Hz. Peygamber (sas), torunlarının bakımıyla bizzat kendisi ilgilenir, onların isteklerini önemser, sıkıntılarına çözüm bulurdu.

Resulullah bir gün Hz. Fatıma'nın evine gider ve yanlarında geceler. Hz. Hasan ve Hüseyin bu sırada uyumaktadırlar. Bir ara Hasan ve hemen arkasından Hüseyin su isterler. Hz. Peygamber derhal su kabına koşarak onlara su verir. Bunun üzerine Hz. Fatıma dayanamayarak; ?Hasan'ı Hüseyin'den daha çok seviyor gibisin.? deyince, ?Hayır, ayrım yapmıyorum. Ancak suyu ilk defa Hasan istedi.? cevabını vermiştir. (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/101).

Bu örnek bizlere Hz. Peygamber'in, torunlarının isteklerini karşılama ve sıkıntılarına çözüm bulma hususunda son derece adil olduğunu göstermektedir. Nitekim Resulullah, ilk su isteyen torununa öncelik sırasına göre su vermiştir. Daha da önemlisi Hz. Peygamber, kızı Hz. Fatıma'ya da çocukları arasında ayrım yapmayarak onlara adaletle davranma hususunda hassasiyet kazandırmıştır. Hiç şüphesiz bu hassasiyet nedeniyle Hz. Fatıma çocuklar arasında ayrım yapılması endişesine binaen ?Hasan'ı Hüseyin'den daha çok seviyor gibisin.? cümlesini sarf etmiştir.

Hz. Peygamber'in torunlarına olan eşsiz sevgi ve şefkatini gösteren bir diğer örneği de Ümmü Fadl rivayet ediyor: Bir gün Hüseyin'i, Hz. Peygamber'e götürdüm. Resulullah'ı görünce üzerine atıldı. O da öptü ve sevdi, sonra kucağına oturttu. Oturunca Resulullah'ın kucağına tuvaletini biraz akıttı. Resulullah da ?Ey Ümmü Fadl, oğlumu al, üzerime akıttı.? buyurdu. Ben de Resulullah'ın üzerine akıtıp da O'nu üzdün diyerek canını acıtacak bir şekilde tutup boynuna vurunca ağlamaya başladı. Resulullah, ?Ey Ümmü Fadl! Allah iyiliğini versin. Oğlumun canını acıtıp ağlatmakla beni üzdün.? buyurdu. (İbn Mace, Sünen, Rüya, 10).