Stratejik Planlama Kulübüne Hoş Geldiniz!

Küçük yaşlardan itibaren, hayatın her alanının stratejik planlarla kurulmuş bir düzenden oluştuğunu düşünürüm. İş hayatında kendini bu düzenin bir elemanı olduğunu ve söz konusu planların içinde “oyuncu” olarak yer aldığını fark etmek, insanın daha fazla düşünmesine, gözlemlemesine, sorgulamasına, takip etmesine, araştırmasına, ispat malzemeleri toplamasına, kendini daha iyi korumasına, buna bağlı olarak da yaşadıklarını PAYLAŞMASINA neden olmaktadır.

Paylaşmak, GERÇEK BİR EĞİTİMCİ olmanın temelidir!

 

Eğitim sisteminde DEĞİŞİM sürecinin hızlandığı içinde bulunduğumuz dönemi doğru değerlendirip, değişimi GELİŞİME dönüştürmenin çok boyutlu düşünme ile mümkün olacağını bilmek gerekir. Geçmişi değerlendirmek, bugünü geliştirmek ve geleceği stratejik olarak planlamak gerekir. İstikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir kalkınmanın en önemli öğesi: “DOĞRU EĞİTİMLİ” insandır; diğer tüm ilerlemeler, bu öğenin türevleridir. Eğitim planlaması ve uygulaması, uzun vadeli stratejiyi gerektirir. Bu strateji, insanların eğitim hayat planını “kişiye özgü oluşturmaya odaklı” olmalıdır.

En büyük oluşumdan en küçüğüne kadar bütün eğitim kurumları, planlama süreci ile iç içedir. Kurumlar devamlılıklarını sürdürmek, kendilerini var olduğu durumdan daha iyi yerlere taşıyacak fırsatları yakalamak, olası tehditlerden korunmak için geleceğini planlamak zorundadır. Ancak, hedeflerin gerçekleştirilmesinde ÇALIŞANLARIN ve UYGULAYICILARIN çabaları, kararlılıkları ve SAĞLAM duruşlarının önemli olduğu unutulmamalıdır. Oluşturulan eğitim sisteminin kendisinden beklenen görevleri yerine getirebilmesi, iyi bir planlamaya ve bu planın etkin bir şekilde uygulanmasına bağlıdır. Sistemin iki ana konuda analizinin yapıldığı görülmektedir: 1) genel sistemdeki değişimlerin eğitim sistemine etkileri 2) eğitim sisteminin iç işleyişi.

Toplumun ve ekonominin eğitimden beklentileri, eğitim talebini şekillendirmektedir. Eğitim kurumlarının, bu talebi ve buna bağlı olan arzı yönlendirmesi, öte yandan talebi piyasanın gerektirdiği arzlarla tatmin etmesi gerekmektedir. STRATEJİK DEĞİŞİM, kurumların çevresel değişkenlere duyarlı bir şekilde, iç değişkenlerini geliştirerek rekabetçi piyasada vizyonuna ulaşma çabasıdır. Bu süreç dışında kalan kurumlar, zaman içinde YOK OLMAYA mahkumdurlar.

 

Stratejik planlamanın öncelikli hedefi: İYİ YÖNETİMDİR!

Söz konusu planlama sayesinde yönetimin sahip olacağı “stratejik düşünme ve davranma” özelliği, kültürel eğitime önem verilmesini sağlayarak, bireysel çalışmaları takım ruhuna dönüştürüp, değişimin gelişim olarak algılanmasını sağlayıp, kuruma etkinlik ve kalite kazandıracaktır. İyi yönetimli, takım ruhu yüksek, güçlü kurumlarda etkin ve verimli hizmet yönünden gelişme, güçsüz ve dağınık kadrosu bulunan kurumlarda ise kurumun hayatta kalabilmesi için İLLEGAL faaliyetlere karışılma açıkça görülmektedir.

 

Eğitim politikası, ciddi ve büyük bir istihdam politikasıdır!

Ülkedeki her sorunun çözümünü eğitim olarak gören akım, eğitim sisteminin temel girdisi olan öğrencilerin ve bu nüfusun eğitimi ile görevli öğretmenlerin, okul dışındaki çevreden etkilenmeden eğitilme-eğitme sürecini yaşayabilecekleri, sistemin çıktıları olan mezunlara ise toplumda sıkışık da olsa yeterli yaşam alanı bulunabileceği varsayımlarına dayanmaktadır.

 

Toplumun eğitimden beklentisi çok yüksektir!

Eğitim sürecinin bitişiyle iş hayatına giriş yaşanmasının ardından, beklentilere uygun sosyo-ekonomik tatmin sağlanamadığı durumlarda kamuoyu, geriye dönüp eğitim sistemini hayata uygun olmamakla suçlamaktadır.

Dolayısıyla, toplumun eğitime bakış açısını iyi değerlendirerek kurumun iç ve dış yapısı oluşturulmalıdır. Bu yapının ürettiği geleceğin kurucuları olan öğrencileri, 2012 yılı itibariyle Türkiye’de bulunan 169 üniversiteye yerleştirmek için ADİL hareketlerde bulunulmalıdır. Bu yerleştirmeleri KAYIT DIŞI bağlantılarla gerçekleştirmeye çabalamanın, toplumun geleceğine kurulacak BÜYÜK BİR TUZAK olduğu göz ardı edilmemelidir.

Doğru eğitim ve doğru başarı için paylaşmaya devam edeceğim…
Esen kalın…