Boğaziçi'nde erguvanların boy göstermesi baharın en güzel müjdecisidir. Ağaçların yeşillenmeye, canlıların hareketlenmeye, bizlerin de içimizin ısındığı bu güzel aylar özellikle orta öğretim kurumları sınavı (OKS) ve üniversiteye hazırlanan gençlerin stresinin yoğunlaştığı döneme rastlar. Bir, iki ay sonra sınava girilecektir. Öğrencinin ve ailesinin gerginliği gittikçe artmaktadır. ?Ya kazanamazsam!? belki de en çok dile gelen ya da dilin ucuna gelse de söylenemeyen kelime olmaktadır. Sınav stresi her zaman öğrenciler için var olmuş ve olmaya devam edecek bir olgudur. Gerçi bu durum öğrencilik bittikten sonra profesyonel hayatta da performans kaygısı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Eğitim sistemi, her zaman eleştirilere konu olmuş ve çeşitli uygulamalarla farklı boyut kazanmıştır. Farklı uygulamalara karşın eğitim sisteminde ?sınav? belki de en değişmez unsurlardan biri olarak günümüze gelmiştir. Öğrencilerin bilişsel davranışlarının ölçülüp, belirli ölçütlerle karşılaştırılarak değerlendirilmesi anlamına gelen sınavlar çoğu öğrenci için gerilim ve bazen de korkuyla hatırlanır.  Aslında eğitimin temel unsurlarından biri olan sınavlar stres kaynağı ya da gerilim unsuru olmak yerine motive edici, geliştirici olduklarından vazgeçilmezdir. İdeal eğitim ?bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla değişmeler meydana getirme süreci? olarak tanımlanabilir. Aslında öğrenme süreci öznenin kendisinde olup bitmektedir. Öğretmen, okul, aile ancak yönlendirici, motive edici özellikleriyle devreye girerler. Yönlendirme, kısıtlamanın dozunun ayarlanması çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki her şey öğrencide başlayıp yine öğrenci de bitmektedir.

Sınav stresi denen olgu belli ölçüler içinde kaldığı sürece, hayatın her alanında olduğu gibi öğrenme davranışını olumlu etkilemektedir. Sonuçta hiçbir kaygı duyulmadığında o işi eksiksiz yapmamız için güdülenemeyiz. Onun içindir her başarının yanında bir miktar stres bulunur. Ancak stresin yoğunlaşması dikkatin dağılmasına ve başarının düşmesine yol açacaktır. Burada stresi artıran unsurlardan kaçınmak gerekecektir. Stresi artıran en önemli unsur öğrencinin başarılı olamayacağı düşüncesidir. Başarı ise ancak sürekli ve düzenli bir çalışmanın sonunda gelmektedir. Orta öğretimde konuları işlerken öğrenmekten keyif almak ve kendisinin geliştiğini hissetmesi öğrenci için önemli bir motivasyon kaynağıdır. Öğrencinin ?başarılı olmak isteği? seçeceği meslek ile de doğrudan ilişkilidir. Daha önceki eğitim sürecinde meslek söz konusu değilken üniversite sınavı ile birlikte meslek seçimi de gündeme gelmektedir. Sürekli ders çalışmak sıkıntılı bir durumdur. İşte bu noktada arzulanan meslek en önemli motivasyon faktörlerinden biri olmaktadır. O mesleğe olan arzu öğrenciyi çalışmaya zorlayacaktır. İşte bu nokta da orta öğretim sürecinde okul ve ailenin çocuğun gelecekteki uygun mesleğini bulmasında ona yardımcı olmalıdır. Hedefsiz çalışmak her zaman çok verimli olmamaktadır.

