Çocuklarımızın başarısı nasıl olursa olsun onlar bizim çocuklarımız ve bir ömür onlarla iletişim içinde olacağımızı unutmadan hareket etmeliyiz. Eğer çocuğumuzun ders başarısı ile ilgili sorunlar varsa atasözünde dediği gibi "İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıracağız". Önce çocuğumuzun başarısı için neler yaptığımızı düşünelim.
İsterseniz birlikte şu sorulara cevaplar arayalım;
Çocuklarımızı okula gönderip, maddi ihtiyaçlarını karşılamanın yanında başarısı için neler yapıyoruz? Öncelikle çocuğumuza sıcak bir aile yuvası sağlayabildik mi?
Çocuğumuza ne kadar zaman ayırıyor, onunla ilgili ayrıntıları ne kadar biliyoruz? Çocuğumuzun arkadaşlarını tanımak için bir kahvaltı, akşam çayı vb. etkinlikler düzenledik mi?
Televizyon ve bilgisayardan uzak bir çalışma odası ya da imkanı sağlayabiliyor muyuz?
Dersleri ile ilgili sadece karnede mi bilgi sahibi oluyoruz, yoksa belli aralıklarla müdür yardımcısı, sınıf öğretmeni ve branş öğretmenleriyle görüşüyor muyuz?
Çocuğunuz yatılı kalıyorsa, belli aralıklarla etütlerine gidip, etütte ne ile uğraştığını inceleme fırsatınız oldu mu?
Bu soruları daha da çoğaltabiliriz. Bu soruların cevaplarına göre çocuklarımız şekillenecektir. Artık eğitim anlayışında "Eti senin kemiği benim" dönemi değil, "onlar her şeyiyle bizim" dönemi var.