Çağdaş öğretmenin ders sırasında etkili ve akıcı bir konuşmaya sahip olması, eğitim ortamını daha verimli hale getirmek için kendine özgü taktikler geliştirip bilgi iletişim teknolojisinden yararlanabilmesi gerektiği bildirildi.

İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğretmenin, bir toplumun geleceği, ülkeyi daha ileri noktalara götürecek olan bireyleri yetiştiren ve çocukları hayata hazırlayan kişi olduğunu belirtti.

Öğretmene toplumun şekillenmesinde ve geleceğin oluşturulmasında önemli görevler düştüğünü ifade eden Yrd. Doç. Dr. Doğan, bu önemli görevin öğretmenin daha yeterli ve birçok niteliğe sahip olmasını gerekli kıldığını kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Doğan, çağdaş öğretmenin, günün eğitim ihtiyaçlarına cevap verebilecek, 21. yüzyılın bilgi teknolojisi toplumunda öğrencileri geleceğe hazırlayabilecek yeterlikte de olması gerektiğini vurguladı.

Bunun için öğretmenin, birçok niteliği bünyesinde bulundurabilmesi gerektiğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Doğan, şöyle devam etti: ''Çağdaş öğretmen, konu alanına hakim olmalı, konu alanına giren kavram, ilke ve genellemeleri bilmeli, bunları diğer konu alanlarıyla ve günlük hayatla ilişkilendirerek alanındaki gelişmeleri yakından izleyebilmeli.

Öğrenciyi tanıma becerisine sahip olmalı, bireysel farklılıkları görebilmeli, öğrenci gelişimi ile öğrenmesi arasında bağ kurabilmeli, öğrenciyi güdüleyici etkinliklerde bulunabilmeli. Sempatik ve öğrencinin problemlerinin çözülmesinde yardımcı olabilmesinin yanında, fiziksel ve zihinsel yönden farklılığı olan öğrencilerin eğitim öğretimlerine devam edebilecekleri ve çevrenin öğrenciyi olumlu yönde etkilemesini sağlayıcı önlemleri alabilmeli.''

Yrd. Doç. Dr. Doğan, öğretmenlerin eğitim etkinliklerinin her kademesinde öğrenci, veli ve diğer öğretmenler ile sürekli işbirliği içinde bulunması gerektiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Doğan, ''Öğretim stratejileri boyutunda çağdaş bir öğretmen, öğreteceği konunun özelliklerine göre öğretim yöntem ve tekniklerini kullanabilmeli, eğitim ortamını daha verimli hale getirmek için kendine özgü taktikler geliştirip, bilgi iletişim teknolojisinden yararlanabilmeli'' dedi.

Çağdaş öğretmenin, öğrencilerine bilimsel yöntemi öğreterek onları, karşılaştıkları problemleri bilimsel yolla çözebilecek duruma getirebilmesi gerektiğini de vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Doğan, sınıf içi etkinliklerde öğrencileri ile sağlıklı iletişim kurup, öğrenme ortamını öğrencilerin ve konuların özelliklerine uygun hale getirerek, öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayabilmesi gerektiğini kaydetti. Öğretmenin ders sırasında etkili ve akıcı bir konuşmaya da sahip olması gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Doğan, şöyle konuştu:

''Zamanı, eğitim öğretim araç gereçlerini verimli ve etkili bir biçimde kullanıp, jest, mimik ve vücut hareketlerinde ölçülü olabilmeli. Ayrıca öğrenci ve velilerle ilgili özel bilgileri gizli tutmalı. 21. yüzyılın ihtiyaç duyduğu çağdaş öğretmen, sosyal ve çevresel boyutla ilgili olarak, okuldaki sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerin hazırlanmasında etkin rol almalı. Okul ile diğer kurumlar arasında koordinasyonu sağlamalı ve eğitim sistemindeki aksaklıkları belirleyerek çözüm yolları önerebilmeli.''

''YETERSİZ KALINIYOR''

Yrd. Doç. Dr. Doğan, ''Çağdaş Öğretmen Profili''nin oluşması yönünde yapılan çalışmalarda, Milli Eğitim Bakanlığının yetersiz kaldığını savundu. Yrd. Doç. Dr. Doğan, şunları kaydetti: ''MEB öğretmenlerin yeni yayınları takip etmede, hizmet içi eğitimde, yabancı dil öğretiminde, gelişen ve değişen teknolojinin kullanılması konusunda öğretmenlere gereken desteği vermekte yetersiz kalıyor. Bu konu iyi planlama ve finansal yatırım yapmakla da doğrudan ilgili. On dakikada bilgisayar yoluyla atama yapmak ne pedagojik ne psikolojik bakımdan doğru değil. Geleceğimizi emanet ettiğimiz yavrularımızı yetiştiren öğretmenlerin ataması için çok ciddi kriterler konularak seçici davranılmalı ve öğretmenler atanmadan önce sözlü mülakattan geçirilmeli. Harp okullarına nasıl öğrenci alınıyorsa öğretmenlere daha titiz bir elemeden sonra görev verilmeli, aksi taktirde geleceğimize güvenle bakamayız.''