2004-2005 eğitim-öğretim yılı bugün sona erdi. İlköğretim okullarındaki 10 milyon 565 bin öğrenci ile ortaöğretim okullarındaki 3 milyon 39 bin öğrenci yaklaşık 3 ay sürecek tatile girdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "liselerde eğitim-öğretim süresinin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması nedeniyle 2008 yılında genel liselerden mezun verilmeyeceği için o yıl üniversite sınavına girecek gençlerin daha şanslı olacağı" yorumlarıyla ilgili olarak, "2008'de üniversite sınavına girenlerin sayısında nispi bir azalma olacak, bu doğru ama nasılsa sınava girenlerin sayısında azalma olacak, bütün bekleyenler üniversiteye girecek diye bir yargı doğru değil" dedi.

13 Eylül 2004 tarihinde başlayan 2004-2005 eğitim-öğretim yılı bugün sona erdi. İlköğretim okullarındaki 10 milyon 565 bin öğrenci ile ortaöğretim okullarındaki 3 milyon 39 bin öğrenci yaklaşık 3 ay sürecek tatil yapacak. Milli Eğitim Bakanı Çelik, eğitim-öğretim yılının sona ermesi dolayısıyla Yenimahalle'deki, milli sporcu Süreyya Ayhan'ın da 1996-1997 eğitim-öğretim yılında mezun olduğu ve bu yıl Eskişehir'de gerçekleştirilen Türkiye Atletizm ?ampiyonası'nda birincilik kazanan Yahya Kemal Beyatlı Lisesi'nde düzenlenen karne dağıtım törenine katıldı. Çelik, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'deki tüm öğrencilerin bugün karne aldığını belirterek, Yahya Kemal Beyatlı Lisesi'nde düzenlenen törenin öğrencilerin karne sevincini paylaşmak için sembolik anlamı olduğunu dile getirdi. Törenin bu okulda düzenlenmesinin atletizmde kazandıkları başarıyı kutlama amacını taşıdığını da dile getiren ifade eden Çelik, Portekiz'de gerçekleştirilecek dünya elemelerine katılacak öğrencileri kutladı.

"YARI? OLDU?UNU UNUTMAYIN"

Üniversiteye hazırlanan öğrencilere seslenen Çelik, ÖSS'nin bir yarış olduğunun unutulmamasını istedi. Her 100 öğrenciden ancak 10'unun 4 yıllık örgün yükseköğretim programlarını kazanabildiklerini, yüzde 90'ının açıkta kaldığını kaydeden Çelik, öğrencilere " ÖSS'yi kazanmadığınız zaman her şeyin bitiğini düşünmeyin. Hayat bu genç yaşta size birçok imkanlar sunmaya hazırdır. Yeter ki yararlanmasını bilin" diye seslendi. Çelik, velilere de bazı uyarılarda bulundu. Velilerin çocuklarını yargılayacak ifadeler kullanmamalarını isteyen Çelik, "Çocuklarınıza vereceğiniz en güzel mesaj 'her şeye rağmen seni seviyorum' olmalıdır" dedi.

"KARNEDEKİ NOT HER ?EY DE?İL"

Ergenlik çağını yaşayan çocukların psikolojik desteğe ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Çelik, velilerin ve öğretmenlerin, gençlerin bu sıkıntılı dönemlerinde onlara destek vermeleri gerektiğini söyledi. "Karnedeki not her şey değildir" diyen Çelik, okulun bir sosyal paylaşım alanı olduğunu belirtti. Çelik, "Eğer sadece teorik dersler ve notlar esas alınsaydı o zaman ülkeler açıköğretimle, uzaktan eğitimle sorunlarını çözebilirlerdi" dedi.

Öğretmenlere de seslenen Çelik, öğretmenlerden "yeni ders programlarındaki kavramlarını yakından tanımalarını ve benimsemelerini, eğitim-öğretimle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi sahibi olmalarını" istedi. "Tatil ense yapma anlamına gelmemelidir" diyen Çelik, yöneticilerin de tüm okul personelini toplayarak bir değerlendirmede bulunmaları ve yeni eğitim-öğretim yılına ciddi hazırlık yapılması talimatı verdi.

