Çocukların kendine güven ve iç dünyalarının daha sağlam olmasına katkı sağlayan müzik, sosyalleşmeye de yardımcı oluyor. Müzik eğitimi başarıyı da artırıyor.

Ailede ve okullarda müzik eğitimine önem verilmediğini belirten uzmanlar, çocukların iç dünyalarının ihmal edildiğini savunuyor. Oysa müzikle uğraşan çocukların diğerlerine oranla daha sakin ve derslerinde başarılı olduğu gözleniyor. Müzik otoritelerine göre birçok ülkede öğrencilere mutlaka milli kültürlerine ait enstrümanlar öğretiliyor. Bu sayede kendi tarih ve kültür miraslarına sahip çıkma fırsatı veriliyor. Yabancı kültürlere ait müziklerse istek olması durumunda yüzde 10 oranında eğitime dahil ediliyor. Aynı mekanizma Türkiye'de tersine işliyor. Batı müziği ağırlıklı eğitim verilirken Türk müziği ihmal ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu tarafından hazırlanan müfredatta bile Batı müziği A, Türk müziği ise B sınıflandırmasında yer alıyor. Oysa aynı müfredatta müzik eğitimi, "Milli duyguları geliştirici ve bütünlüğü pekiştirici marşlar, hamasi okul şarkı ve türküleri, ninni ve oyun müziklerinin doğru olarak öğrenilip söylenmesinin önemini kavratabilmeli." şeklinde tarif ediliyor.

Müzik ve resim gibi sosyal içerikli derslerin iç dünyayı geliştirdiğini vurgulayan kişisel gelişim uzmanı Canten Kaya, iç dünyası gelişmeyen bir insanın sosyal ilişkiler kurmakta zorlandığını belirtiyor.

Eğitmenlerin müziğin önemini kavraması gerektiğinin altını çizen psikolog Orhan Keskin, Pokemon tarzı çizgi film müzikleriyle rock ve pop tarzı müziklerin çocukları hırçınlaştırdığını vurguluyor.

Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Müziği Konservatuarı mezunu ve bir müzikevi sahibi olan Latif Öz'e göre kurs alan öğrenciler, diğerlerinden çok daha uyumlu ve sosyal. Öz, ailelerin çocuklarını 5 yaşından itibaren klavyeli, 7 yaşından itibaren telli ve nefesli çalgılara yönlendirebileceğini belirterek her milletin kendi duygu ve ruh yapısına göre müzik tarzı olduğuna dikkat çekiyor.

Türk sanat müziği çalışmalarıyla son yıllarda adını duyuran Ertuğrul Erkişi de müzik eğitiminin çocukların fiziki ve psikolojik açıdan gelişimine katkı sağladığını ifade ediyor.

İzmirli eğitmen Evren Balgöz ise drama ve ritim sanatları yardımıyla öğrencilerin yeteneklerini keşfediyor. Ritim ve dramanın dışavurum özelliğinden faydalanarak gerek içine kapanan gerekse aşırı özgüven sebebiyle çocukluğunu yaşayamayan bireyler ortaya çıkarılıyor. Çocuklar, drama ve ritimle kendilerine verilen rolleri üstleniyor.

Safiye keman, Hikmet kanun, Salim de tambur çalıyor

Mavi Geceler ve Aşk Duası isimli albümleri bulunan ses sanatçısı Saffet Yıldız, müzik eğitimini ailecek benimsediklerini ifade ediyor. Yıldız, 13 yaşındaki kızı Safiye'ye keman, 16 yaşındaki Hikmet'e kanun, 17 yaşındaki Salim'e tambur çalmasını öğrettiğini söylüyor. Kendisinin ud çaldığını belirten Yıldız, çocuklarının müzikle uğraşmaya başladığından bu yana daha sakin olduğunu ve özgüvenlerinin arttığını belirtiyor. Yıldız, çocuklarına müzik eğitimi vermeyi bir araştırmayı okumasıyla karar verir. Yıldız, "California Üniversitesi'nde Prof. Dr. G. Shaw'ın 1993 yılında 12-13 yaşlarındaki çocuklar arasında yaptığı bir araştırmada, ses kontrolü yapan ve herhangi bir enstrüman kullanan öğrencilerin yüzde 46 daha başarılı olduğu vurgulanıyordu." diyor.