Aileleri sarsan onlarca sebep var. Ama en önemlisi ailenin değerinin kavranılmaması. Birbirine saygı ve güvenini yitiren eşler, kırıcı olmaya ve evliliklerinin altını oymaya başlıyor. Sonuç ise geçimsizlik oluyor. Birçok aileye arabuluculuk yapan gazeteci yazar Ahmet Kurucan, gerçek olayları bir kitapta topladı.

Eşi, denizaşırı ülkeden gelmişti ve henüz yaşı yirminin altındaydı. Hayat tecrübesinin olmayışı bir yanda, ana-baba, kardeş, vatan hasreti diğer yanda, kocasının kendi itirafıyla huysuz, müsamahasız ve kışla disiplini içinde bir hayat düzeneği istemesi diğer yandaydı. Yabancı dil ve yabancı ülke de ayrı bir sorundu. Geçimsizlik halkasına bir de çocuk eklenmişti. Diğer bir ailenin sıkıntısı ise yine geçimsizlikti. Hanım üç aylık hamileydi ve ayrılık konuşuluyordu. Bu iki olayda olduğu gibi birçok aile dramı yaşanıyor. Amerika'da yaşayan gazeteci-yazar Ahmet Kurucan, birçok ailenin sorunlarını çözmek için aracı olanlardan biri. Eşlerin karşılıklı dertlerini dinleyen ve karı kocaların orta yolu bularak evliliklerini yürütmeleri için yol gösteren Kurucan, ailelerde yaşanan sorunları Gülyurdu Yayınları'ndan çıkan "Evcilik Oynamıyoruz" kitabında ele aldı. Aileleri sarsan olayları ve yaşadıklarını yazan Kurucan, evlilik sorunlarına sosyal yönden pratik çözümler üretiyor ve dini yönden ailelere yön gösteriyor.

Kurucan, evlilik hayatı içinde karşılaştığı ve kitapta örneklerini sunduğu hadiselerden, birçok insanın evliliği evcilik olarak kabul ettiğini belirtiyor. Almış olduğu dini eğitim, bu eğitime bağlı olan vazifesi ve konumu itibarıyla bazı yakın ve uzak dostlarından, okuyucularından aldığı şikâyetler, e-postalar, serzenişler, hakem olma tekliflerinin kendisini bu konu üzerine eğilmeye ittiğini söyleyen Kurucan, bu aşamadan sonra kitabın çıkış hikayesi olarak da şu ifadeleri kullanıyor: "Saha ile ilgili özellikle İslamî perspektiften okumalarım arttı. İlgili şahıslarla karşılıklı görüşmelerim oldu. Aldığım e-postalara cevaplar yazmaya başladım. Sohbet programlarındaki konuşmalar devreye girdi. Hadis kitaplarında gördüğüm hatta bizzat Efendimiz (sas)'in muhatap, taraf ya da hakem olduğu nice problemlerin kılık kıyafet değiştirmiş haliyle yine karşımızda olduğunu gördüm."

Farklılıklara saygı gösterin

Kitabın en önemli özelliği bahsedilen hiçbir konunun hayal mahsulü olmaması ve mutlaka yaşanmış bir olaydan hareketle kaleme alınmış olması. Kitapta olayların kahramanlarının isimleri değiştirilerek verilmiş. Kitabı "Hayatın kitap sayfalarına yansımış şekli." olarak tanımlayan Ahmet Kurucan, bu özelliğin yazıları ve kitabı okunur hale getirdiğine dikkat çekerek şöyle konuşuyor: "Aaaa bizim evde de aynı şeyler yaşanıyor." ifadesi az duyduğum cümleler arasında değil maalesef. Gönül ister ki yuvalarımız huzurla dolsa. Herkes mutlu olsa. Mutluluk ve huzur buhur buhur dumanlarını salsa içinde yaşadığımız dünya atmosferinin içine ve kaplasa her yeri."

Eşlerin mutsuzluklarının temelinde "eşlerin her çeşidi ile farklılıklara saygı ile bakmaması, hatta kabullenmemesi" olduğunu dile getiren Kurucan, evliliğin, her şeyden önce kadın ve erkek birbirinden farklı fizyolojik özelliklere sahip iki cinsin birliğinden meydana geldiğine vurgu yapıyor. Bu fizyolojik farklılıklara ekonomik ve kültürel farklılıkları ilave edip bunları bir potada eritip bir bütün meydana getirmek zor. Eşlerin baştan bu zorluğun farkında olmamaları, yüz yüze geldikleri anda da hayallerinde canlandırdıkları beraberliğe ancak kendi doğruları istikametinde gidebilecekleri düşüncesini dayatmaları neticede düşmanlığa da kadar uzanan ilişkiler halkası meydana çıkarıyor.

Eşlerini ihmal eden erkekler ve kadınlara, çocuklarını ihmal eden ana-babalara dikkat çeken Kurucan, bunların "günümüzde en azından bir kesimin en büyük problemleri arasında" olduğunu söyleyerek şu tavsiyede bulundu: "Benim tavsiyem bir tek kelime olacak; denge. Ki bu, İslam'ın ortaya koyduğu ve bir günlük namazlarımızda en az kırk defa söylediğimiz 'sıratı mustakim' demektir. İnsan olduğumuz gerçeği unutulmamalı. En büyük ruhani, değil sadece ailesinin bütün ümmetin yükünü sırtlanmış, derdi ile dertlenmiş ve belki asırlar sonrası manzaralara dahi oturup ağlamış Nebiler Sultanı her şeye rağmen bu dengeyi kurmuştur. O model insanın hayatını bu gözle bir kere daha okuyup hayatımıza hayat kılmalıyız derim."

Evli ve evleneceklere öneriler:

Tanışma, nişanlılık ve evliliğin ilk dönemindeki cicim aylarının bir ömür boyu sürmesi realitelerle örtüşmez. Evlilik kurumunu bir ömür boyu sürdürmeye kararlı olmalısınız. Başta anne baba olmak üzere büyüklerin nasihatlerine kulak verilmeli, tecrübelerinden istifade edilmeli. Bilgi temeline dayanmayan her şeyin gün gelip yıkılacağı gerçeğinden hareketle, evlilik eksenli yazılmış onlarca dini, milli ve kültürel değerlerimize referans veren eserler dikkatle okunmalı. Mutluluğu yakalama noktasında da eşlerin saygı-sevginin ötesinde birbirlerine her zaman gıyabi dua etmeleri gerekir. Zira inancımıza göre kalpler Allah'ın elindedir. O istediği yöne çevirir. Dua ise o iradeyi harekete geçirici bir güçtür.