Bu yazıda ÖSS'ye giren öğrencilerin başarısız olmalarına neden olan ana sorunları ele alarak, bu sorunlarla başa çıkabilme stratejilerini dile getirmeye çalışacağız.

ÖSS SINAVINDAKİ BAŞARISIZLI?IN ANA NEDENLERİ (1)

Merhaba sevgili gençler! Yine güzel bir konuyla karşı karşıyayız. Bu makālemizde ÖSS sınavındaki başarısızlıkların ana nedenlerine değinmek istiyorum. Asıl amacımız, ÖSS sınavına giren öğrencilerimizin başarısız olmalarına neden olan ana sorunları uzun uzadıya ele alarak, bu sorunlarla başa çıkabilme stratejilerini dile getirmeye çalışmak. Dilerseniz, ilk aşamada öz-güven eksikliği konusunu ele alalım?

Bilimsel araştırmalar sonucu elde elden bulgulardan hareketle, beynimizin biyolojik işleyişine değinerek başlamak istiyorum. Bu işleyişi iyi kavradığınızda, o zaman güvensizliğinizin biyolojik altyapısını da idrâk etmiş olacaksınız. Bu bilgilenme ile dikkat etmeniz gereken köşe taşlarına daha dikkat edecek; kendinizi yalnızca psikolojik olarak değil, fizyolojik olarak ta öz-güven sahibi olmaya hazırlayabileceksiniz.

Nasıl mı? O zaman bu paragrafı dikkatlice okuyun lütfen!

Fizyolojik bir varlık olarak biz insânların hayâtîyet faaliyetlerini yürüten sisteme solar plexus adını veriyoruz. Bu sistem hayâtî fonksiyonlarımızı bilinçsiz olarak destekleyen tüm zihinsel eylemlerimizin gerçekleştiği bir kanal/sistem gibidir. Bu sistem, beyin tarafından gelen düşüncelerin mâhiyetine göre vücûdun bütün savunma pozisyonlarını ve yaşamsal algı düzeylerini hazırlar. Bir anlamda yaşamdaki gerçeklikler salt olarak bu sistem tarafından dizayn edilir, sınıflandırılır, figürize ve stilize edilir.

Aslında bir anlamda yaşamı bilişsel katılımımızla bizler kurgularız. Demek ki bizi kuşatan ?Verili? ve ?serili? olan dış âlem, duygusal ve bilişsel şemalarımızın uzantısı olan açılımlardır. Bu açılımların kaynağında ise ?solar plexus? adlı sistem vardır. Zâten bunun içindir ki, ruhsal rahatsızlıkları olanlar kendi durumlarını pek garipsemezler, hattâ bu nedenle görüş ve hezeyânlarına, fikir ve düşüncelerine sımsıkı sarılırlar. Çünkü onların ?solar plexus?unun yaşamsal gerçekliği algılayış biçimi ve bu algıları içeriklendirmesi tamâmen aynı / türdeş şemalar üzerine oturmuştur ve bu nedenle kendi iç dünyalarında hiçbir çelişki yaşamazlar.

Aynen öyle, sizlerin de bilinçli veyâ bilinç-altı faaliyetlerinizden kaynaklanan tüm düşünceleriniz, tamâmen vehim, hâyâl, evhâm, kaygı, korku, yersiz kuşku veyâ vesvese olabilir. Bu düşünceleriniz, beynimiz tarafından ?solar plexus?a gönderildiğinde; Solar Plexus da [sanki bu düşünceler sâhiden gerçekmiş gibi] bu düşüncelerimize paralel, uygun ve tedbir olarak tepkisel ve önlemsel bir tür yaşamsal gerçekliği tasarlar, savunma pozisyonu alır ve ânında savunma stratejilerini ?gerçekliğe? dönüştürür. Böylece tüm var-oluşumuz, sistemik olarak ?olumsuz ve başarısız gözüken ya da kurgulanan bir yaşamsal gerçekliğe? hazırlık yapar ve her bir iç veya dış ?uyaranı? da bu olumsuz yaşantılamanın belirtisi olarak algılar ve bu nedenle devamlı olarak tetikte beklemeye başlar.

