Eğitimdeki sorunları tartışmak amacıyla Erzurum'da toplanan Abant Platformu'nun dokuzuncusu dün yayınlanan sonuç bildirisi ile tamamlandı.

3 gün süren oturumlardan sonra ortaya çıkan 30 maddelik tavsiye kararları kamuoyuna açıklandı. 100'ü aşkın akademisyen, bilim adamı, gazeteci ve devlet yetkilisi, 'Yeni bir çağın eşiğinde; eğitimde yeni arayışlar' konu başlığıyla eğitim alanındaki sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. Sonuç bildirgesinde 'Eğitim gibi çok önemli, hassas ve hayati öneme sahip bir konunun kısa sürede çözülemeyeceğinin bilincinde olarak acil tedbirler niteliğinde aşağıdaki maddelerin müzakerelere açık olma ihtiyacını dile getirip gündeme taşınmasını kamuoyuna arz ederiz.' ifadesine yer verildi.

Eğitimde evrensel değerlerle ulusal değerlerin sentezinin yapılması gerektiği vurgulandı. İlköğretim müfredatında 'milli değerlerimiz'in erken yaşlardan itibaren kazandırılmasına itina gösterilmesi istendi. Taşımalı eğitim ve birleştirilmiş sınıf uygulamasına son verilmesi çağrısı yapıldı. Farklılıkları büyütmeden diyalog, sevgi ve hoşgörü ortamı içerisinde din ve ahlâk eğitimine erken yaşlarda başlama özgürlüğüne saygı gösterilmesi gerektiği belirtildi.

Genelinde beyin fırtınası yapılarak süren toplantının son günü hararetli tartışmalar da yaşandı. Gazeteci-yazar Ali Bulaç, hazırlanan ilk metinde yer alan, 'Her dinde değişik yorumlar vardır. İslam dininin özgürlükçü, insancıl, tasavvufi ve akli yorumları Alevi ve Sünni versiyonları ile insanlara anlatılarak, eğitim sistemine dahil edilmelidir.' şeklindeki ifadelere karşı çıktı. Prof. Dr. Suat Yıldırım da Bulaç'ın endişelerini yerinde bulurken, Başbakanlık Kamu Etik Kurulu Başkanı Mehmet Sağlam başta olmak üzere birçok katılımcı çeşitli önerilerde bulundu. Ancak söz konusu ifadeler, 'Ülkemiz açısından zenginlik oluşturan farklı din ve mezhep yorumlarının (Alevi ve Sünni) görüşlerine de eğitimde yer verilmelidir.' şeklinde değiştirilerek oylandı.

Abant Platformu sonuç bildirgesi özetle şu şekilde yayınlandı: Eğitim-öğretim ve öğrenim karşılıklı bir etkinlik olduğundan sosyo-politik ve ideolojik yapılar bireyi, insanları kuşatmaktadır. Bunun dışında insanı bir değer olarak kabul etmeyen, birey yerine devlet ve otoriteyi ön plana çıkaran yaklaşımlar da onun özünü ve özgürlüğünü kısıtlamakta, kitleleri boyunduruk altına sokmaktadır. Küreselleşmenin bir olgu olarak karşımıza çıkması ve iletişim ağlarının kitleleri belli akımlara doğru yönlendirmesi sürecinde özgür insan bilincine ulaşmak, özgürleşmek çok daha önemli hale gelmiştir. Tutarlı bir eğitim felsefesine dayalı güçlü bir eğitim sistemine duyulan ihtiyacı dile getirmek üzere 9. Abant Platformu eğitim sorunlarımızı gündeme taşımıştır. Eğitim felsefemiz insanı evrende hak ettiği yere getirecek bir yol izlemelidir. Bu tür eğitime ağırlık verilirken eğitimci, değerleri yaşayarak, özümseyerek ve kendini örnek haline getirerek daha etkili olabilir. Eğitimde evrensel değerlerle ulusal değerlerin sentezi yapılmalı, dil, din, inanç boyutu gibi konulara önem verilmelidir. Ezbercilikten uzaklaşmak, dayatmacı zihniyeti unutmak gerekir. Eğitim felsefemiz demokratik eğilimli olmalıdır. İnanç boyutunun manevi, sosyal güç ve etkisi küçümsenemez. Farklılıkları büyütmeden diyalog, sevgi ve hoşgörü ortamı içerisinde din ve ahlak eğitimine erken yaşlarda başlama özgürlüğüne saygı gösterilmelidir. Ülkemiz açısından zenginlik oluşturan farklı din ve mezhep yorumlarının (Alevî ve Sünnî) görüşlerine de eğitimde yer verilmelidir.

