Gerek hayat şartları ve gerekse bulunulan konum hasebiyle bir ailede iki eş de çalışmak durumunda kalabilmektedir.

Ebeveynler bu durumda hep bir arayış içindedirler. "Acaba çocuğum bu süre zarfında en doğru bir biçimde kim tarafından bakılabilir." diye düşünürler hep. Tavsiye edilen 3 yaşına kadar, çocuğun anne ya da baba yoksa birinci derece bir akrabasının yanında bakılmasıdır. Ancak çocuk bir süre akrabasının yanında (babaanne, anneanne, hala, teyze vs…) kalmış olsa bile bir süre sonra, hiç olmazsa akşam saatlerinde ebeveynini görmelidir. Yine biraz daha ileriki yaşlarda da çocuk, yuvaya gidiyor olsa bile yuva dönüşü büyüklerinin yanına sadece hafta sonu gidip bir hafta onlardan kopmamalıdır. Sadece anne-babayı hafta sonu görmek çocuk için yeterli değildir. Bu hem çocuğun sağlıklı psikolojik gelişimi için hemde ebeveyn- çocuk arası duygusal bağın yıpranmaması için çok önemlidir. Bazı ebeveynler koşulların müsaitsizliğinden dolayı çocuklarından bir hafta, bazen birkaç-ay ayrı kalabilmektedirler. Bu, elden geldiğince tercih edilmemesi gereken bir durumdur. Çocuk için en zor seçenek budur. Daha acı olanı bir süre sonra çocuğun ebeveynine duyduğu ihtiyacı fark etmeme ihtimalidir. Yani çocuk bir süre sonra anne-babasının varlığıyla mutlu olmamaya başlayabilir. Fakat yaşadığı süreç kendisinde dolaylı tepkiler oluşturur. Saldırganlık, sürekli bir mutsuzluk hali, gece korkuları, ağlama nöbetleri vs… şeklindeki davranış bozuklukları bu dolaylı tepkiler arasındadır.

Şartlar çocuğun ebeveynden uzakta bakılmasını gerektiriyorsa;

Öncelikle çocukla konuşulmalıdır. İçinde bulunulan durumun gereği, ne kadar süre ayrı kalınacağı vs… çocuğa anlatılmalıdır.. Çocuğunuz bebeklik döneminde bile olsa onun ellerini tutmalı ve ona bütün içtenliğinizle durumu anlatmalısınız.

Mesafe şayet çok uzak değilse görüşmek için bir hafta beklenmemelidir. Görüşme sıklığı artırılmalıdır.

Hemen her gün telefon görüşmesi yapılmalıdır. Bebek bile olsa ebeveyn sesini çocuğuna duyurmalıdır. Çocuk kaldığı yere alışmaz diye bu görüşmeler ihmal edilmemelidir.

Çok minik hediyeler veya duygu içerikli birkaç cümleden oluşan mektuplar çocuğun kaldığı yere bırakılmalı ve bazı zamanlarda "bak sana mektup geldi, hadi okuyalım veya kapının önüne postacı bir sürpriz koymuş, kim gönderdi acaba?" denilerek çocuğa verilmesi sağlanmalıdır. Bu hediyeler özellikle çocuğun gergin olduğu düşünülen zamanlarda verilebilir.

Bu davranışları her iki eş de yapmalıdır.

Çocuk, evine döndüğünde veya bir araya gelindiğinde vicdanen rahatsızlık duyulup çocuğa gereksiz tavizlerde bulunulmamalıdır. Ten temasına ve duygusal paylaşımlara ağırlık verilmelidir.

Ancak kimi durumlarda 5 yaşının üstünde olan bazı çocuklar tatillerde veya benzeri zamanlarda bir süreliğine akraba yanına gitmek isteyebilir. Bu durum yukarıda anlattığımız konunun dışındadır. Çünkü burada çocuğun arzusu vardır ve çocuk ihtiyaç hissettiği an evine dönebilecektir.

Bir çocuğun ebeveyni ile ev dışında bir şeyler paylaşması oldukça önemli ve çocuk için çok özeldir. Ebeveynle bir yere gidiyor olmak "Ben değerliyim, annem-babam bana zaman ayırıyor" mesajını gönderir çocuklara. Çocukla birlikte gidilen yerlerin seçimi çok önemlidir. Buradaki püf nokta şudur; hem çocuğun zevk alacağı ve hem de ebeveynin zevk alacağı, en azından sıkılmayacağı uğraşların seçilmesi önemlidir. Çocuğun mutlu olduğu bir yerde ebeveynin sıkılması çocuğun doyuma ulaşmasını engeller. Bunun dışında tercih edilen yerler çocuğun enerjisini boşaltacağı yerler olabileceği gibi kişisel gelişimini destekleyici, çocuğa yararlı alışkanlıklar kazandıracak mekanlarda olabilir. Kitapçı, bu tarz yerlerin başında gelir. Çünkü kitap okuma alışkanlığı sadece "kitap okumak önemlidir" sözleri ile çocuğa anlatılmaz. Veya kimi zaman çocuğun yanında kitap okuyor olmak da yeterli olamayabilir.

Anne babayla kitapçıya gitmek neden önemli?

Bir paylaşım yaşanmış olacağından öncelikle ebeveyn-çocuk arası bağı kuvvetlendirmeye vesile olur.

Emek sarf ederek bir kitabı elde etmek çocuktaki okuma çoşkusunu artırır.

Çocuğun birden fazla kitabı görmesi ve farklı okuyucu kimlikleri ile tanışması çocuğun bakış açısında kitabı önemli kılar.

Ebeveynini kitap seçerken görmek çocuğun bu davranışı modellemesini kolaylaştırır. Çocukta kitap okuma alışkanlığı oluşur.

Önemli olan noktalardan biri, ilk etapta çocuğun kitap seçiminde onu özgür bırakmak gerektiğidir. Bu konuda ebeveyn birtakım yönlendirmelerde bulunabilir; fakat ısrarcı davranmamalıdır. Çocuk kitapçıya mutlu girip ağlayarak çıkarsa bir dahaki sefere kitapçıya gitmekten haz almayacaktır. Çocukla birlikte ebeveynin de kitap almak üzere kitapları incelemesi gerekir. Bunun dışında eve gidince birlikte kitapları okumak, bunun takibini yapmak ta önemlidir. Ayrıca belli periyotlarla veya kitapların okunmasının hemen akabinde tekrar kitapçıya gidilmesi kitap okumayı daha çabuk bir biçimde alışkanlığa dönüştürür.