"2.5 YILDA 50 BİN DERSLİK YAPTIK"

Çelik, konuşmasında liselerde eğitim-öğretim süresinin 4 yıla çıkarılması konusunda yöneltilen eleştirilere de değindi.

Bakanlığın buna hazırlıklı olmadığı, derslik ve öğretmen açığı bulunduğu, bu nedenle 4 yıla geçişte başarılı olunamayacağı yönünde eleştiriler ve yorumlar yapıldığını belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Biz 2.5 yıl gibi bir süre içinde hükümet olarak 50 bin yeni derslik inşa ettik. Liseler 4 yıla çıktığı için bize aslında derslik 2009 yılında lazım olacak. Herhalde bu süre içerisinde kimse bizim oturup beklememizi, yerinde saymamızı beklemiyor. 2.5 yıl içinde 50 bin derslik yapan bir siyasi irade bu süre içinde Türkiye'nin bütün altyapı eksikliğini, öğretmen ihtiyacını karşılayacaktır. Eğitimdeki bu reform süreci devam ediyor. Elbette bu yapılanlarla ilgili herkesin eleştiri hakkı vardır ama eleştirilerin gerçeğe vicdana uygun olması gerekiyor. Sadece eleştirmiş olmak için eleştiren insanlar var. Hatta bazıları çıktı 2008 yılında liselerden mezun olmayacağı için eski mezunlar yaşadı şeklinde, sanki onlar tamamen üniversiteye girecekmiş gibi bazı görüşler ortaya attılar. ?unu unutmayın: Bugün nitelikli liseler dediğimiz fen liseleri, Anadolu liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu öğretmen ve mesleki ve teknik liseleri, bütün kolejler zaten 4 yıldı ve onlar mezun vermeye devam edecek. Genel liselerin tümünün üniversiteye sokabildiği öğrenci oranı yüzde 2.5'tur. Biz, yüzde 74'lük bir oranı teşkil eden bu genel liselerimizin seviyesini yukarıya kaldırdık. Geniş kitleleri ve gençlerimizi desteklemek için bunu yaptık." Çelik, konuşmasının ardından başarılı öğrencilere başarı belgeleri ile karnelerini verdi. Çelik ayrıca, atletizmde dereceye giren öğrencilere de madalyalarını taktı.

"NİSPİ AZALMA OLACAK"

Çelik törenin ardından gazetecilerin, "2008 yılında üniversite sınavına gireceklerin daha şanslı olduğu" konusunda yönelttikleri soruları şöyle yanıtladı:

"2008 yılında genel liseler 4 yıla çıktığı için o yıl mezun vermeyecek ancak şunun altını özellikle çizmek istiyorum: Türkiye'de üniversiteye en fazla öğrenci sokan liseler zaten 4 yıllıktır. Bundan önce de 4 yıldı, şu anda da 4 yıldır. Bunlar Fen liseleri, Anadolu liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, Anadolu teknik liseleri, Anadolu imam hatip liseleri, Anadolu turizm ve otelcilik liseleri yani bütün Anadolu uygulaması yapan liseler, güzel sanatlar liseleri, sosyal bilimler liseleri bunların hepsi mezun verecek." Bir gazetecinin, "1 milyon kişi farktan bahsediliyor" sözleri üzerine Çelik, şunları söyledi:

"Genel liselerin oranı ortaöğretimde yüzde 74'tür. O yıl üniversite sınavına giren öğrenci sayısında elbette bir azalma olacak ancak bekleyenlerin hepsinin gireceği anlamına gelmiyor. Üniversiteye girişte bütün genel liselerin ortalaması yüzde 2.5'tur. Geçmişte kazanamayan, bekleyen herkesin 2008'de sınava girmesi halinde üniversiteyi kazanacağı şeklinde yanlış bir beklenti oluşturursanız o insanlara haksızlık yapmış olursunuz. Benim söylemeye çalıştığım bu.

2008'de üniversite sınavına girenlerin sayısında nispi olarak bir azalma olacak, bu doğru ama nasılsa sınava girenler az olacak bütün bekleyenler üniversiteye girecek diye bir yargı doğru bir yargı değil."

