Eğitim-öğretim yılı içerisinde gerek bayram tatilleri gerekse yarıyıl tatili, öğrencilerin ruh dünyasında, her zaman coşkulu, sevinçli ve bir o kadar da iç huzuru artırıcı duyguların yaşanmasını sağlayan zaman dilimleri olmuştur.

Hepimiz öğrencilik yıllarımızı şöyle bir gözümüzün önünden geçirdiğimizde, aynı duyguları bir kez daha yaşadığımızı ve ertesi günün tatil olacağının mutluluğunu daha iki gün önceden hissettiğimizi, dün gibi hatırlamamız mümkün olacaktır. Dolayısıyla tatillerde öğrencilerin sevinmeleri ve kendilerini mutlu hissetmeleri normal bir davranış ve duygusal yoğunlaşma olarak düşünülmeli, yadırganmamalıdır.

Yıl içerisindeki bayram tatilleri ve yarıyıl tatili, öğrencilerin ve velilerin dinlenmesine bir vesile olduğu kadar, aynı zamanda da aile bireylerinin her zamankinden daha çok birlikte vakit geçirmelerine ve yoğun yaşanan günlerde fırsat bulunamayan birtakım aktivitelerin de gerçekleştirilmesine imkan sağlamaktadır. Bu imkanı çocuklar, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirme ve oynama olarak planlarken, anne-babalar da genellikle, çocuklarının tatillerde rehavete kapılabilecekleri endişesiyle ya da tatili, düşük olan notların düzeltilmesine bir fırsat sayarak, çocuklarına ders çalışmaları ve kitap okumaları konusunda sürekli telkinde bulunarak değerlendirirler.

Çocuğunuzla ders konusundaki sürtüşmelerinizi tatile de taşımayın!

Ebeveynler, çocuklarının okul derslerine ilişkin beklentilerinde bir düşüklük varsa, genellikle "onbeş tatilde derslerine çalışıp düşük olan notlarını yükselteceksin!" gibi bir tavır sergileme eğiliminde olurlar. Görünürde bu düşünce ve sarf edilen sözler çocuğun iyiliği için söylenmiştir ve doğrudur. Ancak bu konuyla ilgili olarak çocuğun olumlu bir davranış geliştirebilmesi ve tatili bu şekilde değerlendirmesi şu faktörlerden etkilenir: Anne-babanın yaklaşım tarzı, üslubu, aile ile çocuğun arasındaki iletişimin ve samimiyetin kalitesi ve çocuğun içinde bulunduğu psikolojik durum.

Örneğin; okul döneminde, öğrencinin ders çalışma alışkanlığına ilişkin sorunlar yaşanmış olabilir. Aileler çocuklarına ısrarla; "ders çalışmıyorsun!", çocuklar da buna mukabil "çalışıyorum, daha ne yapayım!" gibi bir tavır sergilemiş olabilirler. Bu tavırlar ise çocuk nezdinde anne ve babanın etkinliğini azaltmış olabilir. Bu kısırdöngü yarıyıl tatiline de yansıyabilir ve "ders çalışmayla ilgili sürtüşmeler" tatilde de devam edebilir. Yani ebeveynler çocuklarına yarıyıl tatili süresince; "ders durumunu görüyorsun, ona rağmen hâlâ kitabını bir kere bile açıp bakmıyorsun!" şeklinde yaklaşacak, çocuklar da "bari tatilde dersten bahsetmeyin, biraz dinlenmek benim de hakkım!" diyecektir. Bu tarz diyaloglarınızı ve çocuğunuzun üzerindeki olumusuz etkinliğinizi, yarıyıl tatilinde geçireceğiniz nitelikli birlikteliklerle aşabilirsiniz.

Tatili, problemlerinizi çözüme kavuşturmak için bir fırsat olarak düşünebilirsiniz!

Çocuğunuzun derslerindeki (dönem sonu) başarısızlığı, işinizde geçirdiğiniz stresli ve yorucu günler ya da iletişim kurmadaki kişisel problemleriniz gibi sorunlardan dolayı aile içinde yaşadığınız olumsuzlukları, tatili vesile yaparak farklılaştırmanız mümkündür. Çocuklarıyla iletişimleri ve diyalogları sağlıklı ve olumlu olan ebeveynler ise yaşanan güzellikleri zenginleştirebilir, aile üyeleriyle birlikte farklı etkinlikler planlayabilir, hatırlandığında tebessüm ettirecek olayları çocuklarıyla yaşayabilirler.

