Her anne-baba çocuğunun yüksek notlarla dolu bir karnesi olsun ister. Ancak bu, çoğu zaman mümkün olmaz. Peki bunun sorumlusu sadece çocuklar mı? Elbette hayır. İkinci dönem başlamadan çocuklarınızın okul başarısına nasıl katkıda bulunabileceğinizin ipuçlarını araştırdım.

Geçen hafta ilk dönem karneleri alındı. Her anne ve baba çocuğunun yüksek notlarla dolu bir karnesi olsun ister. Ancak bazı çocuklar okuldaki başarılarıyla ailelerine gurur kaynağı olurken, bazıları için de durum pek iç açıcı değil? İnsan için son derece doğal olan gelecek düşüncesini, gelecek kaygısına dönüştüren önemli faktörlerden biri okul başarısızlığı? Kırık notlar elbette her şeyin sonu değil, düzeltilemez değil? Eskilerin güzel bir tabiriyle, akl-ı selim ile durumu muhakeme etmek, diğer bir deyişle, başarısızlığa yol açan sebepleri belirlemek ve çözüm yolları üretmek gerekir.

İnsanlar doğal olarak öğrenme güdüsüne sahiptir. Bebeğin bir oyuncağa veya diğer nesnelere uzanmak için gösterdiği çaba, yürüme veya kendi kendine yemek yeme gayreti, öğrenme güdüsünün örnekleridir. Erken dönemde gözlemlenen öğrenme güdüsü, okul çağında okuma, yazma gibi etkinliklere dönüşür. Bu dönemde, çocukların doğal öğrenme güdüleri olumsuz olarak etkilendiği durumlarda, bilgiyi kavramak için gösterdikleri çaba azalır. Derslerde ya da okula ilişkin diğer görevlerde başarılı olamayacaklarına inandıklarında, çoğu zaman da farkında olmayarak, çalışmayı bırakırlar ve bilgi edinmenin heyecanını yitirirler. Çaba göstermedikleri için öğrenmede başarı sağlayamazlar.

Çocukların öğrenme yeteneklerini olumsuz yönde etkileyen pek çok faktör söz konusudur; öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği, uyum ve davranış sorunları, gelişimsel bozukluklar, kronik hastalıklar, olumsuz yaşam olayları vb... Zihinsel gelişimin, yaş düzeyinin altında olduğu vakalarda da okula uyumsuzluk ve akademik başarısızlık görülebilir. Ayrıca, astım, kanser gibi kronik hastalıklar, çocuğun okula devamını etkilediği için de, gelişim ve başarısını olumsuz olarak etkiler. Anne ve babanın boşanması ya da ayrılığı, yakınların vefatı, ekonomik koşulların ileri derece olumsuzluğu, çevre ve okul değişiklikleri gibi strese yol açan yaşam olayları da öğrenme güdüsünü etkileyebilir. Önceki dönemlerde sınıflarını geçemeyen öğrenciler başarısız olacakları inancıyla çaba göstermezler. Başarılı olamayan veya çabaları takdir edilmeyen öğrencilerin de öğrenme güdüleri zayıflar. Yetişkinlerin tutumları öğrencilerin akademik başarıya ilişkin inançlarını etkiler. Anne veya babaların, çocukların ilgi ve yeteneklerini göz ardı ederek, gerçekçi olmayan beklentiler içinde olmaları veya eğitime önem vermemeleri de öğrenme güdüsünün azalmasına yol açabilir.

Ne yapmalı? İşte, Memorial Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uzman Pedagog Melda Alantar'ın çocukların okul başarısını artırmaya yönelik önerileri:

* Çocuğunuzu eğitirken kararlı ve adil davranın. Çocuklar sorumluluk kazanmak ve bağımsız olabilmek için makul bir disiplin anlayışına gereksinim duyarlar.

* Çocuğunuza evde sorumluluk üstlenmesini öğretin. Ev ortamında görevler vererek özdenetimini geliştirmesine yardım ederseniz, onu okul yıllarına da hazırlamış olursunuz.

* Çocuğunuzla okulu hakkında konuşun, okulda gerçekleştirilen etkinliklerle ilgilendiğinizi belli edin. Onu samimi bir şekilde dinleyin.

