Diyarbakır Hani Lisesi, kırık sıraları, toz toprak içindeki sınıflarıyla, öğrencilerine umut veremeyen bir okul. Son 6 yıldır ÖSS'ye giren 261 öğrenciden sadece biri üniversiteyi kazanabildi. İşte o öğrenci Hatice Bora, Dicle Üniversitesi'ni bitirdi ve şimdi başarılı bir mimar.

Diyarbakır'da kaderine mahkûm olmuş bir okul Hani Lisesi. Toz toprak içinde sınıflar, kırık sıralar, sıvası dökülmüş, yer yer çatlamış duvarlar...

Öğrencilerine umut veremeyen bu okul, son 6 yıl içinde ÖSS'ye giren 261 öğrencisinden sadece birini üniversiteye gönderebildi. Lisenin kaderini yenen o öğrencinin adı Hatice Bora.

Hatice azmetti, üniversite sınav sonuçlarına göre "sıfırcı lise" olarak anılan Hani Lisesi'nden çıktı, Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ne girdi. Başarısıyla arkadaşlarını kamçılayan ve onları ikinci, üçüncü denemelerinde üniversiteli yapan Hatice (21), şimdi başarılı bir mimar.

Hani'nin umutsuzluğunu umuda çeviren Hatice Bora'yı Diyarbakır'da çalıştığı mimarlık bürosunda bulduk. Birlikte Hani Lisesi'ne doğru yola çıktık, 1.5 saat süren yolculuğumuzda imkânsız görüneni nasıl başardığını konuştuk. "Üniversiteyi kazandıktan sonra Diyarbakır'a yerleştik. Hani'ye 5 yıldır gitmiyordum" diyen Hatice, hem eğitim sistemini eleştiren hem de ailenin önemini vurgulayan başarı hikâyesini anlattı:

Annesi ortaokul mezunu

"Ben eğitimli bir ailenin 5 çocuğundan biriyim. Annem kız çocuklarının küçük yaşta çarşafa sokulduğu bir dönemde ortaokulu bitirmiş. Daha fazlasına ise izin verilmemiş. Babam lise mezunu. Hep daha çok okumak istedi. Sonunda sınava girip Açıköğretim Fakültesi'nde okumaya başladı. Ben eğitimin, özellikle kız çocukları için çok önemli olduğunu duyarak büyüdüm.  Mimar olmam babamın tek hayaliydi. Mimarlık diplomamı babamın eline verebilmeyi çok isterdim. Ama olmadı. Onu 2003 yılında trafik kazasında kaybettim." Hatice'nin bu sözleri başarıda ilk anahtar olan ailenin önemini açıkça ortaya koyuyor. İkinci aşama ise tüm olumsuzluklara rağmen kendine güven ve azmin zaferini gösteriyor: "Pek çok dersimizin öğretmeni yoktu. Sağlık memurlarının, hizmetlilerin derslerimize girdiğini biliyorum. Öğretmenlerimiz, 'Zorunlu hizmetimiz bitse de gitsek' derdindeydi. Bu işin yalnızca okulla olmayacağını lise birinci sınıfa geldiğimde anlamıştım. Test kitapları aldım ve evde çalışmaya başladım. 3 yıl boyunca ÖSS'ye hazırlandım. Diğer arkadaşlarım gibi ümidimi kaybetmedim. Hep kendime güvendim." Hatice Bora'nın ÖSS'de başarılı olması sınıf arkadaşlarına da umut olmuş. Birkaç arkadaşı, "Hatice yaptıysa biz de yaparız" demiş ve mezuniyetten sonra kimisi bir yıl, kimisi iki yıl boyunca ÖSS'ye hazırlanmış.

Başarısı bizi kamçıladı

Hani'de konuştuğumuz Uludağ Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nde okuyan Ahmet Akçin, "Hatice kazandığında 'Demek ki oluyormuş' dedim. İki yıl kendi imkânlarımla sınava hazırlandım. Ve istediğim bölümü kazandım. Hatice olmasaydı benim içimde de böyle bir ümit olmayacaktı. Onun başarısı bizi kamçıladı" diyor.

2007 için de umutlu değiliz

Hani Lisesi'nden 2001 yılında 24 son sınıf öğrencisi sınava girdi. Kazanan sayısı 'sıfır' oldu. 2002 yılında giren 46 öğrenci içinden yalnızca Hatice üniversiteli olmayı başardı. 2003 yılında 26, 2004'te 43, 2005'te 69, 2006'da 53 öğrenciden hiçbiri sınava girdikleri ilk yıl, dört yıllık bir fakülteyi kazanamadı.

Hani Lisesi Müdürü Aytekin Serdar Hamatoğlu, başarısızlığın nedenini öğrencilerin umursamazlığına, ailelerin ilgisizliğine bağlıyor. Ancak lise hiçbir yönüyle gençlere umut vaat etmiyor. Toz toprak içinde sınıflar, kırık sıralar, sıvası dökülmüş yer yer çatlamış duvarlar, İç Güvenlik Tabur Komutanlığı binası ile aynı bahçede yapılan eğitim... Fizik, kimya, matematik, coğrafya öğretmeni yok. Biyoloji öğretmeni yeni atanmış. Dersler ya boş geçiyor ya da ilköğretim öğretmenleriyle takviye ediliyor. Bulunabilirse üniversite mezunları derslere giriyor. 20 olması gereken öğretmen sayısı 10.

70'li yıllarda açılan okulda 311 kayıtlı öğrenci bulunuyor. Hamatoğlu, 10 yıl geriye gidildiğinde de okulun ilk yıl üniversiteye öğrenci sokamadığını söylerken, 2007 için de umutlu olmadıklarının altını çiziyor. Hamatoğlu, bu yıl oluşturulan 10. sınıfların üzerinde durduklarını, iki yıl sonra başarı beklediklerini belirtiyor.