İnsanlar belli durumlarda az çok benzer davranışlarda bulunsalar da duyguları, düşünceleri, değerleri ve belli durumlara gösterdikleri tepkilerle birbirinden farklılık da gösterirler.

Kültürden, ailevi özelliklerden farklı olarak kişiyi diğerlerinden ayıran da belirli kişilik özellikleridir. Belli bir zaman diliminde kimi daha neşeli, kimisi daha düşünceli, kimisi durgundur. Kimisi bilimsel araştırmalara, kimisi okumaya, kimisi sanata müziğe, resime daha düşkündür. Bir kişinin kişiliği tek bir davranışla anlaşılamazken belli durumlara belli zamanlarda gösterdiği tepkilerin tamamı o kişi hakkında bilgi verip kişiliğini anlamamıza ve ona göre davranmamıza sebep olabilir. İyi tanıdığımız kişilerle ilişkilerimizde daha rahat davranırız. Bununla beraber insanları tanımak kolay değildir. Hiç ummadığımız bir anda beklemediğimiz davranışlar karşısında şaşırıp hayal kırıklığına uğrayabiliriz.

Kişiliği bilimsel olarak içe dönük, dışa dönük, duygusal, nevrotik gibi özelliklerle sınıflandırmaya çalışsak da aslında çok yönlü olan ve sürekli gelişen bir özelliktir. Kişilik özellikleri belli durumlarda değişiklik gösterebilir. Bazı durumlarda kendi davranışlarımızı bile yadırgayabiliriz. Bununla beraber bir kişi her ne kadar değişik zamanlarda ve şartlarda farklı tepkiler gösterse de genel olarak az çok benzer tepkiler verir. Çocukluk çağında ve ergenlik çağında zaman zaman kararsız ve tutarsız davranışlar görülebilirken yetişkinliğe doğru kişinin daha kararlı bir tutum içinde olduğu gözlenir. Bununla beraber yetişkinlikte bile çocuksu davranan ne zaman ne şekilde davranacağı bilinmeyen kişiler de vardır. Kişilik ve buna bağlı duygu düşünce ve davranışların ortaya çıkmasında şuur altı, dürtüler dini ve ahlaki değerler, kalıtımın da rol oynadığı biyolojik yapı sosyal çevrede yetiştirilme tutumları gibi pek çok etken rol oynamaktadır. Daha sonra ortaya çıkan hastalıklar da kişilik değişimine ve ani mizaç değişikliklerine sebep olabilirler. Benzer davranışlar göstermek kararlı bir kişiliği ortaya koyarken, beklenmeyen davranışlar göstermek de kişilik bozukluklarında görülebilir. Mesela sinirli bir kişinin çabuk sinirlenip öfkelenmesi, bağırıp çağırması beklenen bir davranıştır. Fakat sakin bir kişinin normalde onu kızdırmayacak bir davranışa çok kızıp bağırıp çağırması, eşyaları vurup kırması başını duvarlara çarpması kararsız mizacın göstergesidir. Kararsız mizaca sahip birisi bazen bir kişiyi öve öve bitiremezken, bazen de aşırı kızgınlık duyup uzaklaşmasına sonra tekrar aşırı düşkün davranmasına yol açabilir. Yine genelde neşeli, hoş sohbet bir kişi iken, zaman zaman dikkat çekici şekilde, içe kapanık, dalgın, gergin veya somurtkan olabilir.

Bazen de kişi daha sık veya kendisinden beklenmeyen davranışlarda bulunmaya başlar. O kadar ki kişilik değiştirdiğine bile inanılabilir. İnsanların devamlı yardımına koşan fedakar bir insanın sıklıkla duyarsız davranması, kendi menfaatini ön plana alıp çıkarcılık yapması gibi. Hayatın her aşamasında karakter ve mizaç değişimi görülebilmektedir. Karakter ve mizaç değişimi olumsuz yönde olduğu kadar olumlu yönde de olabilir.

İnsanda olumsuz değişime yol açan kararsız mizacın sebepleri nelerdir?

Kişilik bozuklukları, kaygı bozukluğu, aşırı stres, çevre ve arkadaş değişikliği, eğitim ve organik bozukluklar: Tiroit, anemi, şeker hastalığı, hormonal bozukluklar, beyin hastalıkları vb. Mevsimin ve iklim değişikliklerinin bazı kişilerde mizaçta hafif değişikliklere yol açtığı bilinmektedir. Bununla beraber kişiyi ve çevresini rahatsız eden belirgin değişiklikler ve olumsuz davranışlar normal değildir.

Organik sorunların bazıları tedavi edildikten sonra kişinin mizacı daha kararlı hale gelebilir. Bazı durumlarda ise organik sorunun tedavi edilmesi yeterli olmayıp, davranış ve mizaç değişikliği durumunda psikoterapiler gerekebilir.

Olumsuz davranışları çok olan bir çevrede hayat süren birey bulunduğu çevreyle uyum sorunları yaşayabilir. Zaman içersinde ya o çevreden uzaklaşmak zorunda kalır ya da uyum göstermeye çalışırken önce davranış, sonra da mizaç değişiklikleri görülebilir.

Mecburen bulunduğu olumsuz çevreden etkilenmemesi için kişinin strese karşı dayanıklı olması, ahlakî ve dinî değerlerinin, özgüveninin ve özdenetiminin güçlü olması ve olumlu özellikleri olan bir çevreden, aile ve arkadaş grubundan destek görmesi önemlidir.