Bu tetikte bekleme ise gerilim ve stres yaratır. Karamsarlık ve çâresizlik duygu-durumu giderek düşünce dünyânıza egemen olur. Diğer yaşamsal ve beyinsel faaliyetler ise bu nedenle solar-plexus tarafından askıya alınır. Konsantrasyon, motivasyon ve diğer bütün normal beyin faaliyetleri terk edilir, akabinde ?biyolojik ve psikolojik var-oluşunuz? bütünsel [holistic] olarak savunma pozisyonu alır; son tahlilde ise zihinsel bir kitlenmişlik (blokaj) yaşanmaya başlanır.

Bütün bu sürecin sonucunda ise, başarısız olmayı kabûllenen ve çaresizce yine ?başarısız? olacağını düşünen, bu nedenle de ?yeni-bir-girişim? yapmaktan kaçınan ?yeni ve yenik- bir edilgen kişilik örüntüsü ortaya çıkar. Başta söylediğimiz gibi bu durum yeni yenilgiler dizisini; yeni yenilgiler dizisi de patojenik (hastalıklı), kronik bir ?güvensizlik? ve ?başarısızlık beklentisi?ni doğurmaktadır.

Evet sevgili gençler?..! Silkinin ve kendinize gelin..! Olumsuz düşüncelerle beklentilerinizi yukarıdaki gibi pekiştirmeyin. Beyninizden, ?Solar Plexus? sisteminize yanlış, hayâlî, korkulu, olumsuz, edilgen ve kötümser veriler veyâ düşünceler göndermeyin. Yaşamınızın kaptanlığını aslâ solar-pelexus'unuza terk etmeyin..

ÇÖZÜM ÜZERİNE TETKİKLER

Çözüme geçmeden önce, sizden birkaç ricâm olacak. Şöyle ki;

1) Bu makālede ele alınan sorunları ve engelleri iyi okuyarak ve anlayarak kendi hayâtınızla lütfen ilişkilendirin ve yüzleştirin.

2) Tespit ettiğiniz engellerinizi ve sorunlarınızı böylece tanımlamış olun.

3) Problemlerinizi dâimâ ?paranteze? alın. Onları bir tümör veyâ kötü huylu bir ur gibi görüp telâşa kapılmayın.

4) Problemlerinizin, yaşamınızdaki muhtemel olumsuz etkilerini başka alanlara taşırmadan ve de bulaştırmadan, erken teşhisle ilk elden hemen müdahâleye ve mücadeleye başlayın.

 

Bu acil eylem planı ile hazırlanırsanız, işte o zaman her şeyin yoluna girdiğini siz de göreceksiniz. Unutmayın bu problemli duruma bir ânda veyâ birkaç saatte gelmediniz. Sorunlarınız, geçmiş yıllarınıza dayanan köklü sorunlar olabilir. Dolaysıyla bu sorunlarınız ve engellerinizi bir ânda bir oldu-bittiyle çözemezsiniz. Sabırla, âzimle ve metânetle sorunlarınızı paranteze alarak ve sorunlarınızla kısım kısım / parça parça yüzleşerek, kendi kişisel bataklığınızı bizzât kendiniz kurutmalısınız.

Başarılı olmak için popüler gazetelerin marjinal köşelerindeki 3-5 maddeyi okumak ve uygulamak yetmez. Bunlar, işgüzarca oyalanmaktır ve zaman kaybıdır. Başarı için katıksız;

Kararlılık,

Danışmanlık,

Paylaşım,

Öz-güven,

İcraât,

Değerlendirme,

Risk alma,

Öz-eleştiri yapma,

Kendine dışarıdan bakabilme,

İstikrâr

ve en önemlisi de AŞK ister.

