Babalık, sonradan öğrenildiği için içgüdüsel olan anneliğe göre daha zor bir görevdir. Kadın, bir evlada annelik yapma güdüsüyle yetişmenin yanında, hamilelik boyunca salgılanan hormonlarla da çocuğuna bakma düşüncesini kabulleniyor.

Erkekler ise çoğu zaman bebeği kucağına alana kadar baba olma fikrine alışamıyor. Kendi babasından veya çevresinden gördüğü kadarıyla çocuklarına babalık etmeye çalışan erkekler çoğu zaman çocukların maddi ihtiyaçlarını karşılamakla yetiniyor. Oysa, özellikle erkek çocuğun sağlıklı birey olarak yetişmesi için baba ile duygusal bağ kurması gerekiyor. Babalara, çocuklarının duygu dünyasına girme çağrısı yapan Psikiyatrist Doç. Dr. Kemal Sayar, babaların görevinin çocuklarının hayatını zorlaştırmak değil, kolaylaştırmak olduğunu söylüyor.

Doç. Dr. Kemal Sayar, en az 5 yaşına kadar çocuklarının yanında olan babaların onlara en büyük iyiliği yapmış olacağını belirtiyor. Çocukları ile ilgilenmeyen, duygularını paylaşmayan babaların, özellikle erkek çocukların hayatında büyük boşluk oluşturduğuna dikkat çeken Sayar, "Pek çok baba, sanki çocuklara duygusal destek olması gerekmiyormuş, onlarla paylaşmaya gerek yokmuş gibi bir tutum içinde olabiliyor. Eğer duygularını paylaşmaz ise özellikle erkek çocuklarda birtakım eksiklikler olabiliyor. Baba çocuğuna yeterince rehberlik etmezse bu sefer anne-oğul ilişkisinde aşırı bir bağlanma, birbirinden ayrılmama gibi biraz güdük insan ilişkileri ortaya çıkabilir. Bu ortamdan inisiyatif alamayan, kendi tercihleri olmayan erkekler çıkabilir. Erkek çocuklar kendi cinsel kimliğinin oluşmasında babaya ihtiyaç duyar." diyor. Çocukların sorumluluklarını tek başına annelere yıkarak ortalıktan kaybolan babaların çocuklarına en büyük kötülüğü yapmış olacağını vurgulayan Sayar'ın verdiği bilgilere göre, babaları kendileri ile ilgilenen çocuklar duygularını daha iyi düzenliyor ve denetliyor. Duygularını denetleyemeyen çocuklar intihar düşüncesi, madde kullanımı, yeme bozukluğu gibi sorunlar yaşayabiliyor. Bazı babalar fiziksel olarak evde olsa bile psikolojik olarak çocuğun yanında olmuyor. Bu durumda bir babadan istediği şeyleri karşılayamayan çocuk, baba açlığı içinde babanın temsil edeceğini düşündüğü şeyleri dış dünyadan emiyor. TV'deki güçlü karakterlerle özdeşleşiyor. Bunlar kanun dışı kişiler olsa bile kendine rol modeli alıyor. Çocukların babalarıyla zaman geçirmeye ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kemal Sayar şöyle konuşuyor: "Bazen baba, çocuğun ruhunda öyle kocaman bir yara açar, varlığıyla onu öyle sindirir ki oğul bir türlü büyüyemez; yetişkin hayata adım atamaz. Yaşlansa bile ergen bir çocuk olarak kalır. Hep bir baba azarı korkusuyla yaşar. O yüzden çocukların hayatında aşırı azarlayıcı, aşırı eğitimci figürler olarak yer almamak lazım."

 

Çocukla ilgilenmek adına neler yapılabilir?

Doğum öncesinden itibaren çocuklarıyla yakından ilgilenen babaların ileriki hayatlarında da daha ilgili babalar olduğu gözlenmiştir.

Kendinize babalık alanı oluşturun. Çocuğunuzla beraber yapacağınız etkinlikleri programlayın. Eve gelince TV karşısına kurulmayın. En az yarım saat-1 saat çocuğunuzla oynayın. Birlikte vakit geçirin. Dersleriyle ilgilenin. Günü nasıl geçirdiğini sorun. Gözlerinin içine bakarak konuşun.

Duygularınızı dile getirin. Farklılıklara saygı gösterin. Eşinizin ebeveynlik tarzı farklı olabilir. Buna saygı duyun. Bunu çatışma konusu yapmayın.

Çocuğunuzun oyun arkadaşı olun. Oyun, baba-çocuk ilişkisinin kalitesini belirleyen faaliyetlerden biridir. Ahlak gelişimi, sosyal etkileşimlerde yeterlilik gibi konularda çocuklar babalarından çok şey öğrenebilir.