Evlatlar, ebeveynleri için kendi malından harcamalıdır. Çünkü ana-babasına harcadığından, verdiğinden kendisine sual olunmaz.

Kendinden önce, onlara elbise almalı. Kendi yiyeceğinden iyisini onlara vermeli.

Uzakta iseler ziyaretlerine gitmeli. Ana-baba ve yakın akrabaları ziyaret etmek vaciptir. Hiç olmazsa selam göndererek, tatlı mektup yazarak bu günahlardan kurtulmalıdır. Ziyarette sıra; ana, baba, evlat, dede, nine, kardeş, amca, hala, dayı ve teyze şeklindedir. Hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: ?Allah'a ve kıyamet gününe inanan sıla-i rahim etsin!? (Buhârî)

Beraber yemek yenmeli. Ayrı yemek onları üzer.

Arzularını sormalı, öğrenip yerine getirmeli.

Evlerini temizlemeli, boyamalı, tamir etmeli.

Malı, parayı onlara serbest etmeli. ?Ne zaman isterseniz, malım, param size feda olsun? demeli, bir kızgınlıkları varsa, bu yolla onları teskin etmelidir. Ana-babaya harcanan paradan sual olunmaz. Muhtaç olan ana-babaya yardım farzdır. Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki:

?Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara infak edin!? (Bakara, 215)

Ara sıra güzel yemek yapıp, davet etmeli. Gönülleri ister de belki söyleyemezler.

Dostlarını, dost bilip davet ederek gönüllerini almalısınız.

Hastalandıkları zaman, tedavileri ile meşgûl olmalı, bir bakıcı tutmak yerine, bizzat ihtiyaçlarını gidermelisiniz.

Onlara şefkat kanatlarını germelisiniz; ?Merhamet etmeyene, merhamet edilmez, acımayana acınmaz.? (Müslim)

Sevmeli, her fırsatta ellerini öpmeli, sevdiğinizi hissettirmelisiniz.

Sevinçlerine sevinmeli, üzüntülerine üzülmelisiniz.

Çok söylenmelerinden incinmemeli, incinseniz bile kesinlikle incindiğinizi hissettirmemelisiniz.

Sitem ve cefalarına kızmamalı, incitmekten çok korkmalısınız.

Nazlanmamalı, aksine onların nazına katlanmalısınız. Çünkü onlar küçükken bizim çok nazımızı çektiler. Nazlanma sırasının onlarda olduğunu unutmamalıdır.

Ölseler de kurtulsak diye canavarcasına düşünmemeli, çok yaşamalarını arzû etmelisiniz.

Yumuşak söylemeli ?öf' bile dememelisiniz. ?Rabb'in, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine ?öf' bile deme; ağır söz söyleme, onlarla yumuşak ve tatlı konuş, onlara acı, tevazû kanadını gerip ?Rabb'im, küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et' diye dua et.? (İsrâ, 17/ 23, 24)

Ana-baba, bildiğimiz şeyleri de anlatsa, ?yine aynı şeyler mi? dememeli, hiç duymamış gibi can kulağı ile dinlemeli.

İki kardeşi olan biri, öteki kardeşini kastedip ?Oğlun şunu yaptı. Ben yapsam kıyameti koparırdınız? veya ?Anne, torunu tepene çıkarıyor, çok şımartıyorsun. Söz dinletemiyoruz? gibi sözlerle ana-babayı üzmemelidir! Çocuklarını ana-babanın yanında dövmemeli, azarlamamalıdır!

İsimleri ile çağırmamalı, sözlerini kesmemeli, sözlerinin arasına girmemelisiniz.

Ana-babanın arasını açacak söz ve hareketlerden uzak durmalısınız. Ana-baba ile oğul veya kızın arasını açacak işlerden uzak durmalısınız. Gelinleri, ana-baba ile oğullarının arasını açacak sözlerden uzak tutmalıdır!

Konuşurken, ?yap, yapma' gibi ifadeler kullanmamalısınız. Yapar mısın gibi ricâda bulunmalıdır! Ana-babası günah işleyen çocuk, bunlara bir defa nasîhat eder. Kabul etmezlerse susar. Onlara dua eder!

Hayır dualarını almalısınız. Ana-baba duasını ganîmet bilmelisiniz. Hadîs-i şerîflerde şöyle buyurulmuştur: ?Üç kişinin duası kabûl olur. Ana-baba, mazlûm ve misafirin duası.? (Tirmizî)

Beddualarını almamalısınız. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: ?Ana-babanın çocuğuna ve mazlûmun zâlime olan bedduaları, reddolunmaz.? (Tirmizî)

Vefatlarında Efendimiz'in sünneti üzere, yıkayıp, kefenletip defnettirmelisiniz. Cenaze namazını biliyorsanız kendiniz kıldırmalısınız.

Onlara her namazdan sonra dua etmelisiniz. Hadisteki, ?Ana-babasına dua etmeyenin rızkı kesilir.? ikazını unutmamalıyız:

?Ölünün mezardaki hali, imdâd diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, ölü de, babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler. Kendisine bir dua gelince, dünyanın hepsinin kendine verilmesinden daha çok sevinir. Allah-ü Teâlâ, yaşayanların duaları sebebiyle, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir.? (Deylemî)

Varsa borçlarını ödeyip, onun kabir halini kolaylaştırmalısınız.

Ölünün namaz ve oruç borcu için, başkası onun yerine namaz kılamaz ve oruç tutamaz. Fakat onun orucu ve namazı için fakirler doyurulabilir. Bunu geciktirmemek.

Vasiyeti varsa yerine getirmelisiniz. Dinimize açıkça aykırı ise yerine getirilmeyebilir.

Sevabı onlara olmak üzere oruç tutmak, sadaka vermek, hac yapmak, kurban kesmek.

Kabirlerini ziyaret edip Kur'ân-ı Kerîm okumak.

Onlardan kötü bir yol edinmiş ise, her yaptığından onlara da günah ve azâp gider. Bunun için, onlardan veya onların vasıtası ile öğrendiği kötü şeyleri terk etmeli, kendi kötü amelleri ile, onlara kabirde azâp ettirmemelidir.

Dostlarını ziyaret etmek. Hadîs-i şerîf: ?Babası öldükten sonra, onun dostlarını ziyaret etmek, iyiliklerin en iyisidir.? (Müslim)