Tatilde yapacağınız birçok aktiviteyi, çocuğunuzla birlikte planlayabilir ve bunları ailece gerçekleştirebilirsiniz. Böylece dönem içerisinde yaşadığınız birtakım sorunları çözmüş ve çocuğunuza bir türlü kazandıramadığınızı düşündüğünüz güzel davranışları da bu vesileyle kazandırmış olabilirsiniz. Burada önemli olan, anne ve babanın kendi çocuklarıyla aynı mekanda bulunması değil, birlikte birtakım aktiviteler, çalışmalar, eğlenceler ya da paylaşımlar yapmalarıdır. Amaçlanan nihai hedef ise "aile üyelerinin birbirlerine olan aidiyet duygularının pekişmesi ve iletişimde oluşan kısırdöngülerin sona erdirilmesi, aile bireyleri arasındaki içtenliğin ve samimiyetin artırılması" olmalıdır.

Çocuğunuzun şahsiyet gelişimine önemli katkılar yapabilirsiniz!

Ev içerisinde tüm bireylerin katıldığı bir kahvaltı, uzun zamandan beri gündeminizdedir; fakat bir türlü fırsat bulamamışsınızdır. Çocuğunuzun okulu ve dersanesi, sizin işleriniz, güzel bir sabah kahvaltısında bir araya gelmenizi mütemadiyen engellemiş olabilir. Belki de üç-beş gün boyunca evinizde tüm aile üyeleriyle birlikte yapacağınız kahvaltılar, çocuğunuzdaki agresif davranışlara son verecektir. Ya da okul dönemi içerisinde ders çalışmama alışkanlığından dolayı defaatle tartıştığınız ve söz geçiremediğinizi düşündüğünüz çocuğunuzla, herhangi bir tatil gününde evinizin dekorunun değiştirilmesini bahane yapabilirsiniz. Çocuğunuzdan yardım isteyip, size ne kadar yardımcı olduğu hissini ona yaşatmanız, belki de olumsuz diyaloglar yaşamanıza bundan böyle mani olacaktır. Bir baba olarak çocuğunuzla birlikte okuyacağınız ortak bir kitap okuma saatinde, her gün vermiş olduğunuz nasihatlerden farklı olarak, okuduğunuz bir kitaptan alıntı yaptığınız güzel bir motivasyon içerikli cümle, çocuğunuzun zihninde ders çalışmaya ilişkin olumlu tesirler bırakabilir. Paylaşımcı bir yanı olmayan ve karakter eğitiminde yardımseverlik konusunda herhangi bir gelişme göstermeyen çocuğunuza, ihtiyaç sahibi bir komşu ya da akrabanıza alacağınız küçük bir hediyeyi kendisiyle birlikte takdim ederek çocuğunuza yardımseverlik duygusunu yaşatabilirsiniz.

Örnekleri çoğaltmamız mümkündür; ancak vurgulanmak istenen asıl düşünce; tüm aile bireyleri için fırsat olan yarıyıl tatilini, nitelikli ve herkesin katıldığı aktivitelerle zenginleştirmek, sağlam bir aile dinamiği oluşmasına bu vesile ile katkı sağlamaktır.

Sizlere, yarıyıl tatilinizi değerlendirirken, hem çocuğunuzla ve ailenizle olan iletişiminizin güçlenmesi hem de çocuğunuzda görmek istediğiniz olumlu karakter özelliklerinin kazanımı için birtakım etkinlikler ve aktiviteler öneriyoruz. Bu aktiviteleri sizler kendi hayal dünyanız ve çocuğunuzdaki ihtiyaçlar nispetinde farklılaştırabilir ve bu aktivitelerle fikirlerinize yeni bir bakış açısı kazandırabilirisiniz. Unutmayın; çocuğunuzla yaşayacağınız küçük ama farklı bir paylaşım, ummadığınız güzelliklere kapı açabilir.

Çocuğumla yarıyıl tatilinde neler yapabilirim?

