Hayatı ders, yemek ve uykudan ibaret olur. Hatta bunların dışındaki faaliyetler öğrenci ve aile tarafından gayri meşru olarak görülür. Fakat insan, bu dar ve boğucu hayatı fıtraten kaldıramaz. Sıkıldığında televizyon, bilgisayar oyunları ve internetle biraz rahatlamaya çalışır. Sonra hemen dersine döner, çünkü çalışılmayı bekleyen dersler ve kazanılacak sınavlar vardır. Fakat bazıları istese de bırakamaz, çünkü bağımlısı olmuştur.

Hayatı sadece ders çalışmaktan ibaret olan öğrenci için, yarıyıl tatili sınırsız televizyon, bilgisayar ve internet demektir. Aile de "okul zamanında çok ders çalıştı, 15 gün de keyfince takılsın" diyerek pek karışmaz. Devamlı sanal iletişim halinde olan öğrencide asosyallik, yalnızlık ve stres meydana gelir. Fakat, bu sorumsuz, gaflet halinin bitmesini istemez ve ikinci döneme isteksiz, yorgun başlar. Tabii performans da düştüğü için toparlanması zaman alır.

Yarıyıl tatili, fırsat olarak görülürse, çeşitli faaliyet ve etkinliklere yer verilir. Yeni bilgi, tecrübe ve düşünceler kişiyi zihnen olgunlaştırırken, bedenen ve ruhen de ferahlatır. Tatil sonunda eksiklerini gidermiş, zayıf yönlerini iyileştirmiş ve iyi yönlerini daha da güçlendirmiş bir kişi ortaya çıkar. İşte verimli tatil budur. Peki verimli bir tatil için neler yapılabilir;

Aile ziyaretleri: Okulda çok iyi arkadaş olan öğrenciler, aileler arası ziyaretlerle, hem birbirinin aile yapılarını daha iyi tanırlar hem de arkadaşlıkları daha da güçlenmiş olur. Birlikte yapılan kahvaltı ve çay sohbetlerinde öğrenciler hoşça vakit geçirir, birbirini motive ederler. Böylece yalnızlığa ve sanal âlemin insafına mahkûm olmazlar.

Akraba ziyaretleri: Yarıyıl tatili, aile ve akraba bağlarının iyileştirilmesi için fırsattır. Yakında oturan akrabalar mutlaka ziyaret edilmeli. Hatta imkânları zorlayarak uzaktakileri de ziyaret etmek bambaşka sonuçları doğuracaktır. Yaşlı ve hasta ziyaretleri de, sağlığın ve gençliğinin kıymetini idrak etmeye, hayata farklı açılardan bakmaya vesile olacaktır. Şehrin tarihî, manevi ve kültürel yerlerini ziyaret etmek: İstanbul'da yaşayıp da, turistlerin bile ilk gördüğünde hayran olduğu Sultanahmet'e gitmeyenler var. Maalesef, gezmek deyince çocukların aklına alışveriş merkezleri geliyor. Fakat alışveriş merkezlerine göre daha az para harcayarak, toplu taşıma araçlarıyla şehrin tarihî, manevi ve kültürel mekânları ziyaret edilebilir. Bu mekânlar çocukların kalben ve ruhen ferahlamasına vesile olacaktır.

Kitapçıları gezmek: İhtiyacı olan kitaplar, okul ve ailesi tarafından tedarik edilen öğrencinin, eline her para geçtiğinde market aklına gelir. Hayatında bir kitapçıya uğramadan mezun olanlar bile vardır. Yarıyıl tatilinde kitapevleri ziyaret edilebilir. Kitapçıya gitmek için ille de kitap almak şart değildir. Kitaplar para harcamadan da gezip görülebilir, incelenebilir.

Model insanlarla tanıştırılmalı: Henüz çalışma şuurundan yoksun ve çabanın değerini idrak edemeyen öğrencinin tembelliği aileyi rahatsız ettiği için, devamlı nasihat eder ama nafile. Çalışkanlığı ve örnek kişiliğiyle dikkat çeken bir insanla tanıştırmak, bazı gerçekleri kolay idrak etmesine vesile olacaktır.

Tiyatroya gitmek: Dizi-sinemaya göre tiyatro, daha gerçekçidir ve anlamak için beyin, düşünce sürekli aktiftir. Şehrin imkânları nispetinde (özellikle belediyelerin) çocuklara/gençlere hitap edilen tiyatrolara gidilebilir. Bu sayede, televizyonla tiyatroyu karşılaştıracak, aradaki farkları keşfedecek ve okuldaki tiyatro çalışmalarında rol almak isteyecektir.

Evde yapılabilecekler: Farklı ve renkli bir yarıyıl tatili geçiren çocuklar, eve geldiklerinde duygu ve düşüncelerini anlatmak, merak ettiklerini sormak isteyecektir. Dolayısıyla televizyon kapalı kalacak ve neşeli bir sohbet başlayacaktır. Bu durumda anne-baba, çocuğa sorular sorarak düşündürür, vermek istediği mesajları ve düşünceleri kendisinin keşfetmesine yardımcı olabilir.

Günlük yazmak: Yazmak, duygu ve düşünceleri ifade etme yeteneğini geliştirir. Bunun yanında, yaşadığı hayatı sorgular ve orijinal fikir ve çözümler bulur. Yarıyıl tatili, günlük yazmaya başlamak için ideal bir dönemdir. 

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: Kamil MEMİŞ
Kaynak: Zaman