Çok Okunanlar

Günün Hikayesi

Siz hangisisiniz?
Havuç, Yumurta, Kahve....... Siz hangisisiniz? Bir baba ile kızı dertleşiyorlardı. Kızı hayatında çok sıkıntı yaşadığından ve bunlarla nasıl baş edeceğini bilemediğini söylemiş babasına. Hatta sorunlar ardı arkasına devam ediyormuş hayatında
Devamı »

"Çocuğum ve Din" Son Yazılar

Çocuklarının Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in Hayatı'nı öğrenmesini isteyen ebeveynler artık yaz tatilini beklemeyecek. Çünkü, yeni yasaya göre, ortaokul ve lise müfredatına Kuran-ı Kerim ve Siyer 'seçmeli ders' statüsünde eklendi. Ancak, zihinlerde bu derslerin müfredatının nasıl olacağı yönünde soru işaretleri var.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 4+4+4 eğitim sistemi, Kur'an-ı Kerim ile siyerin seçmeli ders olması, İslam düşmanlığı ve azınlıklar konusunda önemli açıklamalar yaptı.
Sakarya Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri'nden Hatice Sümeyye Ulcay, 500 öğrenci üzerinde cennet ve cehennem tasav-vurunu araştırdı. Çizdirilen resimler ve mülakatlar sonucunda 8. sınıf erkek öğrencilerin çoğunun cehennemi resmet-meleri dikkat çekti. Doç. Dr. Abdulvahit İmamoğlu, durumu ergenlerde adalet kavramının öne çıkması olarak yorumladı.
Şükretmek dile kolay, kalbe zor. Hele bir de söz konusu çocuklarsa çok daha zor. Peki, elindekine kanaat etmeyi, dahası nimetlere şükretmeyi çocuklarımıza nasıl öğretmeliyiz? Hüseyin Peker'in 'İdare Edemem Anne' kitabı bu soruya cevap niteliğinde.
Çocuk eğitimindeki hatalardan biri meseleyi sadece sözel ifadelere dayandırma eğilimidir. Sürekli anlatır, eleştirir, uyarırız. Oysa ifadelerimiz öz olmalı ve çocuklara örnek olunarak desteklenmelidir. Bir diğer hata da acele sonuç beklemektir. Atılan tohumun ağaca dönüşmesi, meyve vermesi yıllar alır. Esen her rüzgarda, düşen her yaprakta, kırılan her dalda pes etmemeliyiz. Ümitsizliğe kapılmamalı, elimizden geleni yapmalıyız.
Eskiden dedelerimizden, ninelerimizden dinlediğimiz tatlı hikayelerle tanışırdık Peygamberimizle. Şimdi bu görevi daha çok çocuklara yönelik kitaplar alsa da ilahiyatçılar, psikologlar, yazarlar O'nu hikâyelerle tanıtmanın önemine değiniyor.
Çocuklar anne-babayı örnek alıyor, ya siz kimi örnek alıyorsunuz? Sizin örnek almadığınızı çocuklarınız da rol model almaz. Bu nedenle "Çocuklarımın Peygamberimiz'i sevmesini, O'nu örnek almasını istiyorum." diyorsanız kıldığınız namazdan ettiğiniz duaya, insanî ilişkilerinizden sözlere kadar dikkatli olmalısınız.
Oyun oynamak isteyen çocuğa 'şimdi namaz kılacağım', TV'de en çok sevdiği çizgi filme odaklanan oğluna aldırmadan 'şimdi hatim takip edeceğim' diyen anne-babalar, farkında olmadan çocuklarındaki dinî duygulara zarar verir. Bu tür davranışlar çocukların dinden soğumasını sağlar. İbadetleriniz çocuğunuzla aranıza girmesin.
Dinimiz, kazancın alınteriyle olmasını ister. Ayrıca kişinin yediğinin helalinden olması çok önemlidir. Prof. Dr. Hüseyin Peker, "Para gelsin de nereden gelirse gelsin" düşüncesindeki anne-babaların çocuklarına helal kavramını öğretemeyeceğini söylüyor: "Çocuklarınıza helali haramı öğretmek istiyorsanız bunu yaşantınızla göstermelisiniz."
