Çocukken uluslararası futbol camiasındaki futbol idollerimiz belliydi: Tsubasa, Pelé, Maradona... Tamam... Tsubasa çizgi film karakteriydi; ancak biz onu yüreğimizde kahraman olarak canlandırıyorduk. Tsubasa'yı izledikten sonra 3 katlı Kames topunu alıp fizik kurallarına aykırı Tsubasa hareketleri yapmaya çalışırdık.

Bizler doğmadan yıllar önce futbolu bırakmasına rağmen her fırsatta Taçsız Kral, Siyah İnci Pelé'nin efsanelerini dinledik. Örnek: Sadece onun futbolu izlenebilsin diye; Biafra'yla yapılan savaş sırasında Nijerya'da ateşkes ilan edilmiş. Her neyse şimdiki erkek çocukların böyle futbol kahramanları var mı inanın çok merak ediyorum.

Pelé şimdi ise dünyanın dört bir yanında ?Sürdürülebilir başarının sırları?nı anlatıyor (tabii yüz binlerce dolar karşılığında). Geçtiğimiz perşembe Türkiye'de Perakende Günleri adlı bir zirvenin konuğuydu Pelé...

Halit Kıvanç'ın anlattığına göre gerçek ismi Pele değil. Çocukken teneke kutularını top yapıp oynarmış. Onun oynadığı tenekelerden ?pile pile pile? diye ses geldiği için ismine Pelé denilmiş. Pelé, ömür boyu başarının bir örneği. Zira o, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olmanın yanı sıra bir zamanlar Brezilya'da spor bakanlığı yapmış. Amerika'da pek popüler olmayan Avrupa futbolunu gençlere sevdirmeye çalışmış. UNICEF, UNESCO gibi kurumlarla birlikte dünyanın dört bir yanında özellikle çocuklar için sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol oynuyor. Kendisinin kurduğu Pelé kampüsünde 8-18 yaş arasındaki çocuklara sadece futbolu değil, ahlaklı bir sporcu olmasını da öğretiyor.

?Futboldan kazandığım şeyleri topluma vermeye çalışıyorum. Ve bu sayede Tanrı beni zinde tutuyor.? diyor Pelé. Ve şöyle devam ediyor: ?Futbol öğrettiğim bir çocuğa ilk söylediğim şey, ?Bak sen ileride mükemmel, yıldız bir futbolcu olabilirsin. Ama her şeyden önce kendin gibi olmalısın ve en önemlisi kim olduğunu keşfetmelisin??


SINAV HARİCİ NOTLAR

Not 1: Ünlü ressam Picasso, alışveriş ettiği küçük şeylerin bedelini çekle ödermiş. Hiçbir esnaf da Picasso'nun üzerinde imzası olduğu çeki böylesi küçük paralar için bozmazmış. Hatıra olarak saklarlarmış. Böylece Picasso, bu kurnazlıkla baya bir zengin olmuş. Bahse girerim, biz yani öğrenci milleti de en az Picasso kadar kurnazız. Harbiden bakınız: ?Öğrenciyim be abi, indirim yapamaz mısın??

Not 2: Dünyanın dört bir yanında 8 kampüsü bulunan European School of Economics'in kurucusu, rektörü ünlü yazar Stefano D'Anna şöyle diyor: ?Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek ?mutluluk'tur. Ekonominin tanımı ?mutluluk'tan başka hiçbir şey değildir. Her zaman iyi bir ekonomist olun.? Gel de bunu kamu ekonomisi, ekonometri gibi dersler alan bir ekonomi öğrencisine anlat!

Not 3: Geçen hafta haberlerde görmüş olmalısınız. Dünyanın en girişimci ve en zengin kişilerinden Richard Branson, Türkiye'ye geldi. Branson, 16 yaşında ?disleksi? (öğrenme bozukluğu) yüzünden liseyi bırakmak zorunda kalmış. 20 yaşında kurduğu Virgin ?irketler Grubu bugün 29 ülkede 20 milyardan fazla gelir elde ediyor. Dahası Richard Branson, ?Virgin Galactic? adlı şirketiyle birkaç yıla kadar kendisine 200 bin dolar ödeyen insanları turistik yolcu olarak uzaya götürmeyi planlıyor. Pasosu olana indirim sağlarlar mı bilemiyorum.

Not 4: Turkcell'in fikir babası Murat Vargı, 1994'teki krizde iflas edip başka arayışlara yöneliyor. İsveçli bir girişimci sayesinde Avrupa'da cep telefonunun bir çılgınlığa dönüştüğünü fark ediyor. Ve Turkcell'i kurmak için zor da olsa sermaye buluyor. Murat Vargı, bu başarı hikâyesini anlatırken Victor Hugo'nun şu meşhur sözünü hatırlatıyor: ?Vakti gelmiş bir fikirden daha güçlü bir şey yoktur.? Sanırım işin sırrı burada. Biz gençler ancak ?Vakti gelmiş fikirler? bularak ülkemizi güçlendirebiliriz. Yumurta kapıya dayandığında değil!