Kendinizi ve kendi geleceğinizi ve en önemlisi de ülkemizi sevmemiz gerekmektedir. İnanın sevgili gençler, size o kadar ihtiyâcımız var ki?! Haydi, ne duruyorsunuz? ?Kalkın ve Yürüyün..!? Dostoyevski'nin dediği gibi ?İnan bana genç dostum, dünyada daha yapacak çok iş var?!?

Evet, şimdi sizden son bir daha ricâm olacak: Lütfen bütün alıcılarınızı açın ve projektörlerinizi kendinize yöneltin. Aşağıdaki açıklamaları okudukça kendinizi ölçün, tartın ve yeniden değerlendirin? Kendinizi oto-analizden geçirin lütfen? İşte başlıyoruz!

KENDİNE GÜVENSİZLİK

?Güvensizlik?, genel anlamda bir sorun. Bu sorunun pekişmesinde daha önce yaşanılan ve kazanılan yanlış tecrübelerin çok büyük bir etkisi vardır. Bu duruma psikolojide öğrenilmiş çaresizlik (learned helplessness) diyoruz. Yetişmiş olduğunuz psiko-sosyal ortam da çok önemli tabiî ki! Dâimâ koruyan, gözeten, panik, ağlamaklı bir anne tarafından büyütüldüyseniz böyle bir sorununuzun olması çok doğal. Bunun tam tersi de görülebilir aslında. Yâni, tamâmen baskıcı, örseleyici, zedeleyici, cezâlandırıcı, aşağılayıcı ve hırpalayıcı bir psiko-sosyal ortamda yetişmişseniz; elbette ki kendinize olan güveniniz önemli oranda tükenmiş olacaktır. Bu ve benzeri nedenlerden ötürü ?Bağımlı? bir kişilik geliştirmiş de olabilirsiniz. Kıyâfetinizden arkadaşlarınıza değin, gideceğiniz okuldan kayıt olacağınız dershâneye değin, okuyacak olduğunuz bölümden seçecek olduğunuz orta öğretim alanına değin her şeyinize müdahâle edilmişse, elbette ki kendinize güveniniz tam anlamıyla pekişmemiş durumda olacaktır.

Bu ?güvensizlik? duygusunun vermiş olduğu ikircikli duygularla her karar aşamasında ?iki-arada-bir- derede? kalacaksınızdır. Bu durum, peşi sıra yeni başarısızlıklar getirecek ve yeni başarısızlıklar da, ardışık olarak yeniden ?güvensizlik? duygusunu pekiştirecektir. Bu duruma neşter atmadıkça ve bu sorununuzu paranteze almadıkça, yaşam boyu bu kısır-döngü devâm edip gidecektir. Sonuçta biyolojik olarak yaşayan ama psikolojik olarak yavaş yavaş ölen ve tükenen bir birey olacaksınızdır.

Size tavsîyem aslā bu duygu durumuyla ÖSS sınavına hazırlanmayın ve de girmeyin. Sınavınızın gerektirdiği teçhizâtı donanın. Mataranıza suyunuzu koyun. Başarısız olduğunuz derslere demir atın, siper kazın. Miğferinizi aslā çıkarmayın. Kılıcınızı kuşanın, süngünüzü takın. Yeniden deneyin. Eksik olduğunuz yerleri tamamlayarak, konu bazlı taramalar ve çözümlü sorular çözerek âdetâ yaralarınızı bandajlayın. Zaferinizi kutlayacak olduğunuz günlerin hayâlinden ?ilhâm? alın. Duygusal ve manevi yakıt tanklarınız olsun yani.. Pro-Aktif bir kimlik ve kişilik üzerine yatırım yapın.

Bireyleşin.

Özgünleşin.

Özgürleşin.