Yalan söylemek, yalanı bir alışkanlık haline getirmek insani ve ahlaki değerleri erozyona uğratır. Prof. Dr. Suat Cebeci, yalanın büyüğü küçüğü olmadığını söyledi. Cebeci, yalanın insanlar arasındaki güven, sevgi, saygı, dostluk gibi duyguları yıprattığını belirtti.
Ergenlik çağına gelmiş ama bu yaşa kadar dinî bilgi ve terbiye adına hiçbir şey öğretilmemiş gençlerin bu durumu geç kalınmış, artık dinî eğitimin verilemeyeceği bir yaş mıdır? Yrd. Doç. Dr. Turgay Gündüz, ergenliğin dinî öğretim için geç kalınmış bir dönem olmadığını söylerken, Yrd. Doç. Dr. Süleyman Karacelil ise gençlere çocukmuş gibi davranmadan dinî bilgilerin verilebileceğini belirtti.
Dinî bilgiler, okul ve çocukluk çağlarında öğrenilir gibi algılanıyor. Gençlik çağıyla birlikte "Vaktim yok, çok yoğunum, yaşım geçti, bildiklerim bana yeter!" düşüncesi ile dinî bilgilere karşı uzak duruluyor. Prof. Dr. Recep Kaymakcan, dinî yükümlülüklerden yetişkinlerin mükellef olduğuna dikkat çekti.
Onlar çocuk! Hepsi zaten birer melek. Bize düşen onların doğasını ve doğallığını yitirmeden büyümelerini sağlamak, ayrıca kendi manevi değerlerimizi evlatlarımıza aktarmak.
Anne-babalar! Çocuklarınıza söylediğiniz beddua içeren sözlere dikkat edin. Prof. Dr. Suat Cebeci, duanın kabul vaktine denk gelmesi durumunda bedduanın kabul olabileceğini söyledi. Cebeci ayrıca Peygamberimiz'in (sas) "Kendinize beddua etmeyiniz, çocuklarınıza beddua etmeyiniz... Dilekleriniz, kabul edildiği zamana denk gelir..." hadisini hatırlattı.
Objektif olmak adına 15 yaşına kadar çocuğun inanç dünyasına dokunmamak; onun hassas gelişim basamaklarını tesadüflere ve kendi çözüm çırpınışlarına terk etmek, ruh dünyasındaki duygu boşluklarında boğulmasına göz yummak demektir. Çocuklar rastgele inanca sahip olmaya terk edilmeyecek kadar önemlidir.
Pedagog Ali Çankırılı, çocukla iletişim kurarken konuya çocuğun mantığı üzerinden bakılması gerektiğini söyledi. Çankırılı, "Allah küfreden çocukları sevmez, Allah, annelerine bağıran çocukları taş yapar." gibi ifadelerin çocukta zamanla dine karşı öfke ve nefrete sebep olacağına dikkat çekti.
Allah'ı korkulan, yasakçı bir üslupla anlatan; ayıp, yasak, günah üslubu kullanan ebeveynler, çocuklarını Allah'tan soğutur. Allah anlatılırken sevgi veren, yaratan, koruyan vs. vasıfları öğretilmeli. Çocuğa anlatacağınız şeyleri yaşamak ve göstermek en güzel eğitimdir. Çocuğun sorularına da yaşına uygun ve basit cevaplar vermeyi unutmayın.
Dinî bayramlarımız bize manevi iklimlerin kapısını açan, sosyal dayanışma ve yardımlaşma, sevgi, saygı, merhamet duygularını harekete geçiren, toplumsal birlik ve kardeşliğimizi güçlendiren, insani değerlerimizi hatırlatan çok özel günlerdir.
Anne-babanın birbirlerine ve aile üyelerine karşı sevgi dolu, saygılı, yardımsever ve anlayışlı olması çocuklarda vicdan ve merhamet duygularını geliştirir.
Bekir, Sinan ve Ömer, bu yaz tatillerini Braille alfabesiyle Kur'an-ı Kerim okuyarak geçiriyorlar.
Dikkatli bir anne-baba çocuğun hayal ürünü mü, yoksa gerçek şeyler
Çocuklarına Kur'an öğretmek isteyen anne-babaları en çok zorlayan konu, çocukların bir konuya hemen odaklanamamasıdır.
İstanbul Müftülüğü'nün Din Eğitimi Formasyon Programının son seminerinde,
Çocuğun "insanî vasıflara" sahip olarak yetişmesinde, ahlâkî değerlerin
sonuçlar 1 - 25 of 50