Milli Eğitim Bakanlığı okullarda demokrasi kültürünün gelişmesi için ilginç bir uygulama başlattı. Bakanlık bu amaçla öğrenciler ve veliler ile okul idaresi arasında sözleşme imzalanmasını kararlaştırdı. 'Okulun, öğrencinin ve velinin hak ve sorumluluklarını içeren' ve üç bölümden oluşan sözleşme Milli Eğitim tarihinde bir ilk olma özelliğini taşıyor. 'Söz veriyorum' şeklinde biten sözleşme metninde, velinin, okulun ve öğrencinin taahhütleri tek tek yer alacak. Birinci dönemin sonuna kadar tarafların imzalayacağı metinde yer alan sözlerin tutulmaması halinde veliler okula hesap soracak ve istenirse sözleşmeye taraflar ek maddeler koyabilecek. Sözleşmeye, eski Kültür ve Devlet Bakanı Tınaz Titiz destek verirken, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı ?uayip Özcan, '70 kişilik sınıflarda bu sözleşmeyi nasıl uygulayacaksınız?' şeklinde tepki gösterdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in onayıyla yürürlüğe giren 'Öğrenci-Veli-Okul Sözleşmesi' veliyi okula çekmeyi hedeflerken, ilk defa karşılıklı 'hesap vermeyi' gündeme getiriyor. Bir veli 'okulun sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini' sorgulayabilir hale gelirken, okul da veliden isteklerini 'somut bir belgeye dayanarak' dile getirebiliyor. Sözleşme tüm ilköğretim ve ortaöğretim okullarında ve tüm sınıf düzeylerinde uygulanacak. Veliler sözleşmeyi birinci dönemin sonuna kadar imzalayacak. Her dönem sonunda velilerin sözleşme hükümlerini yerine getirip getirmediği 'değerlendirme formu' üzerinden sınıf öğretmenleri tarafından belirlenecek ve karneyle birlikte velilere ulaştırılacak. Sözleşme, öğrencinin okulda bulunduğu yıllar boyunca geçerli olacak.

Veliler okulla sözleşme imzalayacak

Sözleşmede veli, 'Çocuğunu her gün okula zamanında, öğrenmeye hazır ve okulun kılık kıyafetlerine uygun bir şekilde göndereceğine; veli toplantılarına katılacağına; ihtiyaç duyduğunda çocuğunun ödevlerine katkı sağlayacağına, ancak kendi yapması gereken ödevleri asla yapmayacağına' dair söz verecek. Okullar sözleşmede velilerden ekstra isteklerde bulunabilecek. Bu istekler, 'okul kütüphanesine her yıl en az iki kitap ya da CD, film, asetat gibi bir kaynakla katkıda bulunması; çocuğunun ayda bir kez toplumsal hizmet kurumlarında (yaşlılara kitap okuma gibi) gönüllü olarak çalışması' şeklinde olabilecek. Öğrenci ise imzalayacağı sözleşme ile 'okulun ve arkadaşlarının eşyalarına zarar vermeyeceğini, zarar verirse bedelini karşılayacağını; okul kurallarına uyacağını; arkadaşlarına, öğretmenlerine ve tüm okul çalışanlarına saygılı davranacağını; hiçbir şekilde kaba kuvvete ve baskıya başvurmayacağını' taahhüt edecek. Sözleşmede 'okul yönetiminde temsil etme ve edilme' öğrenciye bir 'hak' olarak verilirken, okul öğrenciye yeni haklar ve sorumluluklar da verebilecek. Bu kapsamda, 'notları 5 olanların okul gezilerine ücretsiz katılması; konser, sergi ve seminer gibi özgün eserlerini kamuya sergileme' gibi haklar verilebileceği gibi; 'okul bahçesinde bulunan bitkileri ayda bir kez sulama; okulun bilim ve sanat panolarına yazı ve fotoğraflarla katkıda bulunma' gibi yeni sorumluluklar da yüklenebilecek. Sözleşmede okul ise şunları yerine getirecek: 'Öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerini destekleyecek materyal, ekipman ve teknolojik donanım sağlayacak. Okulun temiz ve güvenilir olmasını temin edecek. Okul ve çevresinde şiddet içeren davranışlara kesinlikle izin vermeyecek. Okulun işleyişi ve yönetimi konusunda ilgili tarafları düzenli aralıklarla bilgilendirecek.'

Bakan Çelik, sözleşmeyi 'okulda demokrasi kültürünün yerleştirilmesi ve okulun tüm imkânları ile çevreye açılması' amacıyla hazırladıklarını söyledi. Sözleşmenin 'sağlıklı yürütülmesi ve amaca hizmet edebilmesinin tarafların haklarına sahip çıkmaları ve sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmelerine bağlı' olduğunu vurgulayan Çelik, 'Sözleşme ile öğrenci ve veliler hak ve sorumluluklarının farkına varacak. Öğrenci ve veli okulun işleyişine etkin olarak katılacak.' dedi. Yıllardır okul ile veli arasında bir sözleşme imzalanması gerektiğini dile getiren eski Kültür ve Devlet Bakanı Tınaz Titiz, uygulamanın başlamasından büyük memnuniyet duyduğunu belirtti. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı ?uayip Özcan da, 70 kişilik sınıflarda bu sözleşmenin hayata geçmesinin imkansız olduğunu savundu. Özcan, 'Sözleşmenin bir mana ifade etmeyeceğini yetkililer yakında görecektir. Veliler, zaten okulda para toplandığı için toplantılara bile gelmiyor, şimdi bir de 'kütüphaneye kitap alın, okulun işlerini de siz yapın' denirse bir daha okula hiç uğramaz.' görüşlerini dile getirdi.