Yıllardır ÖSS'ye girip bir türlü üniversiteyi kazanamıyor musunuz? Okuduğunuz bölümün iş garantisi olmaması sizi kara kara düşündürüyor mu? ?Ben bu dünyaya ÖSS için gelmedim.? diyenlerdenseniz, size bir sürprizimiz var.

Münir Arıkan'ın hazırladığı ?Sevdiğin İşe Odaklan / Sıradışı Meslekler Rehberi'ne bir göz atıp kendinize uygun bir meslek seçin. Meslekler arasında çörekotu uzmanlığı, hediye uzmanlığı, israf önleme uzmanlığı ve bebek bezi uzmanlığı var.ÖSS'ye girmeden, diş hekimliği fakültesini okumadan Türkiye'nin en iyi diş bakım uzmanı ve en çok kazanan diş bakım uzmanı olmak ister misiniz? Ya da ÖSS'ye girmeden, hukuk fakültesini okumadan Türkiye'nin en iyi hukukçusu -en çok kazanan hukukçusu- olmak? Çörekotu uzmanı, ninni uzmanı, hediye uzmanı, kurban uzmanı, israf önleme uzmanı, banyo ürünleri tasarım uzmanı olmaya ne dersiniz? Siz de ?Ben dünyaya ÖSS için gelmedim? diyen gençlerdenseniz, Münir Arıkan'ın yazdığı ve Bilge Yayınları'ndan çıkan ?Sevdiğin İşe Odaklan (Sıradışı Meslekler Rehberi)' size yol göstermede yardımcı olabilir. Ülkemizde 16 milyon 250 bin öğrenci var. Bu öğrencilerin her yıl yaklaşık 2 milyonu, adına ÖSS denilen bir kıyma makinesinden geçiriliyor. Bu 2 milyon öğrencinin sadece % 20'si yani 400 bin kişi üniversiteye girme hakkı elde ediyor. Üniversiteye girme hakkı elde eden bu öğrencilerin ise sadece % 6'sı yani yaklaşık 120 bini, 4 yıllık bir lisans programına yerleştirilebiliyor. Bu şanslı 120 bin içinde, istediği bölüme girenlerin, gönlünde yatan mesleği yapmalarını sağlayacak bir üniversitede okuyanların oranı ise garip ama sadece % 30. Yani 16 milyon 250 bini aşkın öğrencinin yıllarca eğitilip, yetiştirilip, hayata hazırlandığı ülkemizde, gönlündeki mesleği yapmalarını sağlayacak bir üniversiteye girme şansı elde edebilen şanslı azınlık 2 milyonda 36 bin. Yani % 1,8. Bütün bu verilere dayanarak, ÖSS sınavına giren öğrencilerin en az % 80'inin üniversiteye girmesi imkânsız gibi görünüyor.

Türkiye'nin ilk aile koçu ve NLP Trainer Düşünce Koçu Münir Arıkan'ın bu yüzde 80'lik dilime bir müjdesi var. Verdiği seminerler ve ?Nitelikli İnsan' adlı kitabıyla tanıdığımız Arıkan, yeni kitabı ?Sevdiğin İşe Odaklan'da; ?Ben dünyaya ÖSS için gelmedim? diyen gençlere sıra dışı meslekleri tanıtıyor. Kitapta; Türkiye'de bir üniversiteye girmenin matematiksel olarak imkânsız olduğu göz önünde bulundurularak, üniversite dışında gençlerin kendi ilgi alanlarıyla ilgili sıra dışı kariyer hedefleri ve örnekleri veriliyor. Kitabın genel sistematiği içerisindeki meslekler özellikle, ahlaki, manevi ve ruhsal alanlara ilgi duyan öğrenciler için öneriliyor. Arıkan, bu kitabı, ÖSS mahkûmiyetinden kurtulamamış, yıllarca o sınavdan bu sınava koşmaktan bir türlü hayat sınavına hazırlanamamış, gönlündeki mesleği bulamamış, istediği işte çalışamamış ve sevdiği bir işi bir türlü yapamamışlara adamış. Arıkan'ı bu çalışmaya sevk eden ve kendisini çok etkileyen önemli iki sebep var. Birincisi; bir gazetenin arka sayfasında tam sayfa olarak verilen ?İmam hatipli kızların % 76'sı okulu bitirdikten sonra evde koca bekliyor? şeklindeki bir haber. Münir Arıkan, haberi okuduktan sonra şunları söylemiş kendi kendine: ?Şu ya da bu şekilde üniversitede okuma şansı bulamamış, normal yurdum insanı bacılarımız evde koca beklemek üzere yaratılmış olamazdı. Üstelik Türkiye'nin ilk aile koçu olarak onların evlerinde yaşadıkları sıkıntıları da bire bir bilen, gören ve duyan bir ağabeyleri olarak, onlar için bir çıkış bulmak zorunda hissettim kendimi.? İkinci sebep ise ÖSS. Türkiye'nin ÖSS için son 15 yılda 34,5 milyar dolar para harcamış olması. ?Yazık!? diyerek başlıyor sözlerine Arıkan ve ekliyor: ?Bu paraya Harvard ölçeğinde 10, dünya standartlarında 30 üniversite kurabilirdik. Her yıl 2,5-3 milyar dolar harcadığımız sistem, gençlerimiz için bir sıkıntı, depresyon ve kâbus halini aldı. Sadece kızlarımız için değil, erkeklerimiz de aynı şekilde. Bu kitapta, ÖSS mezunu diplomalı işsiz olarak, sevmediği işi yapıp, beden ve beyin işçisi olmak ya da büsbütün işsiz kalmak yerine, gönlünce çalışmanın, sevdiği bir işte dünya çapında fark yaratmanın sırlarını ele aldım.? diyor.