* Tüm aile bireylerinin katılabileceği, öğrenmeyi özendiren etkinlikler düzenleyin, örneğin, uygun filmleri birlikte izlemek, müze ve tarihî kalıntıları ziyaret etmek, birlikte doğa ve çevre yürüyüşleri yapmak gibi.

* Öğrenmenin önemli olduğunu düşündüğünüzü ve kendinizin de hâlâ çabaladığınızı ona belirtin, daha doğrusu hissettirin.

* Başarılar için imkân verin. Kendilerini yetkin hisseden çocuklar yeni bilgilere hevesle yönelirler.

* Çocuğunuza yapmaktan hoşlandığı ve başarılı olduğu etkinlikleri belirlemesi için yardımcı olun. Öğrenme deneyimlerini geliştirmesi için ilgi alanlarından yararlanın, örneğin çocuğunuz basketboldan hoşlanıyorsa onu basketbol tarihi veya oyuncuları hakkında bilgi toplaması için yönlendirin.

* Çocuğunuza yardımcı olurken, ödül ve yaptırımların dengeli olmasına özen gösterin. Sürekli yaptırım uygulamak onu bezdirebilir. Ailenin yüksek başarı beklentisi ve ?tembel', ?sorumsuz' gibi olumsuz sıfatlarla çocuğu etiketlemesi onun kendine duyduğu güveni zayıflatır. Öğrencinin çabasını ve üretkenliğini ödüllendirin. Ancak unutmayın, ödüllendirmek ona her zaman para vermek ve ayrıcalık tanımak değildir. Çocuğunuza sadece onunla gurur duyduğunuzu söylemek veya onun başarmak için sarf ettiği gücü fark ettiğinizi belirtmek yeterlidir.

* Evinizin sakin bir köşesini, çocuğunuzun ödev yaparken gerekebilecek malzemeleri kolayca bulabileceği bir çalışma alanı olarak düzenlemesi için ona yardım edin. İlköğretim çağındaki çocuğunuzla birlikte her gün ödevlere ne kadar zaman ayıracağınızı konuşabilirsiniz. Günlük ödev yapma saatini birlikte belirleyin. Bu saat süresince diğer faaliyetler durmalıdır. Aşırı televizyon izleme, bilgisayar ve video oyunlarıyla ilgilenme gibi öğrenmeyi etkileyen etkinliklerin süresini kısıtlayın. Bu konuda onlara örnek olun.

* Öğretmenlerine saygı duyduğunuzu çocuğunuza gösterin. Bir eğitimciyle yaşadığınız anlaşmazlığı çocuğunuzun önünde çözümlemekten kaçının. Okul veya öğretmen hakkında eleştirileriniz varsa, bunu çocuklarınızla paylaşmak yerine, gerçek muhatapları ile konuşun.

* Öğretmenleriyle sık konuşun. Evde ve okulda geçen olaylar hakkında karşılıklı olarak bilgi paylaşımında bulunun.

* Okul arkadaşları ile tanışın; ama sıkmayın. Okul arkadaşları hakkında düşüncelerini alın, ilişkilerde pozitif olma yönünde mesajlar verin.

* Öğrencinin kronik bir hastalığı varsa, hastalık ve tedavi konusunda öğretmenlerini, gerekirse yakın arkadaşlarını bilgilendirin. Okul idaresi ve rehberlik servisiyle görüşerek okulun sağlayacağı hizmetlerden yararlanın. Örneğin; devamsızlık nedeniyle eksik kalan bilgilerin etüt saatlerinde öğrenciye aktarılması, psikolojik danışmanlık verilmesi.

* Öğrencinin gelişme gösterdiği ve zorlandığı alanları belirlemek için çocuğunuzla birlikte öğretmeniyle görüşün.

* Öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği gibi akademik başarıyı etkileyen konularda okuldaki öğretmen ve psikolojik danışmanların çocuğunuzla ilgili kuşku ve uyarılarına önem verin. Gerekli durumlarda uzmanlara başvurun.

* Tatil günlerini, çocuğunuzun okulda neden zorlandığını belirledikten sonra uygun çalışma programıyla başarıyı yakalaması için bir fırsat dönemi olarak değerlendirin.

* Daima pozitif olun, gayret ve çabanın pek çok olumsuzluğu giderebileceğini anlatın. Aile sohbetleri sırasında herkesçe bilinen başarılı insanların hayatını veya başarı öykülerini konu edinin.