1- Çocuğunuzun akrabalarına karşı vefa duygularını güçlendirmeniz için bulunmaz bir etkinlik!

Bayramlar; akraba, eş, dost ve arkadaşların birbirlerini hatırlamaları, hal hatır sormaları ve güzel duyguların paylaşılması için en güzel ve özel zamanlardır. Aile içinde çocukların akrabalarına ve arkadaşlarına karşı vefa duygularını etkileyen en büyük faktör, ebeveynlerin vefa duygusunu yaşantılarında çocuklarına göstermeleridir. Davranış kazanımında, görmek ve yaşamak en kalıcı özelliktir. Çocuk, vefa duygusunu, bu duygunun anlatılmasından çok görerek ve ailesinde bunu yaşayarak öğrenir. Dolayısıyla bayramın herhangi bir günü anne ve baba çocuklarıyla birlikte tüm akraba ve dostları arayabilir, gidilecek yerlere gidebilirler. Böylece çocuklar vefa hissinin ne olduğunu bizzat yaşayarak öğrenmiş olurlar.

2- Çocuğunuzla birlikte kurban eti dağıtarak ona yardımseverlik duygusunu ve Kurban Bayramı kültürünü öğretin.

Kurban Bayramı'nın son günleri de olsa bu günlerin yardımlaşmaya ve şükür duygusunun gelişimine olan katkısını çocuğunuza hissettirebileceğini unutmayın. Kurban etlerini, komşulara ve ihtiyaç sahiplerine, çocuğunuzu görevlendirerek dağıttırmanız, bayramın ruhunu ona hissettirmeye yetecektir. Hem kurban kültürünün yerleşmesi hem de yardımseverliğin ve paylaşımın nasıl bir duygu olduğunu bu vesile ile çocuğunuza yaşatmış olacaksınız. Ancak çocuğa böyle bir görevi verirken, önce bunun ne anlama geldiği söylenmeli ve dağıttıktan sonra da ne büyük bir (manevi) mükafat kazandığı çocuğa mutlaka hissettirilmelidir.

3- Çocuklarınızın erkek ya da kadın kimliklerini kazanmaya yönelik bir etkinlik isterseniz, onunla ev işleri yapabilirsiniz.

Cinsel kimliğin gelişimine ait en büyük etkenlerden biri de cinse uygun iş ve becerileri kazanabilmektir. Birçok ebeveyn evlatlarına "Ben sizden sadece ders çalışmanızı ve derslerinizde başarılı olmanızı istiyorum, başka hiçbir şeye gerek yok" diyerek masumane, fakat karakter gelişimlerine özgü becerilerin kazanımını çok da önemsemeyen bir tavır sergilerler. Oysaki erkek ya da kız çocuğunun aile kültürünü kazanması, ev içerisinde cinsel kimlikleriyle ilgili iş ve sorumlulukları öğrenmesi çok önemli bir husustur. Yarıyıl tatilinin bir gününde, anneler kız çocuklarına, mutfağın her türlü dağılma riskini göze alarak yemek pişirmeyi öğretebilirler. Öğretmekle kalmayıp tüm sorumluluğu kız çocuklarına verebilirler. Babalar ise erkek çocuklarına basit ev işlerini yapmayı öğretebilirler. Bu etkinlikleri, "sempatik yaklaşarak ve çocuğunuza ihtiyacınız olduğunu hissettirerek" yaparsanız daha iyi sonuç alabilirsiniz.

4- Bir akşam çocuğunuzun odasına misafir olmaya ne dersiniz?

Evet, çocuğunuza misafir ağırlama kültürünü ve kendi mekanını düzenli tutma alışkanlığını kazandırabilmek için bir tatil akşamı tüm aile bireylerinizle birlikte çocuğunuzun odasına misafir olabilirsiniz. Önceden çocuğunuza bunu söyleyebilir ve belki ufak tefek hazırlıklar için de ona küçük bir miktar harçlık verebilirsiniz. Çocuğunuz, anne ve babasının tüm akşamı kendi odasında geçireceğinin telaşını ve heyecanını yaşayabilir. Yemek yeme, kitap okuma, çay içme ya da babanın uzanıp dinlenmesi... Bunların hepsini çocuğunuzun odasında misafir iken gerçekleştirebilirsiniz. Çocuğunuza küçük bir hediye almayı da ihmal etmeyin...

