"Değişmeyen tek şey değişim." Gelişen teknoloji ve yaşam tarzlarındaki değişim, meslekleri de etkiliyor. Bir çok meslek tedavülden kalkalı çok oldu. Yerine de yenileri geldi.

Peki yok olan bu mesleklere bir göz atmaya ne dersiniz. İşte o meslekler;

Ayvazlar; "İşe koyulmuş hazır bekleyen" anlamındaki bu isim, çoğu Van yöresinden gelen ve konaklarda çalışan Ermeni gençlere deniyordu. Orta halli bir İstanbul konağında haremde bir bacı, selamlıkta da bir ayvaz bulunurdu. Konaklardaki ayvazlar, bekçilik yapar, gelenleri karşılar, yemek servisi yapar, ocağı yakardı. Hizmet sınıfı içinde en çilekeş meslek olarak bilinirdi.

Çığırtkanlar; İstanbul'da özellikle çarşı pazarda kendilerine mahsus edebiyatı olan bir meslekti. Bir şey duyurulmak ya da bir yere insanları toplamak gerektiğinde çığırtkanlar sokak sokak dolaşarak ahaliyi toplarlardı.

Dellallar; Dellal, hizmet karşılığında satılan malın bedelinden ondalık hesabı ile ücret alan aracılara denirdi. Onlar mal konusu üzerinde ihtisas sahibi insanlardı. Uzmanlık alanlarına göre ayrılırlardı; ev, arsa dellalları, bedestan dellalları, balıkhane dellalları gibi...

Destancılar; İstanbul'da gezici gazete satıcılarının öncülüğünü yapmış olan destancılar yanık sesli başıboş ve biraz da gösterişli gençler arasından çıkardı. Destancılar kollarına aldıkları tek yaprak üzerinde basılmış bir destanı, kalabalık yerlerde yüksek sesle tanıtıp, yanık yanık okuyarak başlarına biriken meraklılara satardı.

Sedyeciler; Sedyeler çeşitli amaçla kullanılırdı. Bunun başında da gösteriş gelirdi. Sedye ile bir sokak öteye gitmek bile lüks sayılırdı. Sedyeler, düğün, konser gibi özel günlerde kullanılırdı. Sedyeciler, günümüzdeki ambulans görevini de üstlenirlerdi.

Dalkavuklar; Tanzimat'tan önce üzerine tülbent sarılarak giyilen külaha bir şey sarılmadığı zaman "dalkülah" denirdi. Kavuk asla tülbentsiz kullanılmazdı. Ancak külahın her türlüsü çeşitli makamlara verildiği için işleri sadece başkalarını eğlendirmek olan esnafın kavuğuna bir çare bulunamaz. En sonunda tülbentsiz başlık "dalkülah" giymeleri emrolunur. Böylece bunu giyenlere "dalkülah"tan esinlenerek "dalkavuk" adı verilir.