Hicretten bir sene kadar önceydi... Müşriklerin zulüm ve baskılarını artırdıkları bir devrede Rabb'imiz Resulünü yeni bilgi ve müşahedelerle teselli ve takviye etmeyi murad buyurmuştu.

Bu sebeple hiçbir peygambere nasip etmediği büyük Mirac mucizesini son peygamberine nasip edecek, ahiret âlemini temaşa ettirerek, burada anlatacağı gerçekleri bizzat yerinde müşahede ettirecekti... Bunun için emir alan Cebrail aleyhisselam, cennetten getirdiği Burak adındaki binekle Efendimiz'i Mescid-i Haram'dan alıp Kudüs'e doğru adeta uçarak bir anda Mescid-i Aksa'ya ulaştılar. Burada bekleyen peygamberlere imam olan Efendimiz, iki rekat namaz kıldırarak İmam-ül Enbiya unvanını almakla kalmadı, onların tebliğ ettikleri değişmeyen iman hakikatlerinin son mirasçısı olduğunun da böylece teyit ve tasdikini de almış oldu. Mirac'ın işte buraya kadar olan yeryüzü kısmını İsra Sûresi'nin ilk ayeti anlattığından, inkar eden imandan çıkar. Çünkü Mekke'den Mescid-i Aksa'ya kadar olan yeryüzü yolculuğu ayetin açık anlatımıyla sabittir...

Bundan sonrasındaki gökyüzü kısmı ki, Efendimiz'in manevi bir asansörle Mescid-i Aksa'dan yukarı çekilip yedi kat gökleri geçerek Sidret'ül-münteha'ya varışı; oradan da tek başına ötelere gidişi, tevile müsait olan hadislerle anlatılmıştır. Bu sebeple Mirac'ın gökyüzü kısmını farklı yorumlayanlara (yeryüzü kısmı gibi) tekfir suçlaması yönetilmemiştir...

Mirac'ın başındaki yeryüzü kısmıyla, devamındaki gökyüzü kısmına bakışı arz ettikten sonra, mucizelerin iki manasına dikkat çekmek isterim. Biri, peygamberliğin ispatına delil olması. Peygamber olmayan mucize gösteremez çünkü... İkincisi de o mucizenin cinsinden teknolojik buluşlarının yapılıp hayata geçirilebileceğine işaret etmiş bulunması... Nitekim mucizelerin işaret ettiği bu teknolojik buluşlara yönelik girişimlerde bulunulmuş, hatta bu yönde önemli ilerlemeler de sağlanmıştır. Mesela, Süleyman aleyhisselamın masrafsız gökte uçmasıyla uçak yapımına, Nuh aleyhisselamın uzun zaman su üzerinde tehlikesiz gezmesiyle gemi sanayiine, Musa aleyhisselamın asasıyla zeminden açtığı on iki menfezle yer altında petrol aramalarına, İsa aleyhisselamın ölüleri diriltme mucizesiyle tıptaki gelişmelere işaret eden mucizelerle Rabb'imiz buyuruyor ki: ?Bu mucizelerin aynını olmasa da yakınını yapıp insanlığa hizmet eder hale getirmeniz mümkündür. Çalışın, son sınırını peygamberlerde gösterdiğimiz bu mucizelerin benzerlerini yapmaya muvaffak olun!?

Nitekim bugün Mirac mucizesinin de benzeri başlatılmış, Ay'a kadar yükselme taklidi de gerçekleştirilmiştir. Böylece eskiden muhal görülen Mirac mucizesi benzeri teknolojik gelişmelerle mümkün görülmeye bile başlanmıştır. Demek ki, İslam teknolojik buluşları inkar etmek şöyle dursun, yapılması için ısrar eder, hatta yapılmış olanları dahi kâfi bulmaz, mucizelerin sınırına kadar varılabileceğinin işaretlerini verir... Anlaşılan, Kur'an, insanlığın ilerlemesine hizmet eden ilimlerin talim ve teşvikçisidir. Aksini iddia edenlerin Bediüzzaman Hazretleri'nin Mucizat-ı Kuraniyye risalesini okumaları gerekir ki, yanlış yorum ve düşüncelerden zihinlerini korumuş olsunlar...

Ayrıca Mirac'da Efendimiz insanlığa anlatacağı öbür âlemi dünya gözüyle görmüş, kulağıyla dinlemiş, bütün duygularıyla müşahede etme imkanı bulmuştur ki, dönünce anlattığı öbür dünya gerçeklerinde en küçük bir şüphe ve eksiklik söz konusu olmasın. Yani bizim görmeden imanla kabul ettiğimiz gerçekleri O Mirac'da bizzat gözleriyle görüp müşahede etmiş, Rabb'imiz O'nu böyle özel bir bilgi ve müşahede ile teçhiz ve teyit etmiştir. Bu konuda da okunacak sıhhatli kitap Bediüzzaman'ın Mirac Risalesidir. Sayamayacağımız kadar hikmetleri içine alan ikinci Kadir Gecesi hükmündeki Mirac kandilinizi tebrik eder, daha nicelerine ulaşmanızı Rahim olan Rabb'imizden niyaz eyleriz...