İnsan bir şey yaparak yıl kaybeder mi ya da bir yıl kazanır mı? Bazı gençler, diyelim ki beğenmedikleri bir üniversiteyi bitirmek üzeredir ve bu bölüm için yıllarını kaybettiklerini düşünürler ve bir tür bunalıma girerler.

Bazı yetişkinler de beğenmedikleri bir mesleği ya da işi yaparak yıllarını kaybettiklerini söylerler. Bir taraftan da, "Yeni bir işe ya da mesleğe geçmek için artık çok geç." derler. Bazı anne-babalar çocuklarını okula erken başlatmak isterler. Erken başlatmak istemelerinin de gerekçesi 'çocuk bir yıl kazansın' düşüncesidir.

Altı yaşında okula başlayan bir çocuk, bir dizi sorunla karşılaşabilir. Yedi yaşında olan normal bir çocuğun zekası, çocuğun yaşı dolayısıyla altı yaşındaki normal bir çocuğun zekasından daha ileridir. Dolayısıyla herhangi bir şeyi anlamada yedi yaşındaki çocuk, altı yaşındakinden daha avantajlı durumdadır. Altı yaşında bir çocuk ise bir şeyleri eğer geç anlıyor ve geç yapabiliyorsa, bu durum çocuğun kendine olan güvenini düşürebilir. İkinci bir sorun da altı yaşında bir çocuk fiziksel olarak yeterince gelişmediyse, kendisinden yaşça büyük sınıf arkadaşları tarafından hırpalanabilir. Sınıfın küçüğü olma sorunu ise ilköğretim boyunca devam edecektir. Bunlar bir yana, 'çocuk yıl kazansın' diye çocuğunu okula göndermeye çalışan anne-babaları pek anlayamıyorum. Çocuk okulları erken bitirirse ne olacak, ona bir yıl daha az bakarak tasarruf mu yapmış olacağız? Bu çocuk erkenden çok başarılı mı olacak? Hayata erken atılınca ne olacak? Ne için acele ediyoruz?

Birçok insan gençlik yıllarında şu ya da bu şekilde zaman kaybediyor. Hazırlık okuyarak, üniversite sınavı için bazen özel bir yıl ayırarak, askere gitmek için bekleyerek, askerden geldikten sonra iş arayarak ya da başka nedenlerle bir şekilde zaman kaybediyor. Zaman kaybediyor desem de bu zamanları insan kazansa ne olacak? Erkenden kariyer başarısı mı gelecek? Evlenip çoluk çocuğa mı karışacak, ne olacak? Ne için acele ediyoruz?

Bazı üniversite öğrencilerinin şu ya da bu nedenle yıl kaybettikleri ve "Artık her şey için çok geç." diye söylenmelerini de anlayamıyorum. İnsan hayatında yetişmesi gereken önceden belirlenmiş katı bir program mı var? 18 yaş civarında mezun olan biri 23 yaş civarında üniversiteden mezun olabilir. Ancak böyle bir zorunluluk yok. Üniversiteyi 30 yaşında da bitirebilirsiniz. Önemli olan amacınıza ulaşmaktır. Diyelim ki, Ankara'da oturuyorsunuz ve amacınız İstanbul'a gitmek; ama bir şekilde yanlış otobüse bindiniz ve Erzurum'a gittiniz. Orada yapmanız gereken "Geçti, bitti" demek yerine, tekrar İstanbul'a bir otobüs bileti almaktır.

Ray Kroc, McDonald's zinciri yapmak için çalışmaya 54 yaşında başladı. Peter Drucker'ın karısı Doris Drucker 80 yaşından sonra şirket kurdu. Dyson süpürgelerinin kurucusu, 1978'den 1991'e kadar şirketi kurabilmek için para aradı. Bu insanlar, kaybettikleri yıllara hiç üzülmedi. Önemli olan değişik eğitim kurumlarında kaç yaşında bulunduğunuz değil, yaşamınızı değerli işler ve deneyimlerle doldurup dolduramadığınızdır. Kurumlara girmekte ya da kurumların içinde geç kaldığınız için endişelenmekten çok, yeni bir şeyler öğrenip öğrenemediğinize endişelenebilirsiniz. Yeni öğrenmelerin adresi de daha önce gitmediğiniz yerler, sormadığınız sorular, okumadığınız kitaplar ve dergiler, dinlemediğiniz müzikler, girmediğiniz fuarlar, konuşmadığınız insanlardır.