Direksiyon başına geçince nedense öfke nöbetine tutulan Türk şoförleri bir de eşiyle kavga edince trafik canavarına dönüşüyor. Sürücü Kursları Birliği Başkanı Vedat Şahin, otomobillere "şoförle kavga etmek yasaktır" ibaresi asılmasını öneriyor.

Eski toplu taşıma araçlarında yolcuların görebileceği bir yerde şu uyarı vardır: "Şoförle konuşmak ve dikkatini dağıtacak davranışlarda bulunmak yasaktır". Bu uyarı günümüzde yeniden düzenlenerek otomobillerin görünür bir yerine asılabilir: "Şoförle kavga etmek yasaktır". Zira gazetelerin üçüncü sayfalarına yansıyan haberlere bakılırsa trafik kazalarının hiç de azımsanmayacak oranı, karı-koca kavgaları sebebiyle oluyor. Bunu farklı bir şekilde söylemek de mümkün: "Otomobilde kavga eden eşler kaza yapıyor". Bu gerçeği hatırlatan psikotrafik uzmanı Ayhan Akcan, "Eşinizle seyir halindeyken kavga etmeyin." uyarısında bulunuyor. Motorlu Taşıt Sürücü Kursları Birliği Başkanı Vedat Şahin ise "Sürücüyü öfkelendirecek sözler sarf etmeyin." diyor.

Geçimsiz çiftler aynı araca binmesin

Ayhan Akcan'ın, trafik psikolojisi üzerine yaptığı çalışmalara göre, trafikte tehlike saçanların yüzde 40'ı öfkeli sürücüler. Bu oran trafikte hızlı araç kullanarak tehlike saçan şoförlerde yüzde 20, alkollü sürücülerin oranı ise yüzde 5. Öfkeli gruptaki insanlar, normal şartlarda bile negatif duygu halinde oluyor. Akcan, bu tarz sürücülerin evliliğinde de iş hayatlarında da sorunlu insanlar olduğunu söylüyor. Öfkeli sürücülerin çoğunun ya sorunlu bir evliliği var ya da boşanmış oluyorlar. İş hayatları da aynı şekilde problemli.

İşte bu sebeple Akcan, öfkeli sürücülerin araçlarındayken tartışmaya girmemeyi öneriyor. Öfkesi dikkatini dağıtabilir, hatta intihara meyilli bir bireyse ölümlü bir kaza yapabilir. Nitekim geçtiğimiz aylarda İstanbul'dan Edirne'ye giden cipte tartışan karı-koca bir süre sonra emniyet şeridine park etmiş bir TIR'a hızla çarptığı için hayatını kaybetti. Karı-kocanın tartıştığına, seyir halindeki diğer araçların içinde bulunanlar ve yol kenarında park halindeki trafik polisleri de şahit olmuş. Kaza mahallinde fren izine de rastlanmadı. Bir başka olay yine İstanbul'da, Sarıyer sahilinde yaşandı. Park halindeki araçta çocukları da olduğu halde boşanmak isteyen eşiyle tartışan Ayhan Sarıhasan (49) bir anlık öfkeyle gaza bastı ve direksiyonu denize doğru çevirdi. Çevredekiler denize atlayarak eşini, kızını ve kendisini kurtardı ama Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi oğlu Osman Suat'ı kurtaramadı. Psikiyatr Akcan, sürücünün davranışını etkileyebileceği ve hata yapmasına sebep olacağı için ne olursa olsun otomobilde tartışmadan kaçınmak gerektiğini vurguluyor. Otomobil bir anlık öfkeyle direksiyon başındaki sürücünün elindeki silah haline gelebilir. Gaz pedalına basması, silahı ateşlemesi gibi bir etkiye sebep olabilir. Zaten Akcan, şiddetli geçimsizlik yaşayan veya boşanma kararı alan çiftlerin aynı araca binmemesini öneriyor.

Şoföre müdahale etmeyin

Evliliklerinde bir problem olmasa da çiftlerin araç kullanırken birbirlerine çok müdahale etmeleri yaygın bir kavga sebebi. Hatta kadınlar arasında "babadan ve kocadan şoförlük öğrenil(e)mez" kanısı bile var. "Vites değiştirmedin, aynaları kontrol etmedin, hızlı gidiyorsun..." gibi uyarılar direksiyon başındakinin -kadın veya erkek- konsantrasyonunu bozuyor. Kaza olmasa da mutlaka münakaşa ve dargınlık yaşanıyor. Sürücü Kursları Birliği Başkanı Şahin, "Seyir halindeyken şoförün işine, 'dikkat et, yavaş sür' diye karışmamak lazım. Bu öfkelenmesine sebep oluyor." diyor. Şahin, Türkiye'de trafik kazalarının en önemli sebepleri arasında arkadaş ve eş kavgaları ile araç kullanırken telefonda konuşmanın olduğunu düşünüyor. Ona göre bunu engellemenin tek yolu eğitim. Şahin, "Ne polis ne de sürücü kursları... Bunun yolu eğitim. Kültürel bir durum çünkü. Öfkemizi kontrol etmeyi bilmiyoruz. Seyir halindeki şoförün dikkatini dağıtacak şeyler konuşmamak, yapmamak gerektiğini bilmiyoruz. Ülkemizde yaygın bir kavga kültürü var. Öfkeye kapılıp hemen kavga ediyoruz. Ya yanımızdakilerle ya da diğer otomobildekilerle. Öfke kontrolü ve tartışma adabına dair anaokulundan itibaren eğitim verilmeli." diyor. 

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Gülizar Baki
Kaynak: Zaman