5- Seçmiş olduğunuz güzel bir sinema filmini tüm aile bireyleriyle birlikte en son ne zaman izlediniz?

Sizlere önereceğimiz bir diğer aktivite ise tüm ailenizle birlikte faydalı olacağını düşündüğünüz güzel bir filmi seyretmek. Bu konuda küçük bir araştırma yaparak, ihtiyacınız olan özellikteki (eğitici ve öğüt verici niteliği olan) bir film CD'sini tedarik edebilir ve bir akşamınızı "tüm ailenizle sinema saati" olarak değerlendirebilirsiniz. Filmi seyrederken hoşunuza giden sahnelerde vurgulamalar yaparak önemli gördüğünüz noktaları üstü kapalı olarak çocuğunuza hissettirebilirsiniz. Böyle bir aktivite, çocuğunuza boş zaman etkinliklerini ailesiyle birlikte değerlendirebilmenin hazzını tattırabilir. Onunla yapacağınız paylaşımlarda sizinle daha çok birlikte olmak isteyebilir.

6- Evinizin dekorunu değiştirirken çocuğunuza hiç danıştınız mı? Ya da onunla birlikte evdeki eşyaların yerlerini değiştirdiniz mi?

Çocuklar, kendi evlerinde yapılacak bir iş ve düzenlemede, kendilerinden yardım istenmesini ve fikirlerinin alınmasını çok severler. Birçok ebeveyn "bu çocuktur ne anlar" düşüncesiyle hareket ediyor olabilir. Çocuğun doğasında zaten "adam yerine koyulma ve önemsenme" ihtiyacı olduğundan, bu ihtiyacını annesiyle ya da babasıyla evin dekorunun değiştirildiği bir zaman diliminde, kendisinin büyük bir gayret göstererek yardımcı olması ile karşılayabilir. Dekor değiştirme etkinliğini, geniş çaplı olarak düşünmemeliyiz. Çekyatların, TV sehpasının ya da kütüphanenin yeri değiştirilirken çocuğunuzu bizzat görevlendirip ondan yardım istemelisiniz. Aranızdaki duygusal etkileşimi bu yolla artırabilirsiniz.

7- Market ya da pazar alışverişi yaparken dikkat ettiğiniz kuralları çocuğunuz ne kadar biliyor?

Birçok ebeveyn, çocuklarının her şeyi istemeleri ve isteklerinin hemen yerine gelmesiyle ilgili serzenişte bulunurlar. Oysaki paranın tasarruflu kullanılmasını ve ürün alırken dikkat ettiğiniz kriterleri çocuğunuza göstermek, alışverişi çocuğa yaptırmakla mümkün olabilir. Anne ve baba olarak çocuğunuzun yanında markete gidin ve alınacak tüm ürünleri çocuğunuza aldırın. Hata yaptığını fark ettiğinizde "şunu alsan daha hesaplı olabilir" ya da "kızım şu markayı tercih etmemiz daha hoş olmaz mı? Çünkü..." gibi yaklaşımlarla yönlendirme yapılabilir. Tüm sorumluluğu çocuğa verilen böyle bir alışveriş, çocuğunuzun size olan güvenini pekiştirecek ve kendini her zamankinden daha değerli hissettirecektir.

8- Ebeveyn olarak çocuğunuzla birlikte arkadaşlarının evlerini ziyaret etmeniz, çocuğunuzu mutlu edeceği gibi onun sosyal gelişimini ve vefa duygusunu da artıracaktır.

Yapmanız gereken tek şey, çocuğunuzun arkadaşlarından birinin ya da birkaçının evlerini ziyaret etmek ve küçük de olsa bir hediye götürerek hediyeleşme kültürünü çocuğunuza göstermek. Hediyeyi, yönlendirmenizle birlikte çocuğunuza aldırabilirsiniz. Çocuğunuzun uzun dostluklar ve arkadaşlıklar kurmasını böylesi bir ev ziyaretiyle perçinlemiş olursunuz. Anne baba olarak sizler de samimi komşular ve ahbaplar edinebilir, çocuğunuza da "arkadaşlara karşı vefalı olmayı ve bunun bir aile kültürü olduğunu" ilk olarak kendiniz yaşayarak göstermiş olursunuz.

