Sizce tatil sadece deniz ve güneş mi?

Tatil, yıl boyunca çalışan her insanın hakkı olduğu gibi eğitim-öğretim sezonunu kapatan öğrencilerin de en doğal hakkı. Tatil denince deniz, güneş ve bol bol eğlenmek insanın aklına geliyor. Ve Türk insanın tatil yorumu da bir hayli ilginç. Tatilde öğlen saatlerine kadar uyunur, öğle yemeği vaktinde sabah kahvaltısı yapılır. Akşam yemeği yerinede öğle yemeği yenilip, gecenin geç saatlerine kadar oturulur ve eğlenilir. Ayrıca gündüz saatleri ve akşam saatlerinin büyük çoğunluğu ya televizyon seyretmekle ya bilgisayar başında ya da saatlerce süren ismine “geyik” denilen sohbetlerle doldurulur.

Yurdum insanının tatil anlayışı bu. Dolayısıyla böyle bir tatil dinlenmekten çok insanı yorar aslında. Bu düzene alışık olmayan fizyolojik yapı önceleri zorlanır. Daha sonra insan fizyolojisi tembelliğe iyice alışır. Tatil bitince de olanlar olur. Tatilin bütün yorgunluğunu da tatil bitiminin ilk günlerinde atmaya çalışır.

Bu tatil anlayışı zihni tamamen devreden çıkarmaya yöneliktir sanki. İnsanlar zihinsel hiçbir aktivite bulunmazlar. Belki gazeteler okunur, ara sıra bazı bulmacalar çözülür. Onun haricinde zihni çalıştıracak eylemlerden uzak durulur. Böylece zihin eski aktifliğini kaybeder, öğrendiklerini unutmaya başlar ve eğitim-öğretim dönemi başladığında da bocalar. Eğitim-öğretim dönemi başlayınca zihin şoka girer. Uzun bir süre kendini toparlayamaz. Böylece ilk günlerde bazı öğrenciler öğretilen derslerde zorlanır ve yavaş yavaş derslerden uzaklaşır. Böylece yeni eğitim-öğretim sezonuna iyi başlamak için yapılan tatil tam tersi bir durumla sonuçlanır.

Peki öyleyse nasıl tatil yapmalı? Tatil de nelere dikkat etmeli? İyi bir tatil nasıl gerçekleştirilir? gibi sorulara bazı eğitimciler: “Tatil de neymiş? Öğrenci dediğin tatil boyunca da ders çalışmalı!” şeklinde yanıt verirler. Karşımıza çıkan her iki tabloda yanlıştır. Yani tatilde hiç ders çalışmamak, kitap okumamak kendini geliştirmeye çalışmamak ne kadar yanlış ise sadece bunlarla tatili değerlendirmeye çalışmak o kadar yanlıştır.

İnsanın hem dinlenmeye hem eğlenmeye hem de kendini yenilemeye ve geliştirmeye ihtiyacı vardır. Bunlar insanın yaşam serüvenine göre ve günün ihtiyaçlarına göre bazen biri diğerine göre daha fazla önemli olabilir veya insanın daha fazla zamanını alabilir. Böyle bir tablo normaldir. İnsan tatile çıkmadan önce tatile nasıl çıkacağını ve tatili nasıl değerlendireceğini planlıyor ve ona göre hazırlık yapıyorsa aynen öyle de tatil dönüşünü tatil döneminde planlamalı ve ona göre hazırlık yapmalıdır.

Üniversite sınavına (ÖSS) veya Ortaöğretim kurumları sınavına (OKS) hazırlanan öğrenciler için tatil aslında iyi bir fırsat demektir. Hem iyi bir tatil planı onları bir yıllığın yorgunluğunu attırır ve eğitim-öğretim dönemine iyi bir başlangıç yapmalarına neden olabilir. Hem de tatil döneminde yapılan küçük hazırlıklar büyük sonuçların alınmasını ve rakiplere fark atılmasını sağlayabilir.