İ?TE 30 MADDELİK SONUÇ BİLDİRGESİ

1. Eğitim, bir hayat tarzının sürdürülmesini içeren bir değer aktarımı, insana bir kimlik oluşturma sürecidir. Bir dünya görüşüne dayandığı gibi, o dünya içinde gerçekleşir. Bu görüşten hareketle eğitim felsefesi ve buna bağlı olarak eğitim teorisi/teorileri geliştirilerek, eğitim kurumları bu çerçevede oluşturulmalıdır.

2. Eğitimin ara amacı işinde ehil insan, nihai amacı olgun ve yetkin insan yetiştirmektir.

3. Eğitim sorunlarımız anlık ve rasgele kararlarla ele alınmamalı.

4. Tarih, din, dil ve edebiyat, sosyal bilimler ve felsefe eğitimine en az fen bilimleri kadar yer ve önem verilmelidir. Eğitim, milli kültüre dayanmalı, diğer kültürlere ve dünyaya da açık olmalıdır.

5. Türkiye'nin, bölgesi ve tarihi ile barışık, dünyaya açık bir şekilde eğitim sorunlarını halletmesi, dünya barışına da ciddi bir katkı olacaktır.

6. İslam eğitim geleneğinden ve eğitim alanını tam bir sivil ruhla düzenleyen Osmanlı tecrübesinden istifade edilmelidir.

7. Gerektiğinde eğitim kız-erkek karma veya müstakil olarak gerçekleştirilebilmelidir.

8. Meslek liselerindeki çocuk gelişimi bölümlerinde kontenjan artırılarak bu bölüm mezunlarından yardımcı öğretmen olarak yararlanılmalıdır.

9. İlköğretim müfredatının özellikle 6-8. sınıfları arasına beceri, teknoloji, iş bilgisi, ev ekonomisi ve aday çıraklık dersleri seçmeli ders olarak konulmalıdır. Yeni ilköğretim müfredatında 'milli değerlerimiz'in erken yaşlardan itibaren kazandırılmasına itina gösterilmelidir. Taşımalı eğitim kaldırılmalıdır. 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin eğitimine devam edebilmeleri için devlet parasız yatılı sınavı ile bursluluk ve yatılılık imkanı sağlanmalıdır. Birleştirilmiş sınıf eğitimlerine mümkün olan en kısa zamanda son verilmelidir.

10. Eğitimde test yönteminin ağırlıklı olmasından vazgeçilmelidir.

11. Öğretmenlerin içinde yaşadıkları toplumla irtibat içerisinde ve yeni şartların ortaya çıkardığı sorunların üstesinden gelecek şekilde yetiştirilmesine özen gösterilmelidir.

12. Üniversiteye giriş sınavlarında fırsat eşitliğinin sağlanması için alan farkından kaynaklanan katsayı sınırlaması tamamen kaldırılmalıdır. Meslek lisesi mezunları her fakülteye girebilmelidir.

13. Odaların ve vakıfların meslek yüksekokulu açmaları teşvik edilmeli ve vakıflara eğitime yapacakları katkılar için yapılacak bağışlara vergi kolaylıkları artırılmalıdır.

14. Eğitim hakkı kılık, kıyafet, etnik, dinsel, cinsel vb. gerekçelerle engellenmemelidir. Anadil öğretimine önem verilmelidir.

15. Eğitimde fırsat eşitliğine yansıyan olumsuzlukları gidermek ve buna yönelik politikalar geliştirmek, hem kamunun hem de özel kesimin ana hedeflerinden biri olmalıdır.