9- Çocuğunuzla birlikte hayal dünyanızı yansıtacağınız bir manzara resmi çizmeye ne dersiniz!

Manzara resimleri genellikle arzu edilen iç huzuru sembolize ederek çizilir. Çocukların ve yetişkinlerin bu konudaki hayal dünyaları da farklı olabilir. Fakat çocuğunuzla çizeceğiniz ortak bir manzara resmi, duygularınızı yansıtmanızı ve paylaşmanızı sağlayabilir. Önemli olan nokta, aynı materyal üzerinde resim yapmanızdır. Almış olduğunuz beyaz kartonları birbirine ekleyin ve daha büyük bir karton elde edin. Anne-baba, çocuk ya da çocuklar, kartonun önünde yan yana resim çizecek şekilde durmalıdır. Baba, "Şimdi beraber manzara resmi yapacağız. İstediğiniz figürü çizebilir, boyama yapabilirsiniz." deyip, manzara resmini başlatmış olur. Herkes kendi önündeki bölgeyi boyadıktan ve resmini yaptıktan sonra, o resim evin bir duvarına asılabilir.

10- Milli ve manevi değeri olan bir mekanı ailenizle birlikte ziyaret edin ve bu konudaki hassasiyetinizi çocuğunuza hissettirin.

Tatilinizin herhangi bir gününü bulunduğunuz şehirdeki manevi mekanları çocuklarınızla birlikte ziyaret ederek geçirebilirsiniz. Bu tür geziler ve ziyaretler, çocukların zihinlerinde ve karakter yapılarında olumlu ve yapıcı izler bırakabilir. Ziyaretlerde çocuk, ebeveynlerinin tavır ve davranışlarını çok iyi gözlemler ve onları örnek alır. Yapacak olduğunuz bir dua, çocuğunuza gittiğiniz yer ile ilgili söyleyeceğiniz bir iki cümle, hem sizinle olan diyalogunu güçlendirecek hem de bu tür ziyaretlerin yapılması gerekliliğini kendi yaşantısına taşıyacaktır.

11- Evinizdeki kütüphanenizde ya da kitaplığınızda hangi kitapların olduğunu bilmiyorsanız çocuğunuz bunları listeleyebilir!

Evlerimizin vitrinleri ya da kitaplıkları, birçok kitap, ansiklopedi ve dergilerle doludur. Ancak bunların birçoğu açılmamış ve okunmamış olabilir. Evinizdeki tüm kitapların isimlerini ve yazarlarını çocuğunuza liste yaptırmanız, onun kitaplara olan saygı ve hürmetini artırabilir. Çıkarmış olduğu kitap listesini akşam babasına göstermek ve babasıyla birlikte listedeki tüm kitapların ne şekilde kullanılabileceğini müzakere etmek, çocuğunuzun kitaplara karşı olan ilgisini artırabilir. Böyle bir çalışmayı babaların çocuklarından rica etmesi, çocuk için daha tesirli ve motive edici olabilir.

12- Eviniz ile ilgili dikkat oyunları oynamaya ne dersiniz?

Günün herhangi bir vaktinde çocuğunuzla birlikte, evinize olan farkındalığınızı ve evinizin içindeki tüm eşya ve materyallere karşı olan duyarlılığınızı artırmanız ve aidiyet duygunuzu geliştirmeniz için dikkat oyunu oynayabilirsiniz. Örneğin; birlikte çayınızı yudumlarken ya da sohbet ederken, çocuğunuz size "Anne, bil bakalım bizim kaç adet tenceremiz var?" ya da anne çocuğa "Peki sen de evin tüm duvarlarında asılı olan eşya ve tabloların kaç tane olduğunu söyle bakalım!" gibi sorular yönelterek ne kadar dikkatli olduğunu test edebilir. Evin hanımı ise eşine herhangi bir odadaki halının renklerini sorabilir. Örnekleri kendi yapıcılığınızla çoğaltabilirsiniz. Böyle bir dikkat oyunuyla sıcak bir havayı hep birlikte aile ortamınızda oluşturmuş olursunuz.