ÖSS VE LGS sınavlarına sayılı günler kaldı. Siz öğrenciler artık son hamlelerinizi yapıyorsunuz. Bir yıl boyunca yoğun bir çalışma temposu içerisindeydiniz. Belki özel dershaneye devam ettiniz. Ama tüm bu hazırlıklarınıza rağmen hala içinizde sebebini bilmediğiniz bir endişe var. Kendinize çoğu kez “ya” ile başlayan cümleler kuruyorsunuz. Sürekli sınav sonrasına olumsuz hayaller kuruyorsunuz.

Yukarıda belirttiğimiz durumda olan bir öğrenciyseniz; sınav kaygısı yaşıyorsunuz demektir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki kaygı düzeyi yüksek öğrenciler, kaygı düzeyini iyi kontrol eden öğrencilere göre, daha az başarılı olmaktadırlar.

Stres monotonluktan sıkılan beynin verdiği tepkidir. Yada stres, fiziksel ve zihinsel olarak bizi zorlayan tehditler karşısında beynin yeni alternatifler bulma çabası sonucunda ortaya çıkar.

Stres nedeniyle salgılanan adrenalin salgısı; düşünceyi bloke eder, sistemi kilitler ve beynin çalışmasını engelleyerek düşünce akışını durdurur. Stres gerginliğe neden olur gerginlik ise damarlarda daralmaya sebep olduğu için hücrelere giden kan miktarında azalma olur. Damarların daralması hücrelerin yetersiz beslenmesi ve adrenalin salgısının artması demektir.

Orta düzeyli bir kaygı öğrenci için gereklidir. Bu oranda kaygı, aynı zamanda öğrencinin çalışabilmesi için gerekli bir esin kaynağıdır. Kaygının aşırısı ise zararlıdır. Kaygı kendine çok çalışan öğrenciler (kendine güvenen ) ile , hiç çalışmayan (sınavdan hiçbir beklentisi olmayan) öğrenciler için etkisi pek azdır. Kaygı genellikle orta derecedeki öğrencilerde etkilidir.

Kaygıya neden olan düşünceler şunlardır:

1-Siyah-beyaz düşünme: (ya sınavı kazanırım ya da hayatım mahvolur.)

2-Aşırı genelleme: Bu denememde kötü geçti, ben zaten hiçbir şeyi başaramadım ki!

3-Sonuçları aşırı abartma: Bu sınav hayatımın dönüm noktası, başkalarının kazanamama hakkı var ama benim yok !

4-Hemen bir sonuca varma: Denemelerde hep şu konudan soru geliyor ve ben onları yapamıyorum. Gerçek sınavda da gelirse yapamam.