BM Kalkınma Programı (UNDP)'nın 2005 İnsani Gelişme Raporu'na göre, Türkiye, Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYİH) yüzde 3,7'sini eğitime ayırıyor.

Norveç'te bu oran yüzde 7,6 iken ABD'de yüzde 5,7, İngiltere'de yüzde 5,3, Fransa'da yüzde 5,6, Almanya'da yüzde 4,6 düzeyinde. Türkiye, yükseköğretime ise diğer bazı ülkelere oranla daha çok mali kaynak ayırıyor. Eğitime ayrılan toplam kamu ödeneğinin yüzde 32,2'si yükseköğretime ayrılıyor. Bu oran; Norveç'te yüzde 27,5, ABD'de yüzde 25,2, Japonya'da yüzde 14,9, İngiltere'de yüzde 20,6, Fransa'da yüzde 17,7, Almanya'da yüzde 24,5. Türkiye, 1990'lı yıllarda, genel olarak eğitime yüzde 2,2 oranında bir pay ayırırken, daha sonra bu rakam yüzde 3,7'ye çıktı. Bu oran artarak devam ediyor. Rapora göre, Türkiye'nin GSYİH oranının artmasına paralel olarak, genel eğitim sistemine ayırdığı pay artarken, yükseköğretime ayırdığı pay ise diğer eğitim sistemindeki alt başlıklara göre daha yüksek oranda artış gösteriyor. UNDP raporunda, eğitim sektörüne daha çok kaynak aktaran devletlerin 15-20 yıllık süreçte gelişmekte olan ülkeden 'gelişmiş'' ülke statüsüne yükseldiği vurgulanıyor. Eğitimin, insan kaynağını daha verimli hale getirdiği ve istikrarlı bir sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturduğu belirtilirken, doğal kaynaklara dayalı gelişmenin ise insan kaynaklarıyla desteklenmediği sürece kalıcı olamadığı ifade ediliyor.