Piton derisi ayakkabılar, 10 milyon yaşındaki midye, 4.5 metre boyundaki anokoda derisi ve buna benzer yüzlerce tarihi eser. Tüm bunlar bir ilköğretim okulunun sınığında toplandı.

 

Piton derisinden yapılan ayakkabılar, 10 milyon yaşındaki midye, 4.5 metre boyundaki anokonda derisi ve daha buna benzer yüzlerce tarihi eser niteliği taşıyan eşyalar, ilk girişte müzeyi andıran özel bir ilköğretim okulunun sınıfında toplandı.

Çocuk yaşlarda Harikalar Ansiklopedisi ve National Georgaphic Dergisi'nin fasiküllerini biriktiren Ensar Yeltekin (35), çocukluğunda başladığı tarihi eser biriktirme çalışmalarına, son 2- 3 yıl içinde hız vermiş. Yeltekin'in bu özelliğini bilen yakın çevresi, ellerine geçirdiği eşyaları vakit geçirmeden toplanan eşyaların arasına katmış.

 

Lise yıllarında tarih ve coğrafya öğretmenlerinin büyük desteğini alan Yeltekin'i, içindeki tarih ve coğrafya sevgisi bu alanda doküman biriktirmeye itmiş. Çocukluğunda başlayan tarihi eser biriktirme aşkı bu yıllarda verilen desteklerle artarak devam etmiş. Babasının yıllarca biriktiriği 58 ülkeye ait para koleksiyonunu da alan Yeltekin, yıllarca öğretmenlik yaptığı okullarda bir müze kurmayı hayal etmiş. Bu hayalini önce Osmaniye Kadirli Serhat İlköğretim Okulu'nda gerçekleştiren Yeltekin, buraya kurduğu müze sınıfı bırakıp, tayin olduğu Gaziantep İslahiye Gülpembe İlköğretim Okulu'na gelmiş. Okul yönetimiyle gerçekleştirmeyi düşündüğü projeyi paylaşan Yeltekin, müdür Fatih Güleryüz'den olumlu cevap almış. Daha önceki okulunda olduğu gibi bu okulda da, tarihi eser özelliği taşıyan parçaları biraraya toplayarak kısa sürede müze tipinde bir sınıf kurmuş. Dünyanın birçok yerinden parçaları İslahiye Gülpembe İlköğretim Okulu'nun bir sınıfında toplayan Yeltekin, eğitimin dokundurarak ve göstererek verilmesi gerektiği görüşünde.

 

Öğrencilerin, gördüğü ve dokunduğu hiç birşeyi unutmadığını savunan Yeltekin, bunun için Afrika çöllerinde avlanmış piton yılanı derisini satın alıp okuluna getirmiş. Yılanın derisini parayla alan Yeltekin, pitonun kafası ilaç yapımında kullanıldığı için çok pahalı bularak almamış. Eğitim anlayışını bir Kızıldereli sözüyle özetleyen Yeltekin, 'Söylersen unuturum, yaparsan hatırlayabilirim, ama ortak edersen asla' diyor. Sınıfı müze gibi kullanma fikrini öğrencileriyle konuşan Yeltekin, öğrencilerin de tam desteğini alır. Onlardan gelen çeşitli hediyelerle sınıfı müzeye çeviren Yeltekin, sınıfına hiçbir zaman kilit vurmamış. Kapının her zaman açık olmasına rağmen, bugüne kadar malzemelerden eksilenin olmadığını anlatan Yeltekin, teneffüs aralarında çocukların gelip sınıfı gezdiğini söylüyor.

 

Müze sınıfı merak edip gelenler, bir sonraki gelişinde elinde değerli bulduğu malzemeleri Yeltekin'in müzesine hibe ediyor. Yeltekin'e bugüne kadar en büyük destek tüccar abağeyi Ömer Faruk Yeltekin'den gelmiş. İşi gereği dünyayı gezen ağabey Yeltekin, gördüğü merak uyandıracak dökümanları kardeşinin koleksiyonuna katmış. Ağabey Yeltekin, hemen her görüşmelerinde kardeşinin sınıf müzesine bir döküman kazandırmış.

 

Gülpembe İlköğretim Okulu'nda Sosyal Bilgiler öğretmenliği yapan Yeltekin'in müzesinde bulunan bazı eserler şunlar: Anokonda ve piton derisinden yapılan eski ayakkabılar, 4.5 metre uzunluğundaki piton derisi, içine 30 bin sayfa bilgi sığdırılan saat, Anadolu'dan 9 bin yıl önce dünyaya yayılan dillerin hikayesi, 10 milyar ışık yılı uzaklığını gösteren huble teleskobu, 58 ayrı devletin para birimi, 10 milyon yaşındaki midye salyangoz ve bitki fosilleri, tarihi mırra cezvesi, Sudan'dan getirilen maske, Sudan tesbihleri ve daha bunun gibi birçok değerli malzeme elde ettiler.