örnekler görmesi ile yılgınlığı azalacak, çalışma isteği ile birlikte başarısı daha çok artacaktır.