Gençler gerçekten bu mesleklere yönelmeli mi?

3 yıldan beri bu mesleklere yönlendirdiğim kardeşlerim, öğrenci arkadaşlarımdan şu anda, gönlünce bir kariyer tutturmuş yüzlerce örnek var. Yani hayatın gerçeklerinden bahsediyorum burada. İş olsun diye yazılan bir kitap değil bu. Onlara adadığım bir kitap. Onların geleceğine. İlla benim önerdiğim meslekler şart değil. Hemen Sıra Dışı Kariyer Rehberi adlı ikinci çalışmam geliyor, gelecek ay yayınlanacak. Bunlar benim bulduklarım. Harvard'da sinek profesörü uzmanlar var. Şimdi bir de sinek larvası uzmanları çıktı. Obez veya diyabet hastalardan ameliyat yeri iyileşmeyenlerin ameliyat yaralarının üzerine steril sinek larvası koyuyorlar ve yara iyileşiyor. Meğer sinek larvası iyi hücreyi yemiyor, iyi hücrelere zarar vermiyormuş. Ve böylece sadece alınması gereken yarayı yiyip, bir anlamda Sivas Balıklı Kaplıcaları gibi temizleyerek tedavi ediyormuş. Anadolu'nun koca karı ilaçları diye haksız yere yerilen uygulamalarından bahsetmiyorum. Tıbbın kalesi Amerika'daki en son uygulamadan bahsediyorum. Şu anda üniversitede kurdukları Steril Larva Bölümü aracılığı ile bu tedavi şeklini benimseyen hastalara, steril larva yetiştirip, yolluyorlar. Bilgi için www.munirarikan.com


Yazarın gençlere tavsiye ettiği ?sıra dışı' meslekler

Çörek otu uzmanı: Hz. Peygamber'in ölümden başka her derde deva dediği bu mucizevi tohum, hem tohumu, hem öğütülmüş unu hem de yağı ile birçok derde deva. Başta astım ve polen alerjisi olmak üzere alerjik hastalıklara, saç dökülmesine ve kepeğe karşı da etkili. Yurtdışında, özellikle Uzakdoğu'da özel çörek otu terkipleri, buhuru, yağı, özü, kremi ve damıtılmış konsantreleri revaçta. Ama bizde bir uzmanı bile yok.

Bebek bezi uzmanı: Çocukların kendilerine güvenlerini geliştiren bir unsur bebek bezleri. Hatta öğrenme seviyelerini etkileyen, büyüyünce huysuz olup olmayacaklarını belirleyen bir ayrıntı. Daha çok emici, daha kuru, daha sağlıklı bezler üretiliyor. Ama piyasa hâlâ birçok gelişmeye aç. Daha keşfedecek çok şey var. Anne-babalar, çocuklarının sağlığı ve huzuru için daha fazlasını ödemeye hazır. Siz yeter ki bir şeyler bulun ve geliştirin.

Kündekârı uzmanı: Dünyanın en prestijli mesleklerinden birisi olan, değişik geometrik şekillerin çivisiz ve tutkalsız bir biçimde iç içe geçirilmesiyle yapılan kündekâri sanatı da yok oluyor. Camilerde minber ve sütunlarda kullanılan bu yapının, bir ustası ya da tarihî eserleri bire bir modelleyecek bir uzmanı yok denecek kadar az. Batı, sadece dinî binalar için değil, sosyetenin evleri için de özel tasarım kündekâri yapıtlar istiyor.

Eski eser-tarihi elyazması kitap uzmanı: Dünyanın en büyük müzelerinde, milyarlarca dolarlık tarihî eserler koruma altında. Bu eserlerin yıpranmasına karşı, kitapların çürümesine karşı bir yöntem bulanlar hep yabancılar. Batı'da tarihî eserler için, eserin içerik ve değerine ve menşeine göre ahşap muhafaza yapan şirketler bile var. Özel tasarım koruma kılıfı ve kabı yapıyorlar.

Hediye uzmanı: Batı dünyası hediyeye de, paketine de büyük önem veriyor. Yurtdışında büyük hediye mağazaları, dünyanın sayılı tasarımcılarına ve modacılarına özel siparişle hediye yaptırıyorlar. Hatta yeni moda olan son trende göre; kişiye özel tasarım-kişiye göre hediye kuralı, hediyenin en iyisi olarak kabul ediliyor. Gençler siz de dünyanın en güzel hediyeleri için sıra dışı tasarımlar geliştiren bir uzman olabilirsiniz.

Banyo ürünleri tasarım uzmanı: Ünlü tasarımcı Ross Lovegrove, Türk hamamından esinlenerek yeni bir banyo kültürü oluşturmaya çalışıyor. Lovegrove, ?Çok zengin olmadıkça Türk hamamının bir kopyasını evinizde yaratamazsınız. Ama o sosyal ruhu yakalamaya çalışıyorum. Banyonun evin daha yaşayan, yaşanan bir alanı olması fikrinden hareket ediyorum.? diyor. Hayal gücünün zenginliği ile sınırlı Banyo dünyası kendine farklı tasarımlar oluşturacak gençleri ve projelerini bekliyor.