Kimi tırnaklarını yer, kimi evden çıktığında defalarca geri dönüp kapıyı kilitleyip kilitlemediğini kontrol eder, kimi ikide bir koltukları düzeltir, kimi sürekli ellerini yıkar, kimi saçlarını koparır, kimi kopardığı saçlarını yer...

Anormal bu davranışlar, insan hayatını mahvetmenin yanı sıra ciddi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Nasıl yanlış beslenmeden dolayı midemiz ve iç organlarımız hasta oluyorsa, yanlış düşünce sebebiyle de beynimiz hastalanıyor. Bizim 'takıntı' olarak bildiğimiz bu hastalığın psikoloji bilimindeki adı obsesif kompülsif bozukluk. Ülkemizde takıntılı insanların oranı yüzde 2,5-3 civarında.

İnsanlar en çok temizliği takıntı haline getiriyor. Pek çoğumuzun çevresinde ikide bir elini yıkayan insanlar buna en bariz örnek. 'Kapıyı bacayı kapattım mı? Cebimden para mı düşürdüm? Ütünün fişini çektim mi?' tarzı şüpheli takıntılar, ikinci sırada. Hastalık takıntıları hemen akabinde geliyor ki, kişi sürekli hasta olduğundan yakınıp doktor doktor geziyor. Eşyaların düzenli ve simetrik olmamasından rahatsız olma, eğrileri düzeltme ve çizgileri eşitleme düzen ve simetri takıntıları arasına giriyor. 'Eşimi yemek yerken bıçaklar mıyım? Çocuğumu balkondan atar mıyım?' gibi saldırganlık takıntılarının yanı sıra, olmadık zamanlarda akla erotik takıntıların gelmesi gibi cinsel takıntılar da oluyor maalesef.

'Takıntı' konusunda uzun süre çalışan psikiyatrist Oğuz Tan bizim yine takıntı olarak bildiğimiz 'Takıntıya Akraba hastalıklar'ı da 'Dürtü kontrol bozukluğu' olarak adlandırıyor. Bu takıntılar ise düşünceden ziyade fizikî olarak gerçekleştiriliyor.

Toplumumuzda yaygın olan tırnak yeme bu gruba giriyor. Saç ve kıl koparma, kıl yutma, dudak koparma, 30-40 kiloya düştüğü halde hâlâ kendini şişman görme (anorexia) ve zayıflama isteği, iflasın eşiğine gelecek kadar alışveriş yapma, çirkin olmadığı halde dış görünüşünün anormal şekilde kötü olduğunu düşünme dürtü kontrol bozukluğu hastalıklarından sadece birkaçı.

Ne enteresandır ki bu gruba girenlerin yüzde 90'ını kadınlar oluşturuyor. Erkeklerin çoğu ise vicdan azabı ve suçluluk duygusu hissetmelerine rağmen seks bağımlısı ya da hayattaki her şeylerini kaybetmelerine rağmen kumarbaz olabiliyor. İhtiyaç duymadıkları ve kâr maksadı olmadığı halde hırsızlık yapma hastalığı da yine bu grubun içine giriyor.

Bir kişide birden fazla takıntı olabiliyor

Oğuz Tan'a göre bu hastalıklardan herhangi biri ailede bir kişide varsa diğerlerinde de olma olasılığı yüksek. (Aynı takıntı veya değişik bir takıntı oluşuyor). Genelde ergenlik döneminde başlayıp 20 yaş civarında belirginleşiyor ve bir kişinin birden fazla takıntısı aynı anda baş gösterebiliyor.

Birçok psikolojik rahatsızlık gibi takıntıların da tedavisi uzun sürüyor.

İlaç ve psikoterapi şeklinde iki tür tedavi uygulanıyor. Özellikle obsesif kompülsif bozukluk grubuna giren takıntılarda ilaç oldukça etkili ve hastaların en az yarısında iyileşme gözleniyor. Dürtü kontrol bozukluklarında ise psikoterapi daha iyi sonuçlar veriyor. Ama Tan'a göre en etkin tedavi ikisini bir arada uygulamak. Şayet bir kişinin takıntısı uzun yıllar tedavi edilmezse kronikleşebiliyor ve ömrünün sonuna kadar devam edebiliyor.

***

 

Tırnaklar apandisit, saçlar mide taşı oluşturuyor

Cem Yılmaz'ın da senelerdir engel olamadığı bu dürtü kontrol bozukluğu, daha çok çocukluk döneminde başlıyor. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dahiliye Uzmanı Dr. Murat Görgülü, tırnak yemenin pek çok zararı olduğunu vurguluyor. En başta da tırnağın içinde ve arkasındaki kirler ile mikroorganizmaları yemek bağırsak parazitlerine yol açıyor.