Prof. Dr. Emre Kumral, şiddet olayları ve provokatif eylemlerde kullanılan kişilerin uyuşturucu hap ve psikolojik telkinlerle daha kolay şartlandırılıp yönlendirilebileceğine dikkat çekiyor: "Uyuşturucular, kişiyi gerçeklik duygusundan koparıp, telkine açık hale getiriyor."

Psikiyatrik ilaçlar insanları telkine açık hale getirdiği için ilaçlarla insanların acımasız katillere dönüşmesinin mümkün olduğu belirtildi. Ege Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Kumral, aşırı dozda verilen yeşil ve kırmızı reçeteli ilaçlar ile uyuşturucu maddelerin insanları telkinlere açık hale getirdiğini söyledi. Yüksek dozda uyuşturucu ve ilaç alan kişinin yeri, zamanı ve çevresindekileri tanımadığını belirten Kumral, bu durumdaki insanlara istenmeyen veya anlamsız şeyler yaptırılabileceğini kaydetti.

Prof. Dr. Kumral, son zamanlarda artan şiddet olayları ve provokatif eylemlerde kullanılan tetikçilerin bu şekilde daha kolay şartlandırılıp yönlendirilebileceğine dikkat çekti. Prof. Dr. Emre Kumral'ın verdiği bilgilere göre bu tür olaylar için anksiyolitik ve antipsikotik ilaçlar kullanılabilir. Anksiyolitik ilaçlar stres giderici, antipsikotik ilaçlar ise kişinin davranışlarını yavaşlatmak, hayal görme ve halüsinasyonları azaltmak amacıyla kullanılıyor. Antipsikotik denilen ilaçlarla kişinin günlük yaşantısındaki aktivitesi ve düşüncesi etkilenebiliyor. İnsanların davranışını değiştirmek için başka tarz ilaçlar da kullanılabiliyor. Örneğin kişinin günlük yaşantısını etkileyen anfetamin denen uyku giderici ilaçlar var. Bu ilaçların hepsinin hastalıklara göre kullanma şekli bulunuyor. Eğer hastalık yoksa doktorlar bu ilaçları kesinlikle yazmıyor. Tedavi dışında bu ilaçları kullanmak yasak, cezai sorumlulukları var. Onun için bu ilaçların bazıları yeşil reçeteyle, bazıları kırmızı reçeteyle satılıyor. Bu ilaçların dışında uyuşturucu madde ile de insanlar suistimal edilebiliyor. Yüksek doz uyuşturucu maddeler verildiği zaman kişi yeri, zamanı ve çevresindeki insanları tanımayabiliyor.

İnsan psikolojisinin çevreden ya da gelen haber kaynaklarından etkilenmeye açık olduğunu anlatan Prof. Dr. Kumral, insan beyninin şartlandırılması diye bir konu olduğunu belirtti. Eğitim ve şartlandırma süreci ile insan beyninin bazı insanlık dışı davranışlara alıştırılabileceğini anlatan Kumral, şöyle devam etti: "Kötü madde kullanımını özendiren ve şiddet içeren filmlerden uzak durulmalı. Seyreden kişiler eninde sonunda bu filmlerden etkileniyor. Basın yayın organları madde kullanımı ve şiddet dolu görüntüleri mutlaka yayınlarından çıkarmalıdır."

Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. İsmail Yavaş ise insanları suistimal etmek için ilaçların yanında hipnozun da kullanılabileceğini söyledi. Dr. Yavaş, hipnozda belli bir yere odaklandırılan insanlara çok rahat telkinde bulunabildiğini belirtiyor: "Hipnozu ilaçlarla da destekleyip kişinin neredeyse bilincinin tamamen kaybolmasına yol açılabiliyor. Kişinin bilinçaltına verilen her türlü telkin o kişinin beyninde yer ediyor. 'Sen şunu yapacaksın' dendiğinde irade dışı olarak o eylemi gerçekleştiriyor. Bir filmin içine beynin algıladığı ama gözün görmediği gizli kareler yerleştirerek de bu telkinlerde bulunulabiliyor. Avrupa ve ABD'de bu tarz reklam ve film yayınlamak yasak. Ancak üniversitelerde bu konuda araştırma yapıyor."