Böyle bir tatil anlayışına sahip öğrenciler girecekleri sınavlarda başarılı olurken kendilerini de geliştirmiş olurlar. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak ve onu eğlendirebilecek en önemli etkinlik kitap okumaktır. Kitapla dost olmayan, okuma ve öğrenmeyle arası iyi olmayan öğrenciler, kalıcı başarıyı yakalayamazlar. Bilimin ve medeniyetin gelişip ilerlemesine katkıda bulunmuş, ortaya koyduğu eserlerle adını günümüze kadar taşımayı başarmış ünlü insanların hayatları incelendiğinde şu gerçek dikkatleri çeker: Hemen hemen hepsi çocuk denecek yaşta eğitime başlamış ve hayatları boyunca sürekli okumaya ve öğrenmeye karşı sınırsız bir arzu duymuşlardır.

Kitap okumanın faydaları saymakla bitmez. Ancak sınavlara hazırlanan adaylar için şunları söyleyebiliriz: Sınavlarda soruları doğru okumak, okuduğunu anlamak çok önemlidir. Ne demişler : “Soruyu anlamak demek, yarısını çözmek demektir.”  Bu düşünceyi Einstein şöyle ifade eder: “Bana bir soru sorulsa ve bunu çözmem için bir saat süre tanınsa; bu bir saatin kırk beş dakikasını soruyu anlamaya, on dakikasını çözüm yolu geliştirmeye ve kalan beş dakikayı da soruyu çözmeye ayırırım.” demiştir. Her iki düşüncede incelendiğinde sorunu anlamanın en önemli adım olduğunu görmekteyiz. İşte bu önemli adımı da kitap okuyarak yaz tatilinde atmış oluyoruz.

Bu nedenle bu yaz tatilinde en önemli çalışma kitap okuma alışkanlığını kazanarak bol bol kitap okumaktır. Bu sayede hem hayata kendinizi daha iyi hazırlamış, hem de sınavlarda sınırlı sürede soruları okuma-anlama yeteneğinizi geliştirmiş olacaksınız.  

Ayrıca ÖSS’nin ve OKS’nin analizini yaptığımızda kitap okumanın bu sınavlarda başarılı olmak için gerekli olduğunu görmekteyiz. Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) çıkan 180 sorudan 132’si açıklama metni olan sorulardan oluşuyor. Kitap okuma alışkanlığı öğrenciye zamanı etkili kullanmanın yanı sıra anlama ve yorumlama kabiliyetini geliştireceği için ÖSS’de avantaj sağlayacaktır. Türkçe, tarih, felsefe sorularının zaman ve okuduğunu anlama problemi yaşamadan doğru çözümlenebilmesi için kitap okuma alışkanlığının iyi seviyede olması gerekiyor. Açıklama bölümü olmayan sorularda ise –özellikle anlatım bozukluğu sorularında– cevap şıklarının uzun cümlelerden kurulu olduğu da belirtilmesi gereken bir başka özellik. “Sayısal soruların cevaplanmasında kitap okumanın bir etkisi yoktur.” düşüncesi öğrencilerde genel bir kanaattir. Oysa bu bölümde çıkan soruların çok büyük bir kısmında açıklama metni bulunmaktadır. Üstelik 18 soruda dört satırdan fazla açıklama metni vardır. Dolayısıyla her soruya tanınan bir dakikalık süre içinde soruların çözümünün yetiştirilmesi, doğru cevabın bulunabilmesi için kitap okuma alışkanlığının olması kaçınılmaz hale eliyor. Özellikle biyoloji sorularının yoruma dayalı olması, yorum kabiliyetini güçlendirecek kitapların okunmasını gerektiriyor. Benzer durumlar OKS içinde geçerlidir. Sadece soru sayısı ÖSS’den farklı olarak azdır. Ama yine sorular incelendiğinde okuma alışkanlığının soruları cevaplama da gösterdiği etki açıkça görülecektir.