BAKANDAN Ö?ÜTLER

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de Türkiye Liselerarası Atletizm Yarışması'nda birinci olan Ankara Yenimahalle'deki Yahya Kemal Bayatlı Lisesi'nde düzenlenen karne törenine katıldı.

Ö?RENCİLERE

Bakan Çelik burada yaptığı konuşmada, öğrencilere, velilere ve öğretmenlere tavsiyelerde bulundu. Öğrencilere başarının bir süreklilik olduğunu ve Fransız romancı Balzac'ın "Başarının efendisi olabilmek için çalışmanın ve gayretin kölesi olmak gerek" sözünü anımsatan Çelik, 12 Haziran'daki liseye giriş sınavı ile 19 Haziran'da yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı'na da bu anlayışla hazırlanılması gerektiğini söyledi. "Üniversiteye girmeyi ya da girmemeyi cennet veya cinnet olarak değerlendirmek kesinlikle yanlış olur" diyen Çelik, öğrencilerin ellerinden geleni yapmasını ancak kazanamamaları durumunda her şeyin "tükendiğini düşünmemeleri" gerektiğini söyledi. Çelik, öğrencilere tatilde kitap okumalarını önerirken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayınladığı 100 temel eserden de yararlanılabileceğini kaydetti.

VELİLERE

Çelik, öğrenci velilerinin de çocuklarına pedogojik yaklaşmalarını istedi. Çelik, "Onlara 'her şeye rağmen seni seviyorum' mesajını veriniz" dedi. Ergenlik döneminin ciddi psikolojik sorunların yaşandığı bir dönem olduğunu ifade eden Çelik, velilere çocuklarının dünyalarına girmenin önemini ifade etti. Çelik, "Karne, not ders her şey demek değildir. Okul bir sosyal paylaşım alanıdır" dedi.

Ö?RETMENLERE

Çelik, öğretmenlere ve idarecilere de seslenerek tatilde çalışmalarını devam ettirmelerini istedi. "Tatil ense yapmak değildir, esas dinlenme konu, alan değiştirmek" diyen Çelik, öğretmenlerin tatil döneminde özellikle yeni müfredata ilişkin çalışmalar yürütmelerini istedi.

İdarecilerin de geçmiş yılın muhasebesini gelecek yıla hazırlık çalışmalarını sürdürmelerini gerektiğini ifade eden Çelik, böylelikle başarının sağlanabileceğini vurguladı.

ALTIN KAPLI KİTAP AYRACI

Çelik konuşmasının ardından okulda dereceye giren başarılı öğrencilere karnelerini ve takdir belgelerini verdi, öğrencilere düşük ayarlı altınla kaplı kitap ayraçları hediye etti. Türkiye Liselerarası Atletizm Yarışması'nda birinci olan kız takımını da çeyrek altın verildi.

Törenin sonrası gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, liselerin 4 yıla çıkarılmasıyla 2008-2009 eğitim- öğretim yılında mezun sayısının azalacağı, bu nedenle üniversiteye girme şansının artacağı yönündeki haberlerin sorulması üzerine başvuru sayısında nispeten azalma olacağını ancak bunun üniversite şansını yükseltmediğini söyledi. Üniversiteye ağırlıklı olarak öğrenci sokan fen ve Anadolu statüsünü taşıyan tüm liselerin zaten 4 yıl olduğunu kaydeden Çelik, "Nitelikli okullar dediğimiz bu okullar yine mezun verecek. Elbette 2008 yılında bir azalma olacak ancak bu bekleyenlerin banko gireceği anlamına gelmiyor. Bütün bekleyenlerin üniversiteye gireceği yargısı doğru bir yargı değildir" dedi.

İSTANBUL'DAKİ TÖREN

İstanbul'da 2004-2005 eğitim ve öğretim yılını tamamlayan 2 bin 500 okuldaki toplam 2 milyon 175 bin öğrenci, karnelerini alarak tatile başladı.

İlde eğitim ve öğretim yılının sona ermesi nedeniyle, Bayrampaşa'daki Atatürk İlköğretim Okulu'nda tören düzenlendi.

Törende konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, ülkenin eğitim alanında aldığı her mesafenin geleceğin kurgulanmasında etkili olduğunu vurgulayarak, bu nedenle yarınların yeniden kurulmasında hem ailelere, hem de eğitimcilere büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.