Ailelerin yaklaşımı da öğrencini başarısında çok önemli rol oynamaktadır. Çocuğunun kapasitesini değerlendiremeyen, yüksek beklentiler içindeki aileler çocuklarını daha çok strese sokmaktadır. Sürekli ders çalışmasını hatırlatan, kısıtlayan, başkalarıyla karşılaştıran aileler farkına varmadan çocuklarını olumsuz etkilemektedir. Çocuğunun doktor olmasını isteyen ve bunu etrafa anlatan annenin karşısında çocuk ailenin bu beklentisini karşılayamazsa rezil olacağı bir daha onların yüzüne bakamayacağı hissine kapılmaktadır. Ya da kazanamazsa ?bir daha sınava sokmayacağı?, ?kasabın yanına vereceğini?, ?ağabeyin geçen sene kazandı bu sene sıra sende?, ?dershaneye çok para harcandığı? gibi uyarılar çocuğun başarısını azaltabilir. Anne, baba (bazen ilgili öğretmenler de aile gibi baskı unsuru olabilmektedir) unutmamalıdır ki çocukları artık kendi hayatı için seçim yapacak ve bu seçim de onun kendisine dair olacaktır. Bir çok anne, baba kendi yaşamlarında ulaşamadıkları hedeflere çocuklarının ulaşmasını istemekte ve çoğu zaman da bu isteklerini açıkça ifade etmektedir. Bu durum çocukların tercihlerde kafalarını karıştırmakta ve ileride arzu etmedikleri mesleklerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Profesyonel bir sporcu yaptığı spor branşının tüm inceliklerini bilmesine rağmen hep bir antrenörle çalışır. Antrenörün en önemli işlevi zor ve sıkıntılı hazırlanma sürecinde sporcusunun motivasyonunu sağlamaktır. Ailelerin de görevi, çocuklarına hazırlanmak için uygun bir ortam sağlamak ve onları olumlu motive etmeyi becermeleridir. Ders çalışmak kadar dinlenme uyarısını da yapmak daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. 

Kaygı düzeyinin artması, çarpıntı, nefes darlığı, titreme, uyuşma, baş ağrısı, sersemlik hissi, bulantı, şişkinlik ve mide barsak yakınmalarına yol açabilir. Bu fiziksel belirtilerin yanı sıra keyifsizlik, isteksizlik, çabuk sinirlenme, sebepsiz ağlamalar, karamsarlık, uyku ve iştah değişiklikleri gibi bilişsel belirtiler de ortaya çıkabilir.  Tüm bu belirtiler de kişiyi rahatsız edip onun dikkatin dağılmasına, paniklemesine yol açacaktır. Düşünce boyutunda paniğe sebep olabilecek olumsuz düşünceler, yorumlar, kanaatler, beklentiler göze çarpar. Kişi bu olaydan kaçınma davranışına yol açar. En çok göze çarpan tepki, ders çalışmayı ya da sınavlara girmeyi istememektir. Bu sorunlar birbirine karışarak bir kısır döngü oluştururlar. Ağrı ve sızılarına yönelen öğrenci derse dikkatini veremeyecektir. Dersten geri kalma kaygıyı, kaygı da durma ve gerilemeyi artıracaktır.

Sınav sürecinde öğrencinin kendisine ilişkin yukarıda açıklanan gözlemlerinde artış varsa ilk yapılacak şey gerçek dışı beklenti ve yorumları ayıklamak olmalıdır. Gerçek dışı bir karamsarlığı gerçek dışı bir iyimserlikle dengelemekten söz etmiyoruz. Yapılması gereken düpedüz gerçekçi düşünmektir. Yerleşmiş bir sınav kaygısında, bu kaygı olumsuz düşünceyi, olumsuz düşüncede kaygıyı artırmaya devam edecektir. Bu kısır döngüden kurtulmak mümkün olmazsa daha fazla yardıma ihtiyaç duyulduğu kabul edilerek bir an önce bir psikiyatra danışmak gerekmektedir. Sonuçta bir psikiyatra başvurmak da hedefe ve başarıya giden yolda çok önemli bir adımdır.

Yaşamın sürekli bir problem çözme süreci olduğunu hatırlarsak OKS ya da üniversite sınavının da bu problemlerden sadece biri olduğunu unutmamak gerekir. Tüm sınavlarınızın başarılar getirmesi dileğiyle.