Anne-babasından dedesinden mutlaka masal dinlemiş bir neslin bugünkü çocukları, 'masal çağı'nı masalsız geçiriyor.

Masalın yüzyıllar içinde oluşmuş renkli dünyası zihinleri şekillendirmiyor. Oysa masalın gerçek üstü ve renkli dünyasına girmek her çocuğun hakkı.

Her anne baba çocuğuna masal anlatmalı. Her çocuk mutlaka, uçan halıyla denizleri aşarak, kaf dağına ulaşarak, bir şehzadeyle saray bahçesinde dolaşarak büyümeli. Ruhunun karanlık odaları Alaaddin'in sihirli lambasıyla aydınlanmalı. Modern çağın, dört duvar arası çocukları, ne yazık ki, bu renkli dünyadan mahrum yetişiyor. Grip olmaması için çocuğuna her sabah portakal sıkan anne, ruhunun kanatlanması için ona her akşam masal anlatmıyor. Minik zihinlerde nasıl bir karışıklık oluşturduğunu düşünmeden onu beyaz camın esaretine bırakıyor. O yüzdendir ki 'temelsiz, yanlış önermeli' bir büyülü dizi çıktığında çocuklar arasında hemen revaç buluyor.

Anne-babasından dedesinden mutlaka masal dinlemiş bir neslin bugünkü çocukları, 'masal çağı'nı masalsız geçiriyor. Masal'ın yüzyıllar içinde oluşmuş renkli dünyası zihinleri şekillendirmiyor. Bu fikirler ışığında 'Çocuklara masal anlatılmalı mıdır, hangi yaşa hangi masal uygundur, masal dinlemek çocuğa ne kazandırır?' sorularının cevabını arıyoruz. Önemli olanın çocukla çok zaman geçirmek değil 'kaliteli' zaman geçirmek gerektiğinin altını çizen çocuk gelişim uzmanları, masal anlatarak geçirilen zamanın çocuklarla geçirilebilecek en kaliteli zaman olduğunu düşünüyor. Muştu Çocuk Yayınları editörü Eyüp Özdemir de bu konuya dikkat çekiyor. Özdemir, "Çocuklar için masalın konusu ve kurgusundan çok anlatan anlatıcı ile arasında oluşan sıcak ilişki önemlidir." diyor.

Özdemir'e göre, çocuklar masallarla hayatı öğrenir. Hayatta iyilerin yanında kötülerin de olduğunun farkına varırlar. İyilerle kötülerin mücadelesinde tuttuğu taraf bellidir: İyilerin tarafı. Fıtratlarında bencillik, kıskançlık, açgözlülük olmasına rağmen masalda bu özelliklerin olmadığı varlıklarla kendini özdeşleştirir. Bu açıdan değerlerin çocuğa aktarılmasında masal çok önemli bir vasıtadır. Özdemir'in üzerinde durduğu çok önemli bir konu daha var: Düşünce ve hayal dünyası. Çocuğun, masalın gidişatına göre kendi zihninde çözümlemeler yaptığını anlatan Özdemir, masalın analitik düşünmeyi öğrettiğini, hayal gücünü geliştirdiğini vurguluyor ve "Dil gelişimi üzerindeki etkisi tartışmasız kabul edilen bir gerçektir. Doğru davranış kalıplarını da masalla vermek mümkündür. Annesinin sözünü dinlemeyen Keloğlan'ın yaşadığı pişmanlık ona büyüklerin tavsiyelerine uyma konusunda verilebilecek en etkili yöntemlerden biridir mesela." diyor.

Anne babaların kafasındaki en önemli sorulardan biri de çocuğa kaç yaşında hangi tür masalları anlatmalıyım sorusudur. Timaş Çocuk Yayınları editörü Nefise Atçakarlar bu konuya farklı bir yaklaşım getiriyor: "Masal, çocuğun hayatında bir vazgeçilmez. Anne karnındayken bile başlanabilir. Bebek, masalın sıcak ruhunu henüz konuşmaya başlamadığı dönemlerde de hissedebilir. İlk kelimelerini söylemeye başladıktan sonra, okunandan hiçbir şey anlamasa bile iyi bir dille yazılmış olan ya da anlatılan masal, çocuğun kelime hazinesini zenginleştirir."

Cumhuriyet Üniversitesi, Öğretim Üyesi, Yard. Doç. Dr. Bayram Baş, çocuklara masal anlatılırken dikkat edilmesi gereken önemli bir noktayı işaret ediyor ve gerçek masalın, anlatılmak istenen şeye feda edilmemesi gerektiğini söylüyor. Baş'a kulak verelim: "4 yaşındaki bir çocuğa, diş temizliğinin önemini öğretmeye çalışan bir anlatıcı, masala yakışmayacak unsurlardan uzak durmalı. Mesela 'Ayşe dişlerini fırçalamak istemeyince, annesi onu diş doktoruna götürmüş.' gibi bir cümle masalın zihinlerde oluşturduğu hayal dünyasını farklı bir alana taşır. Belli gelişim özelliklerinin kazandırmak ile masal türünün içine asliyeti ile ilgili olmayan figürleri sokmak çok doğru değil."

Çocuklarımıza masal anlatmamız için 10 sebep

Masal anlatmak/dinlemek anne-baba ile çocuk arasında sıcak bir iletişim sağlar.

Çocuklar hayatı masalla öğrenir.

Masal hayal dünyasını renklendirir, zenginleştirir.

Anlatılan masal yeni kelimeler, güçlü renkli bir anlatım dili demektir.

