Ateş Ana, otuz kez başlardan taç giyen
kırk başlı kız,
pişkinliği veren sensin pişmiş nesneye,
buzların biçimini bozan sensin;
yaklaş bize, çevremize dolan,
baba gibi ol bize!
Yaklaş bize, çevremize dolan,
ana gibi ol bize!
Her kiri gideren sensin deniz suyunda,
ak bir çakmak taşıyla kesen sensin göbek bağını;
süt içersin Süt Denizi'nden,
Surum dağında açtın oyun yerini
saçları güzelce taranmış May Ana,
kırk kızın ortasında öyle saf May ana,
otuz kızın arasında öyle saf May ana, ağzı öyle saf May ana!
İndin ak Ülgenlerden,
indin ayın gökkuşağından,
güneşin gökkuşağından,
indin çatal bir değneye dayanarak
buraya gelmek için, tutarak altın yayı,
saçları incecik May Ana!
Korkutma yavruları,
onları yed küçücük omuzlarıyla,
sıkıca bastır göğsünde,
sağ kolunun altına al,
sağ memenle emzir onları,
kem gözden sakla onları,
kötü bilicilerden esirge.
Kötü bir ruh yaklaştıkça
ger altın yayını
ve yayınla ve savutunla
sav ne gelirse kötü ruhtan!
Yaklaştırma yöremizde dolanan ruhu,
yavuz yeli indirme,
uzak tut kişiden tüm ağrıları,
götür onu elinle her iyiliğe,
esirge ruhun uyanışını,
çalının kökünü pekiştir!