16. Toplumdaki cinsiyet ayrımcılığı her alanda kurum ve bireylerin eğitim vasıtasıyla tamamen ortadan kaldırılmalıdır.

17. Lise ve üniversiteye giriş sistemi değiştirilmeli, MEB ve YÖK yeniden yapılandırılmalıdır.

18. Talep eden her öğrenciye devlet tarafından yeterli kredi ve burs sağlanmalıdır.

19. Yaygın eğitim faaliyetleri geliştirilmelidir.

20. Türkçe evrensel bir dil olarak anlaşılmalı, eğitim ve öğretim sürecinin hiçbir safhasında Türkçeyi kullanmaktan uzaklaşmamalıyız.

21. Yabancı dilde eğitim esastan gözden geçirilmeli, yabancı dil eğitimi güçlendirilmelidir.

22. Eğitimde dil ve edebiyata özel önem verilmeli, Osmanlıca dersi konulmalıdır.

23. Yaygın din eğitim ve öğretiminde yaş sınırı kaldırılmalıdır. Örgün eğitimde ise 6. sınıftan itibaren zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin yanında seçmeli din eğitimi dersi konulmalıdır.

24. Eğitim sektörüne öncelik verilmeli, devlet bütçesinden eğitime ayrılan pay artırılmalıdır.

25. Meslek liselerinin uygulamalı eğitim programlarının işyerlerinde yapılması genişletilerek devam ettirilmelidir.

26. Üniversiteye giriş sınavları ortaöğretim müfredatını esas almalıdır.

27. Eğitim sisteminin her kademesinde yatay ve dikey geçişlere imkân verilmelidir.

28. Eğitimde verimliliği standartları düşürerek sağlamaya çalışmak ve ortaöğretim kademesine sürekli aflar getirmek eğitimde kalite kaybına yol açmaktadır.

29. Yurtdışındaki Türk okullarının Türkçenin ve Türk kültürünün yaygınlaştırılması konusundaki başarılı deneyimlerinden istifade edilmelidir.

30. Özürlü vatandaşlarımızın eğitimden azami derecede yararlanabilmeleri için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Platformu nasıl değerlendirdiler?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Ali Müfit Gürtuna:

Türkiye'nin seçkin isimlerinin, aydınlarının bir araya gelmiş olması Türkiye adına bir kazanımdır. Türkiye'nin en önemli problemi olan eğitimin masaya yatırılması, farklı görüşlerin ifade edilmesi, bazılarının üzerinde mutabakat sağlanıp bazılarında sağlanamaması ve bir açılımın yapılması çok önemlidir. Türkiye'nin bundan sonraki açılımında bu platformun görüşü mihenk taşı olacaktır.

Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Cin:

Abant, Türkiye'nin gerçekten çok ihtiyacı olan karşılıklı farklı görüş ve düşüncelere saygı anlayışı içinde tartışabilme geleneğini ilk defa ciddi bir şekilde yerleştirmeye çalışan bir platformdur. Eğitimde de farklı görüşlerle değerlendirmeler yapılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı ve bütün toplum buradaki görüşlerden yararlanacaktır.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak:

Eğitim uzun yıllardan beri kanayan yaramız. Burada pek çok problemlere, kanayan yaralara bir kez daha sivil bir inisiyatifle parmak basıldı. Bu da umarım siyasi iradenin alacağı tedbirleri en azından hızlandıracaktır. Burada alınan kararlar ideal kararlar; ama her ideal kararı icraya dökmek istediğiniz zaman bazı sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Konuları siyasiler tartışırken bu toplantı sonuçları dikkate alınarak daha çok özen gösterilecek.

Başbakanlık Kamu Etik Kurulu Başkanı Mehmet Sağlam:

Toplantılarda çok sağduyulu hareket edilmiştir. Yeni açılımlar olmuştur. Kurumlarımızı sil baştan yeniden düzenleme gibi yanlış bir iddia içinde olunmamıştır. Bazı entelektüellerimiz arasında farklı fikirler ortaya çıkabilir. Bu platformun ruhu da budur zaten. Ama sonunda sağduyu hakim oldu.

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Melen:

Sivil toplum örgütü olarak devlete yol göstermemiz gerekiyor. Abant Platformu bunu yapmaya çalışıyor. Buradan çıkan sonuçlar çok önemli. Toplumun meselelerine sadece yönetenler değil yönetilenlerin de el atması gerekir. Bu bakımdan bu toplantıları çok önemli buluyorum.