Cemal, sınıf arkadaşı Sernisa'ya sordu: 'Sırrın ne? Böylesine enerjik ve mutlu dolaşmanın sırrı ne? Seni yaklaşık bir yıldır izliyorum. Hayatında ne olursa olsun, her zaman mutlusun. Yağmur da yağsa, kar da yağsa, sınıfta da kalsan, bir arkadaşın buluşmaya da gelmese ya da çok geç kalsa senin moralin hiç bozulmuyor.

Final yerine geçen ödevin kayboldu ve sınıfta kaldın. Onu öğrendiğinde bile hiç üzülmedin. Nasıl oluyor bu? Bu enerjiyi nereden buluyorsun? Mutluluğunun sürekliliğinin kaynağı nedir?'

Sernisa cevap verdi: 'Mutlu olmak için özel bir şey yapmıyorum. Bir kere her gün, günün içinde olan bitenleri birisiyle paylaşırım. Bazen ailemden biriyle, bazen de bir arkadaşımla. Kendimi bir çaydanlığa ve günün içindeki olayları da ocağın ateşine benzetiyorum. Günün olayları içimdeki suyu kaynatıyor ve basıncın artışı bende strese yol açıyor. Basıncı azaltmanın yolu, ya ateşi söndürmek ya da çaydanlığın kapağını açmak. Günün içinde olan biteni bir yakınınla paylaşmak, çaydanlığın kapağını açmaya benziyor. Günün olaylarını çok sevdiğin birisiyle tatlı bir sohbetle paylaşmak, ona kendi çaydanlığından çay ikram etmeye benziyor. Ben günümü birisine çay ikram etmeden bitirmem. Mutlaka ya yüz yüze, ya telefonla, ya e-posta ile ama mutlaka günün içinde olan biteni paylaşırım; onu bir yük gibi sırtımda taşımam. Bu arada bu paylaşımlar sırasında kiminle konuşuyorsam; onları beni yargılamalarına yol açacak bilgileri de vermem.' Cemal merakla sordu: 'Çok ilginç. Peki başka neler yapıyorsun?'

'Her gün minik de olsa bir şey denemeye ya da keşfetmeye çalışıyorum. Yeni bir yiyecek, yeni bir yol, yeni bir radyo kanalı, yeni bir köşe yazarı... Bir yerde okumuştum. İnsan aklını, beyin hücrelerini yeni şeyler çalıştırırmış. Üstelik yeni şeyler, başkalarıyla sohbet edecek konu da veriyor bana.

Bir de her fırsatta yardım etmeye çalışıyorum, çevremdekilere. Ödev hazırlamaya çalışan bir arkadaşıma da, aradığı adresi bulmakta zorluk çeken birine de, bir şeyler almaya gittiğim dükkanda bir tezgahtara da... Başkasına yardım etmek beni mutlu ediyor. Öyle bir ilahi düzen var ki, biz başkasına yardım edersek, başkaları da bize yardım ediyor. Bir de insanların inançlarına göre sabahları namaz kılması ya da meditasyon yapması önemli gibi geliyor. Düşünmek için fırsat veriyor. Ben kendi örneğimde bir önceki günü geride bırakıp temiz bir sayfa açmış oluyorum.'

Cemal, 'Peki şu kaybolan ödev yüzünden sınıfta kalmana ne diyeceksin? Hiç etkilenmedin.' Sernisa: 'Evet, çok az üzüldüm. Belki birkaç dakika. Ama sonra şöyle düşündüm. Belki bu dersi bir yıl daha almam dolayısıyla gelecek yıl belki de sınıf arkadaşlarımdan biri eşim olacak insan olarak karşıma çıkacak ya da belki hocamla daha iyi dost olacağım ve belki bana asistanlık teklif edecek. Belki uzayan okulum dolayısıyla bir sonraki sene, şu an bulacağımdan daha iyi bir iş bulacağım Sence ödevimin kaybolması dolayısıyla sınıfta kalmama üzülmeli miyim, sevinmeli miyim?'