Eğitimde iletişimin önemi çok büyüktür. Kişiler arası iletişimin üç öğesi vardır: kelimeler ses tonu ve beden dili. Bunlar duyguların, davranışların en önemli göstergeleri olup, verilmek istenen mesajın iletimini sağlarlar. Bu durum aynı zamanda yazılı sözlü ve sözsüz iletişim olarak da adlandırılmaktadır. Bunların içinde en güçlü iletişim imkanına sahip olan sözsüz iletişim biçimidir. 'Ne söylediğimizden daha önemli olan nasıl söylediğimizdir.' deyimi bunun en güzel ifadesidir. Sözsüz iletişim insanın gerçek duygu ve düşüncelerini ortaya çıkarır. Örneğin kişi diliyle kolay bedeniyle çok zor yalan söyler. Yapılan araştırmalara göre yüz yüze görüşmelerde mesajların %93'ü sözsüz şekilde iletilmektedir. Geri kalan %7'yi kelimeler kapsamaktadır.

Eğitimde beden dilini, mimik, göz hareketleri ve ses tonunu iyi kullanabilen öğretmenler daha başarılı olurlar. Bilgilerini veya anlatmak istediklerini etkili ve öğrencilerin ilgisini çekecek şekilde aktarabilirler.

 

Beden Dili Mesajları

İnsanlar kendilerini güvende hissetmedikleri zaman genellikle kollarını kavuştururlar. Ellerini ister ceplerine sokarak, ister kollarını kavuşturarak iletişimden çıkan insanın iç dünyası 'kendimi güvende hissetmiyorum bu nedenle ne bir şey almak ne bir şey vermek istiyorum' şeklindedir.

Kollarını alışkanlıktan veya rahat ettikleri için kavuşturduklarını söyleyenler, gerçekte korunmaya yönelik ve savunucu bir duyguya sahip oldukları için kendilerini iyi hissetmemektedirler. İnsan dinlediği kişiyle aynı fikirde değilse kollarını kavuşturur.

Elleri bedenin arkasında kavuşturan kişi; karnı ve göğsü gibi zayıf noktalarını açıkta bıraktığı için kendisini güçlü bütünüyle güven içinde hissediyor demektir. Bu jest mutlak üstünlük kendine güven işaretidir. Elleri bedenin arkasında tutmak otoriteyi temsil eder. Polislerde, subaylarda, öğretmenlerde çok görülür.

 

Göz ilişkisi

Beden dilini iyi kullanan ve sınıfını kontrol etmek isteyen bir öğretmen, öğrenciyle kuracağı göz temasının farkındadır. Göz ilişkisi kurmak demek, gözünü karşıdaki öğrencinin gözüne dikmek demek değildir. Bir öğretmenin yapacağı en büyük hatalardan biri dersinin bütününü bir veya bir kaç öğrenciyle yapmaktadır.

 

Ses Tonu

İyi bir öğretmenden beklenen neşeli ve enerji dolu ses tonuna sahip olmasıdır. Eğer öğretmenin sesi tekdüze veya zayıfsa anlattığı ders konusundaki bilgisi ne kadar fazla olursa olsun kendisini sınıfta dinletmesi mümkün değildir.

Ses tonu ile insan bir çok nüansı yansıtır. Gerginlik en başta kendisini ses tonu ile ortaya koyar. Öğretmenin sesi ile aynı anda kelimeye çok sayıda anlam yüklemesi mümkündür. Sesi gerekli olduğu yerde yükseltmek ve alçaltmak konuşmanın çok önemli bir parçasıdır.

 

Dinleme Jestleri

Dinledikleri konuya ilgi duyan öğrencilerin çoğunlukla bir ellerinin kapalı olarak yanakta durduğu ve işaret parmaklarının şakak boyunca yukarı baktığı görülmüştür.

Dinlediği derse ilgi duyan öğrenci ilgisini en belirgin biçimde bedenini öne eğerek gösterir. Eğer el yanağa değmekten çıkıp, avuç başa destek olmaya başlarsa, öğrencinin ilgisi kaybolmuş, bunun yerini sıkıntı almış demektir.

Başın hafif yana yatması da dinleyicinin konuya ilgi duyduğunun işaretidir. Konuya ilgisini kaybeden öğrenci başını geri çekecektir. İlginin bütünüyle kaybolduğu durumlarda, başın geri çekilmesine bedenin bütünüyle geri çekilmesi veya iyice arkaya yaslanmak eşlik edebilir.

Sonuç olarak Bir öğretmenin sözsüz iletişim mesajları öğretmenin imajını oluşturur. Bu nedenle öğretmenin sözsüz iletişim mesajlarını bilinçli bir şekilde kullanması sınıf üzerinde istenen izlenimin oluşmasına katkıda bulunacaktır.