Hatun, Berivan, Hamriye... Van'da okula gidemeyen 25 bin kızdan birkaçı. Berivan, 'Okuyamamak nedir, bilir misiniz?' diye soruyor, yanıtı da işte bu sözlerle kendisi veriyor.

Van'ın varoşu olarak nitelendirilen Esendere Mahallesi'nde bulduk Hatun'u... Tezek tepesinin önünde oturuyordu. Kucağındaki bebeği sallıyordu. Yanına yaklaştık, ürktü... Adını sorduk, bozuk Türkçesiyle "Hatun" dedi.

Hatun Lale 11 yaşındaymış... İlkokul 2. sınıfa kadar okumuş, ancak 3. sınıfa geçtiğinde babası "Artık yetemiyorum" deyip okuldan almış. Okul deyince gözünün içi parlıyor. Sonra ise dalıp gidiyor. "Gün boyu ne yapıyorsunuz?" diye soruyorum. Hatun'un cevabı: Ez berihadene bırayıme" (Erkek kardeşime bakıyorum) Sonra devam ediyor: "Ev işleri, çapa, vakit geçiyor işte..."

Anne Türkçe bilmiyor


Hatun'un yaşadığı ev de Van'ın kenar semtlerinde. İki göz odalı evde 6 çocuk anne ve baba yaşıyor. Baba iş bulursa çalışıyor. Anne hiç Türkçe bilmiyor. Evde televizyonları yok. Yaşamları iki göz oda ve bahçe arasında geçiyor.

Oysa Hatun hep öğretmen olmayı hayal etmiş. Biz konuşurken yanımıza koşarak ablası Altun geliyor.
Altun da 13 yaşında. Nefes nefese, "Ez haşdikem biçime mektebi (Ben de okumak istiyorum.) diyor. O da Hatun gibi ikinci sınıftan sonra okuldan alınmış. Nedeni ise belli: "Parasızlık..."

Lütfen bizi de okutun

Zehra 15, kardeşi Hamriye 9 yaşında. Onların kaderi de aynı... Okuyamamak... Ama Hamriye'nin bir farkı daha var. O hiç okul görmemiş. Öğretmenin ne olduğunu bilmiyor.

Hamriye'nin yanına gidiyoruz. Bir anda ağlamaya başlıyor. Nedenini ablası Zehra açıklıyor. Hamriye, foto muhabiri arkadaşım Bünyamin'i iğneci sanmış. Yanımızdaki çikolatalardan verip iğneci olmadığımızı anlatmaya çalışıyoruz. Neyse ki ikna oluyor.

Sonra tek göz odalı evlerine giriyoruz. Zehra, "Ben beşinci sınıfa kadar okuyabildim. Kardeşim hiç okula gitmedi. Bizi de okutun" diyor.

Anne ve 9 çocuk aynı odada kalıyor. Baba Nezih Lale, uzun süre işsiz kalmış. 2 hafta önce de çalışmak umuduyla İstanbul'a gitmiş.

"İnşaatlarda çalışıyormuş babam. Ne yapsın burada yiyecek ekmek bulamıyorduk" diyor Zehra. Hamriye de suskun kalınca, konuşturmak için zorluyorum. Ancak Hamriye, Türkçe'yi az biliyor. "Ez zewiyade şol dikem" diyor. Ablası tercüme ediyor: Bahçede çalışıyorum...


Doğu'da okuldan önce Türkçe dersi

Milliyet'in eğitim çağındaki 570 bin kızın okula gidememesi üzerine kurumlarla vatandaşlara yaptığı çağrıyı destekleyen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki öğrencilerin pozitif ayrımcılığa tabi tutulması gerektiğini söyledi. Çelik, "Kürtçe, Arapça, Zazaca konuşan çocuklara okulöncesi Türkçe dersi verilmelidir. Emsalleri okuma yazma, o Türkçe öğrenmeye çalışıyor. Dil problemi var. Bu çözülmelidir" dedi.

MEB, ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf ders programını yeniden düzenlerken Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki öğretmenlerin, tabanı haftada 5 saat olan Türkçe dersini 20 saat işlemeleri yönünde yeni düzenlemeyi de tartışmaya açmıştı. Taslakla okullarda Türkçe ders saatlerinin bölgelere göre değiştirilmesi gündeme gelmişti. Çelik, bu bölgelerde ısrarla okulöncesi eğitimi teşvik ettiğini ifade ederek, "Okul yaşına gelmiş çocuk Türkçe bilmiyor. Aradaki uçurum çok fazla. Hastalıkları görmemezlikten gelirsek tedavi edemeyiz" diye konuştu.


Yardım eden olursa...

13 yaşındaki Berivan'ın babası, 'Param olsa okuturum kızımı' diyor. Berivan, araya giriyor: Bakın babam da, 'Okuturum' dedi. Yardım eden olursa okuyabilirim

"Okuyamamak nedir bilir misiniz?" Bu soruyu bana Berivan sordu. Bu kadar basit soruya cevap vermek öylesine zor geldi ki. Cevabı yine Berivan verdi. Annesini gösterdi gözleriyle, "İşte onun gibi olmaktır. Sürekli çocuk yapmak ve çocuklarının yaşını bile bilmemektir." Berivan Varhan 13 yaşında. Van'ın Bostaniçi beldesinde oturuyor. Hiç okula gitmemiş. Okuma yazma bilmiyor. Türkçeyi bile zor konuşuyor. Berivan'ın 5 kardeşi daha var. Babası İslam'ın sürekli bir işi yok. İş bulursa inşaatlarda çalışarak evinin geçimini sağlamaya çalışıyor. Gevaş'ın Yanıkçay köyünden 8 yıl önce terör nedeniyle göç etmişler. Terörden kurtulmuşlar, ancak yoksulluk iyice bellerini bükmüş. 2 odalı, derme çatma bir evde yaşıyorlar. Fotoğraf çekimi boyunca gözlerini yoldan ayıramıyor Berivan. Babasının gelmesinden korkuyor. Sonra açıklıyor nedenini: "Babam başımı açmama kızar. 13 yaşına geldin, artık büyüdün diyor."


Kardeşlerin okusun...

Aile göç ettiğinde Berivan o hengâmede okula gönderilmemiş. Sonra da babası, "Sen büyüdün. Kardeşlerin okusun. Hepinizi okutmaya gücüm yetmez" demiş. Kardeşler babasının geldiğini haber verince Berivan dolayıveriyor çemberini başına. Babası İslam Varhan'a anlatıyoruz ne yapmak istediğimizi. Baba Varhan, "Kim ister ki çocuğunun cahil kalmasını" diyor ve başlıyor anlatmaya: "Terörden kaçtık geldik. İş bulamıyorum. 17 yaşındaki oğlum Van'daki liseye gidiyor. Aramız 7 kilometre. Bazen para veremiyorum. Yürüyerek eve geliyor. Param olsa okuturum kızımı." Babasının yanında konuşmaya pek cesaret edemeyen Berivan, konu okula geldiğinde araya giriyor, "Bakın babam da 'Okuturum' dedi. Yardım eden olursa okuyabilirim" diyor. Başka Berivan'lar bulmak üzere yola koyulduğumuzda Berivan arkamızdan bağırıyor: "Ez haşdikem biçime mektebı" (Ben de okula gitmek istiyorum.)