Televizyon ve bilgisayar karşısında aşırı vakit harcayan çocuklar normal hayatlarında iletişim sorunu yaşıyor. Prof. Dr. Adnan Yüksel, büyülü ekran karşısında sürekli hareketsiz ve "edilgen" konumda kalmanın soyut düşünce ve ifade kabiliyetlerini gerilettiğini belirtiyor.

Havaların soğuk olduğu kış mevsiminde hafta sonları ve tatillerde çocuklar tamamen evde kapalı kaldığı için televizyona ve bilgisayar oyunlarına ilgileri daha çok artıyor. Ailelerin mecburen kabullendikleri bu durum, çocukların hem zihin hem beden sağlığını olumsuz etkiliyor. Gün boyunca yayın yapan çizgi film kanalları çocukları ekran karşısına bağlayarak sosyalleşmelerini engelliyor. Çizgi filmlerin biri bitip hemen diğeri başladığı için çocukları televizyon karşısından kaldırmak çok zor oluyor. Okul öncesi yaşlarda gün boyu evde olan çocuk ile aile arasında çizgi film tartışması yaşanıyor. Daha büyükler de okul ve dersten geriye kalan zamanlarını TV ve bilgisayar oyunlarına ayırıyor.

Çocuk nörolojisi uzmanı Prof. Dr. Adnan Yüksel, çok fazla TV seyreden çocukların beyin hücreleri arasında yeterli bağlantı oluşmadığını ve iletişim bozukluğu yaşadıklarını söylüyor. TV'nin zararlı etkilerini yaş gruplarına göre değerlendiren Prof. Dr. Yüksel, özellikle 0-3 yaş arası çocuklarda beyin gelişimi daha hızlı olduğu için, bu dönemde yapılacak en küçük iyilik veya kötülüğün ileride büyük tesirleri olacağını belirtiyor. Prof. Yüksel'in verdiği bilgilere göre, çocuk doğduktan sonra beyin hücreleri çoğalmıyor; ama fonksiyon kazanmaya başlıyor. Doğumda 36 cm olan baş çevresi büyüklüğü, bir yaşında 46 cm'ye, 5 yaşında 50 cm'ye ulaşıyor. Aradaki büyüme hızı 5 kat fazla. Beyinde yaklaşık 12 tabaka ve yaklaşık yüz milyar hücre var. Her bir hücre diğer hücrelerle 20-30 bin bağlantı yapıyor. Bu bağlar sayesinde insan 1 yaşında dil öğrenip yürümeye başlıyor, 2 yaşında koşuyor. Bu bağları oluşturmak için çocuğun etrafında uyaranların olması gerekiyor.

Beyin hücrelerini uyarmak için çocuklarla iletişim kurulmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yüksel, "Bebek veya çocuk güldüğü zaman karşısındakinden gülme bekler. TV bunu veremez. Çocuk sevincini belli eder, kucağa gelmek ister. TV sabit ve soğuk bir cisimdir, bunu yapamaz; ama anne yapmalıdır. Bir yaşına kadar günde 1 saatten fazla TV seyreden çocuk, seyretmeyenlere göre daha az sosyalleşiyor ve özgüven eksikliği yaşıyor." diyor. Ekrandan saniyede 24 kare akıyor. Ancak çocukların beyni bu kadar hızlı odaklanamadığı için hızı algılayamıyor ve bağlantıları oluşturamıyor. Oluştursa da günlük hayatla orantılı şeyler olmadığı için yanlış algılayabiliyor.

Prof. Dr. Yüksel şöyle konuşuyor: "Televizyonu çok seyreden çocuklar iletişime açık değil. Karşısındaki kişiye manasız gözlerle bakıyor. Çünkü, çocuk TV gibi insanların da kendisine cevap vermeyeceğini sanıyor. Sadece seyrediyor. Otistik çocukların devamlı TV karşısında kalan çocuklar olduğunu görüyorum. Bunlarda konuşma gecikmesi iletişim ve sosyalleşme eksikliği kesinlikle mevcut. Görüntü ve ses ne kadar yavaş olursa o kadar iyi anlaşılır. Normal bir insan olabilmek için toplum içinde sosyalleşmek gerekiyor, TV karşısında değil."