Ne kadar kötü olabilir ki? ÖSS'yi kazanamadığınızda zâten bir sürü sıkıntı çekecek, kırılmışlık ve zedelenmişlik yaşayacaksınız. Bâri hazırlanırken sıkıntı çekin. Hiç değilse elinizden geleni yapmış olmanın mutluluğunu, onurunu ve güven duygusunu yaşarsınız. Unutmayınız ki, bu duyguya sınav esnâsında çokça ihtiyâcınız olacak. Yani onurdan ve elinden geleni yapmış olmaktan kaynaklanan güven duygusuna?.

Ve yine unutmayınız ki sınav esnâsında, her tür soru biçimiyle zâten deneme sınavlarında ve de evdeki çalışmalarınızda karşılaştığınızı düşündüğünüzde, sınav kitapçığında herhangi bir sürprizin sizi beklemediğini veyâ gerçek sınavın konsept olarak farklı bir deneme olmayacağını kendinize bir iç-konuşmayla söylediğinizde, kendinizi daha rahat hissedeceksinizdir. Öte yandan soruların %99'unun âşinâ sorular ve konular olacağını idrak ettiğinizde, sınav esnâsındaki heyecânınız tamâmen ortadan kalkacak ve psiko-biyolojik yapınız bu duygu durumuna uygun bir pozisyon alacaktır. Nörolojik olarak rahatlayacak ve bir tehlikeyle karşılaşmışsınız gibi refleksivite durumuyla karşılaşmayacaksınızdır. Böylece kendinizi daha güvende hissedecek ve dikkatinizi yaptığınız işe/soruya daha da yoğunlaştırabileceksinizdir.

 

Unutmayın, iç dünyânıza ne ekerseniz, dış dünyânızda onu biçerseniz.!

Eğer bugüne değin, güvensizlikten yakınmışsanız, yapmanız gereken şey ilk önce güvensizliğinizi besleyen ?hazırlıksız olma durumu?nuzu ortadan kaldırmaktır. Daha sonra da, bilişsel bir yapılandırma ile, soruların ?bilinen? soru tiplerinden olduğunu ve de daha önce test edilmiş konulardan geldiğini kendinize bir iç-konuşmayla söylemelisiniz. Eğer tamâmıyla hazırsanız ve elinizden geleni yapmışsanız, bu duygu durumuyla soruların tümünün % 70'ini rahatça çözebileceğinizi kendinize fısıldayın ve derhâl işinize koyulun.

Davranışçı-Bilişsel Terapiler'in önemli aşamalarından birisi olan ?gerçeklik yapılandırması? ve bu yapılandırma üzerinden kendinizle içten içe konuşmanız, en önemli güvenlik halkanız olacaktır. Bu yapılandırmanın uzamında ?Turlama Tekniği? ile soruların % 70'ini bitirdiğinizde, geriye kalan % 30'luk bölümü ise bir önceki bölümü bitirmiş olmanın verdiği öz-güvenle tekrar baştan başlayarak çözmeye çalışın. Daha önceki başarısızlıklarınızı aslā gelecekteki veyâ ?şimdi?ve?burada?ki yaşamanızın dokularına ?adetâ bir virüs gibi? bulaştırmayın.

Unutmayın her nefes, her tanyeri, her gün doğumu yeni bir şanstır. Seçin! Seçim yapmaktan korkmayın..! Çünkü her insân, seçimlerinin toplamıdır. İnsanlar olarak kendimizi ve yaşamımızı seçimlerinizle şekillendiriyorsunuz.

Daimâ şimdi-ve-burada, başarılı olmayı ve ne olursa olsun yeniden denemeyi seçin! Geçmişin enkazlarını kurcalamayı bırakın! Değişmeyi ve denemeyi seçin! Olumlu düşüncelerle iç dünyânızı zenginleştirmeyi seçin!

Atılım ve girişim yapmayı seçin?..!

Ondan sonra seçileceksiniz..!

Göreceksiniz?!