Uslu, hükümetin son yıllarda eğitime verdiği öneme de işaret ederek, bütçeden eğitim için ayrılan payın bugüne kadarki en yüksek oranda gerçekleştiğini, okulların bilişim teknolojileriyle donatıldığını ve yapılan yeni düzenlemelerle eğitimin çehresinin değiştiğini kaydetti.

MÜSTE?AR BİRİNCİ'NİN KONU?MASI

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Necat Birinci de, yeni nesillerin yetiştirilmesinde öğretmenlerin rolüne değindi. Birinci, 'Türkiye'nin yeni bir kalkınma hamlesini gerçekleştirmesi için yeniden milli romantizme ihtiyacı var. Bunu ancak öğretmenlerimizle gerçekleştirebiliriz. 1910'lu yıllarda başlayıp 1940'lı yıllarda sönen bu alev, son 4 sene içinde yeniden heyecanla yeşerme durumuna gelmiştir' dedi.

 

Birinci, eğitimin altyapısını yeniden oluşturmaya çalıştıklarını kaydederek, son 2 yıl içinde Cumhuriyet dönemi boyunca yapılan okullaşma oranının 4'te 1'inin gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey de ilde bugün 2 milyon 175 bin öğrencinin karne aldığını belirterek, İstanbul'daki 2 bin 500 okulun, 76 bin öğretmen ve 12 bin çalışanı ile 12 Eylül 2005'te yeni eğitim-öğretim yılını açmak üzere tatile girdiğini söyledi.

Pazartesi gününden itibaren okullarda başarısız öğrencilerin durumunu gözden geçirmek amacıyla kurslar ve sınavlar yapılacağını anlatan Balıbey, 'İstanbul'da huzurlu, etkin ve başarılı bir eğitim yılı geçirdik. Yöneticilerimiz ve öğretmenlerimiz, çocuklarımızın geleceğini daha iyi hazırlamak için ellerinden gelen çabayı göstermişlerdir' dedi.

BALIBEY'İN Ö?RENCİ VE VELİLERE ÇA?RISI

Balıbey, öğrenci ve velilere de şöyle hitap etti: 'Bugün bazılarınız başarılı, bazılarınız da çeşitli nedenlerle başarısız oldu. Başarılı olan öğrencilerimizi kutluyorum. Başarısız olanlara da başarısızlığın kader olmadığını, daha çok çalışarak telafi edilebileceğini söylemek istiyorum.

Karnenin, notun, dersin telafisi olur, ama kaybedeceğimiz bir tek çocuğumuzun telafisi yoktur. Bütün anne ve babalardan, velilerden, çocuklarına sahip çıkmalarını istiyorum. Karneleri nasıl olursa olsun, onlara sevgiyle yaklaşmalısınız.'

Bu eğitim-öğretim yılında ilde yapılan çalışmalara da değinen Balıbey, okulların bilgisayar ve bilişim teknolojileriyle donatıldığını, öğrencilerin büyük bir bölümünün çağdaş eğitim olanaklarına kavuşturulduğunu, okulların yüzde 98'ine internet bağlantısı sağlandığını bildirdi.

Balıbey, bu yıl ildeki 526 okulda bilgisayar laboratuvarı kurulduğunu ve 486 okulda da bu yöndeki çalışmaların devam ettiğini belirterek, 'Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında bilgisayarsız bir tek okulumuz kalmamış olacaktır. Çağ, bilgi ve teknoloji çağı. Biz de bu çağı yakalamak zorundayız' dedi.

Konuşmaların ardından Uslu, Birinci, Balıbey ve Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge, okulu dereceyle bitiren Ayşegül Gürkan, Ayşe Ecem Cambaz ve Aslı Karabaşak'a başarı belgeleri ile ödüllerini verdiler.

Zeynep Karahan Uslu, Necat Birinci, Ömer Balıbey ve Bürge, daha sonra sınıfları gezerek, aralarında doğuştan görme engelli olan ana sınıfı öğrencisi ikizler Burak ve Fatih Yüksek'in de aralarında bulunduğu öğrencilere karnelerini dağıttılar.