Sınavlara hazırlanan adaylara önerebileceğim kitaplar:

1)      Sınav tekniklerini ve sınav sistemini öğrenmek, ders çalışma alışkanlığını kazanmak, sınava motive olmak ve sınav stresini yenmek için: Adem Durmuş, Başarının Yol Haritası, Kaynak Yayınları

2)      Yorum kabiliyetinizi güçlendirmek için: Cemil Meriç, Bu Ülke

3)      Dikkatsizlik sorunu çözmek için: Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış

4)      Soruların çözümünde zaman sorunu ve soruları alama problemini çözmek için: Montaigne; Denemeler, Cem Yayınları; Nurullah Ataç, Okuruma Mektuplar ve Söz Arasında, Can Yayınları

5)      Sınav maratonunun uzun ve zor yolculuğunda gerekli olan sabrı öğrenmek için: Saliha Şahin, Meşhur Olan Fakir Çocuklar, Timaş Yayınları

6)      Sınava ve derslere motive olabilmek için: Oğuz Saygın, Negatif Limanlardan Pozitif Sulara, Hayat Yayınevi; Doğan Cüceloğlu, Savaşçı, Sistem/Remzi Yayınevleri; Grigory Petrov, Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Hayat Yayınevi)

7)      Eğlenmek ve kitap okuma alışkanlığını kazanmak için: Mustafa Kutlu, Uzun Hikaye, Dergah; Nazan Bekiroğlu, Yusuf ile Züleyha, Timaş; Hüseyin Üzmez, Öldürücü ve Güldürücü Gerçekler, Timaş; Tolstoy, İnsan Ne ile Yaşar, Şule; İskender Pala, İki Dirhem Bir Çekirdek, BKY

 

Tatilde ders çalışılır mı?

Başarılı olabilmek için derslere ilgi duymalı ve istekli olmalı, öğrenme davranışının yapılabilmesi için çaba göstermeye ve gerekli zamanı harcamaya istekli olmak gerekir. Her öğrenci gerek sınavlarda gerekse okul derslerinde başarılı olmak ister. Hiçbir başarı tesadüf değildir. Başarıya ulaşmak için sürekli ve düzenli bir çalışma gerekir.

“Yazın da ders mi çalışılırmış?” diyenlerimizin sayısı hiç de az değil. Öyleyse neden çalışmamız gerektiği üzerinde duralım biraz. ÖSS’ye bir milyon sekiz yüz bin civarında, OKS’ye de sekiz yüz bin civarında öğrenci hazırlanmaktadır. Bu sınavlarda ise öğrencilerin ancak % 10 başarılı olmaktadır. Dolayısıyla iyi bir sonuç için iyi bir başlangıç yapmak gerekir.

Sınavlara hazırlanan öğrenciler tatil günlerinde günün bir saatini ders çalışmaya ayırmalılar. Sınava hazırlığın ilk basamağı öğrenilen bilgileri unutmamak için yapılan tekrar çalışmaları oluşturmalıdır. Çünkü insan, öğrendiklerinin % 75’ini bir hafta içinde, % 66’sını bir gün içinde, % 54’ünü de bir saat içinde unutur. Unutmayı önlemenin yolu düzenli tekrardır. Bu nedenle sınavlara hazırlanan öğrenciler günlük ders çalışmak için ayırdıkları zamanı ilk günlerde öğrendikleri bilgileri tekrar ederek değerlendirebilirler. Tekrar çalışması tamamlandıktan sonra öğrenilen konuları pekiştirmek için soru çözmeye ya da tek başına çalışarak öğrenebilecekleri konuları öğrenmeye yönelik çalışmalar yapmalılar. Böyle bir çalışma öğrencinin tatil yapmasına engel değildir. Aksine hem tatilini iyi değerlendirmesine hem de kendi gireceğe sınava iyi hazırlamasına yol açar. Bu nedene OKS ve ÖSS gibi büyük sınavlara hazırlanan öğrenciler için seneye tam tatil için bu sene yarım tatil yapın önerisini sunuyorum. Bu öneriye başarılı olmak isteyen tüm öğrencilerin uyacağını ümit ediyorum.

Ve siz sevgili öğrencilere iyi tatiller ve iyi çalışmalar diliyorum.

Sağlıcakla kalın.