Soyut düşünebilme yeteneği masalla gelişir.

Henüz okuma yazma bilmeyen okulöncesi çağındaki yavruların başlıca fikir ve duygu besinini masallar teşkil eder.

Çocuk, anadilinin kelimelerini, kullanma yollarını halk dilinde yaşayan canlı söz cevherlerini masallar yoluyla kavrar.

Bir gün doğrudan okuyabilmek üzere okuma isteği duymaya başlar.

Çocuk masal sayesinde insan tiplerini ve çeşitli karakterleri tanır.

Masallarda iyiler her zaman kazanır, bu da erdemli olanın kazanacağı fikrini her zaman canlı tutar.

Masal anlatırken dikkat edilmesi gereken beş şey

Masal için zaman çok önemli. Çocuğun "Hayır!" diyeceği bir zamanda asla masal anlatmayı/okumayı teklif etmemeliyiz. Bizim için en münasip zaman çocuk için doğru zaman olmayabilir. Çok sevdiği bir oyundan/oyuncaktan ayırıp "Hadi çocuğum sana masal anlatayım." demek yapılması gereken en son şeydir.

Zaman kadar okuma esnasındaki tutumumuz da çok belirleyicidir. Mimik ve vurgularla, heyecan, merak, korku, sevinç gibi duygular hissettirilirse masal dinlemek çocuk için tutku haline gelecektir.

Çocukların sorularına cevap vermek, varsa kitaptaki resimler üzerinde konuşmak, konuşturmak, yoruldukları hissedilince masalın devamıyla ilgili sorular yöneltmek verimi artıracaktır.

Masaldan çıkarılması gereken sonucu söylememek, ana fikri onlara buldurmak, "Siz olsaydınız ne yapardınız?" gibi sorularla yorumlar yaptırmak, masalı kendi ifadeleri ile anlattırmak gibi uygulamalar çocuk gelişimine büyük katkılar sağlar.

Masallar seçilirken ve seçilen masallar anlatılırken çocukların yaş, cinsiyet ve ilgi alanları dikkate alınmalıdır.

Masalın yaşı değil, nasıl anlatıldığı önemli

Yard. Doç. Dr. Bayram Baş (Cumhuriyet Üniv. Öğretim Üyesi): Masal anlatırken kelimeler doğru seçilmeli, çocuğun soyutlamada güçlük çekeceği mecazi kalıplara dikkat edilmeli. Basit deyimlere ve atasözlerine yer verilmeli. Masalın bir yaşı olmaz. Masallar bir vakit koca koca insanların birbirlerine anlattıkları, şuuraltının ve rüyalarımızın bir göstergeleri idi. Bugün için, masalın hangi yaş seviyesinde anlatılması gerektiği yerine hangi kurgu ile nasıl anlatılması gerektiğini düşünmek daha doğru. Bazı araştırmacılar '9 yaşından evvel çocuklarınıza masal anlatmayın.' görüşünde. Masalın, soyut döneme girmiş ergen bir vakte kadar devam etmesi makuldür.

 

Çizgi film, hayal kurmaya izin vermez

Bestami Yazgan (şair-yazar): Çocuklara iki üç yaşından itibaren masal anlatılabilir ama çok sade olmalıdır. Masal çocuğun hayal gücünü zenginleştirir. Ana sütü gibi tatlı ve saf olan dilimizin benliğine yerleşmesini sağlar. Her şeyden önemlisi de anne sesi, zaten güzel olan masallarımızı bir kat daha güzelleştirir. Çocuğun yaşına uygun, ilgisini çekecek masallar anlatılmalı. Teknoloji ve onun sunduklarını inkâr edemeyiz ama kitabın ve doğallığa yakın olan masalların asaleti vardır. Çizgi filmler, çocuğun hayal kurmasına müsaade etmez. Masallarda ise çocuk her şeyi istediği gibi hayal edebilir.

Masal, hayal gücünü geliştirir

Nefise Atçakarlar (Timaş Yayınları editörü): Masal anlatırken iyi bir seslendirme en önemli unsur. Kahramanların konuşmalarını onların fıtratlarına uygun şekilde seslendirmek, çocuğun dikkatini toplamasına masalın akılda kalmasına hem de ritmik zekâsının gelişmesine yardımcı olur. Masalın en önemli özelliklerinden biri de çocuğun hayal gücünü geliştirmektir. Çizgi film her yönüyle hazır bir yemeğe benzediğinden çocuğun zihinsel melekelerinin gelişmesine yardımcı olamaz. Okumaya başlar başlamaz ebeveynler çocuklarına masal okumayı bırakmalı. Çünkü masal okumak, iyi bir okur olmanın keyifli yolu, ilk adımı.

Her dönemde masal anlatılabilir

Eyüp Özdemir (Muştu Yayınları editörü): Bütün çocuklara her dönemde masal anlatılabilir, okutturulabilir. Tek istisnai dönem okumaya ilk başlama zamanıdır. Çocuklar ilk okumaya geçiş dönemlerinde daha kısa metinleri tercih eder. Hece hece uzun bir metni okumak onlar için işkence gibidir. Bu birkaç aylık dönemde küçük hikâyeler daha çok tercih edilir. Ancak bu döneme ait kısa masal metinleri de mevcuttur aslında. Okuma öğrenildikten sonra diğer türlerin (hikâye, günlük, fıkra, şiir, bilim yazıları vs.) de keşfiyle çocuk hayatında masalın yerinin azalması son derece tabiidir. Bunu türün gerçekdışılığına bağlamak doğru değil.