ODTÜ İşletme'yi kazanan Aslı Dinç, bundan sonra da ailesinin daha iyi şartlarda yaşaması için çalışmaya devam edeceğini anlatıyor.

İzmir'in Çeşme ilçesine bağlı Ovacık köyünün 3 km uzağında bir gecekonduda yaşayan Aslı Dinç, iki yıl lüküs ve mum ışığında ders çalışarak Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İşletme Bölümü'nü kazandı. 

Aslı Dinç, "Emeğimin karşılığını aldığım için mutluyum." diyor. Baba Ahmet Dinç ise bazı günler cebindeki ekmek parasını kızına harçlık olarak verdiğini söylüyor.

Aslı Dinç, elektriği ve suyu olmayan bir gecekonduda yaşıyor. Köyde kalıp kira verecek kadar bile paraları olmayan ailenin iki çocuğundan biri. Okumak istiyor ve bunun için çok çalışıyor. Geceleri uykusunu bölüp ders çalışmak için kalktığında lüküs kullanıyor. Lüküs bittiği zaman hemen mumları yakıyor. Osmanlı'nın tarihini, Türkiye'nin coğrafyasını, bilinmeyenli denklemleri, H2SO4'ün ne anlama geldiğini titreyen mum ışığında öğreniyor. Hayatı hep 'zor ve kısıtlı' yaşıyor. Okul üniformasını hiç ütülü giyemiyor. Yağmurun amansız yağdığı zamanlar okula gidemiyor. İçerisinden yılan çıkan çamurlu su içip, bazı zamanlar aç yatıyor. Mumların eriyip aktığı zamanlar oluyor; ama o yılmıyor. Bir gün sonra daha fazla çalışarak eksiklerini tamamlıyor. Ve nihayet Aslı, bu azim ve gayretinin karşılığını alıyor. Aslı, ÖSS'de ODTÜ İşletme Bölümü'nü kazanıyor.

Baba Ahmet Dinç, ailesiyle 20 yıl önce Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinden iş bulmak umuduyla geldiklerini anlatıyor. Aile önce İzmir, sonra Çeşme'nin Ovacık köyüne yerleşiyor. Ancak kira dert olunca bu kez 2004 senesinde gecekonduda yaşamaya karar veriyor. Elektrik yok, su yok, ulaşım imkanları kısıtlı ve en yakın yerleşim birimi 3 km uzakta. Ahmet Dinç işçi pazarlarında her sabah iş için bekliyor. Çoğu zaman çocuklarına okul harçlığı veremediğini belirten Dinç, kış boyunca kızını her gün motosikletle 3 kilometre uzaktaki Ovacık köyünün okul servisine götürdüğünü aktarıyor. Bazen ekmek parasını bile kızının okuması için okul harçlığı olarak verdiğini dile getiren Dinç, "Kızım Aslı, evimizde elektrik olmadığı için akşamları derslerini lüküsle çalışıyordu. Lüküs bittiğinde mumla dersine devam ediyordu. Ama ben hiçbir zaman isyan etmedim. Kızım beni gururlandırdı." diyor. Anne Firdevs Dinç ise "Evimizde elektrik yok. En çok üzüldüğüm konu, kızımın ütüsüz kıyafetlerle okula gitmesiydi." şeklinde konuşuyor.

Aslı Dinç ise ailesinin yaptığı fedakârlık sayesinde iyi bir üniversite kazandığını vurguluyor. Özellikle kışın köyün dışındaki evlerinden ilçeye gitmekte çok zorlandığını anlatan Aslı, "Bazen okula çizme ve yağmurlukla gidiyordum. Çok yağmur yağdığı zaman ise okula gitmiyordum." şeklinde konuşuyor.