Evlenen çiftler kurdukları yuvanın bir ömür boyu sürmesi dileğiyle dünyaevine girerler. Bir yastıkta yaşlanmaları dilekleriyle yuvalarına uğurlanırlar.

Ne var ki eşlerden birinin ömrünün vefa etmemesi ya da günümüzde her geçen gün arttığı şekilde boşanmaların sonucu yuva yıkılır. Boşanma durumunda eşlerden her ikisi ya da vefat sonucu hayatta kalan eş yeni bir aile kurmak durumunda kalır. Bu ilk defa yuva kuracak kişilere göre, farklı zorlukların üstesinden gelmeyi gerektirir. Yeniden yuva kuracak kişinin ilk eşinden çocukları varsa eş seçiminde farklı konulara dikkat etmesi gerekmektedir.

Kurulan bu ailede eşlerden biri ikinci belki de üçüncü evliliğini yaparken diğer eş ilk defa yuva kuruyor olabilir. Bu da toplumumuzda bilhassa bayanın ilk evliliği olması şeklinde sık rastlanan durumdur. Çocuklu kişilerin yeniden evlenmesi durumunda diğer eş üvey annelik veya babalık statüsü kazanmaktadır. İşte bu durum yeni ilişkileri ortaya çıkarırken belli uyum çabaları da gerektirmektedir. Bunlar şu hususlara göre değişiklik göstermektedir:

Diğer eş ve eşlerin hayatta olup olmaması.

Diğer eşin ilk evliliği olup olmaması.

Diğer eşin de çocuklu olup olmaması.

Eşlerin boşanmış-eşini kaybetmiş olması.

Çocuk veya çocukların yaşı ve sayısı.

Çocuklarla yaşanacak olup olmaması.

İlk defa evlenecek kişinin beklentileri, heyecanları çok farklı olabilir. Bu heyecan içinde daha önce başından evlilik geçmiş olan eşinin bazı konulara gösterdiği hassasiyeti yadırgayabilir. Bütün ilginin kendisi üzerinde toplanmasını isteyebilir. Bu da evlilikte uyumu, eşin çocuklarıyla olan ilişkilerini olumsuz şekilde etkileyecektir. Bu şekilde çocuklu bir kişiyle evlenecek kişinin bilmesi gereken şudur ki; eşi kendisine karşı sorumluluğu olduğu halde çocuk veya çocuklarına karşı da sorumluluğu olan bir kişidir. Kişinin kendisinin de üvey çocuklarına karşı belli sorumlulukları vardır.

Çocuklu bir kişiyle evlenecek kişiler bilmelidir ki eşleri anne-baba olduğu gibi artık kendileri de üvey anne ve babadır. Üvey annelik ve babalık bazı olumsuz örnekler sebebiyle önyargıyla yaklaşılan bir rol olmakla beraber saygı gösterilmesi gereken bir statüdür. Bu da üvey anne ve baba olacak kişilerin önce kendilerinin bu statüye uygun hareket etmeleri ve kendilerini bu statüye layık bir şekilde geliştirip hazırlamaları ile mümkün olmaktadır. Bazı kişilerde başlangıçta bu rolü göz ardı etmek gibi bazı savunma mekanizmaları gelişerek önemli problemlere yol açmaktadır. En doğru olanı gerçeği kabul edip uygun şekilde davranmaya çalışmak, meseleye yanıltıcı bir duygusallıktan ziyade daha mantıklı olarak yaklaşıp bir yandan da vicdanın sesini dinleyip şefkat ve sevgi duygularını harekete geçirmektir.

Çocuklarla birlikte yaşanacaksa yeni yuva kuran eşlerin birlikte hareket ederken çocukların da kendilerini bu yeni ailenin de üyesi olarak görmeleri, sevildiklerini değer gördüklerini hissetmeleri için uygun ortamı hazırlamaları, ayrıca çocukların içinde bulundukları durum sebebiyle hırçınlıklarına vb. karşı hazırlıklı, sabırlı ve kararlı davranmaları ve birbirlerini bu önemli görevde desteklemeleri gerekir. Çocuklar bu yeni yuvada yaşamayacak, diğer ebeveyn veya yakınlarla kalacak olabilir. Bu durumda yeni evlenecek kişi eşinin çocuklarıyla birlikte yaşamayacağı çocukların diğer yakınlarıyla olması sebebiyle fazla sorumluluğunun olmayacağını düşünebilir. Hal böyle olsa da çocuğun her iki ebeveyn yanında kalabileceği belli bir yerinin olması en idealidir. Böyle olmasa da belli günlerde ziyarete gelmesi öz anne veya babasının ona zaman ayırması gerekir. Aksi takdirde çocuklarda çeşitli sorunlar ortaya çıkacak, bu da aile ve topluma yansıyacaktır. Psikolojik problemlerinizle ilgili soru sormak için,

Olumlu üvey anne-babalar güzel örnek oluyor

Üvey durumlarda kişilerin birden kendilerini öz anne-baba gibi davranmaya, hissetmeye zorlamaları ve çocuk ve gençlerden aynı şekilde davranmalarını beklemeleri de problemlere yol açmaktadır. Kaldı ki öz anne-babalar da çocuklarıyla sorunlar yaşamaktadır. Diğer taraftan zorluklar sabırla aşılmaktadır. Öz anne-babasını kaybedip de üvey anne veya babası tarafından derin bir şefkatle büyütülen pek çok kişi vardır, öyle ki onları öz anne-babaları gibi görmüşlerdir. Yine öz anne-babası hayatta olduğu halde üvey anne-babası ile daha iyi anlaşan kişiler vardır. Bu üvey anne-babalar ancak derin bir insan ve çocuk sevgisi, şefkat ve eşlerine verdikleri değerle karşılaştıkları sorunların üstesinden gelebilmiş, kendi içlerindeki olumsuz duygular ve dürtülerle de başa çıkabilmişlerdir. Bu gibi ilişkiler zamanla ve karşılıklı emekle gelişir. Hiç problemsiz bir hayat ve problemsiz ilişkiler beklemek kişiyi hayal kırıklığına uğratır. Önemli olan problemlerin üstesinden gelebilmektir.